HDI Sigorta Genel Müdürü Ceyhan Hancıoğlu, deprem sonrası sigorta sektöründe reasürans maliyetlerinin katlanacağına ve şirketlerin de dönüp bunu sigortalılara yansıtmak zorunda kalacağına değinerek, “Önümüzde feci bir tablo var. Zannetmeyelim ki bundan sonra iş kabulü ve sigortalamak kolay olacak. İstanbul’da reasürans maliyeti etkisiyle 100 tane fabrikayı sigortalayabiliyorsam, Konya’da bin tane sigortalayabilirim” dedi.
Editör: AYTAÇ NALLAR
HDI Sigorta Genel Müdürü Ceyhan Hancıoğlu, Kahramanmaraş depremi sonrası sigorta sektörünün hem deprem modellemesi hem de reasürans koruması konularında dikkatli olunması gerektiğini söyledi. “Çalışmadığımız yerden gol yedik” diyen Hancıoğlu, o bölgede 11 ili etkileyen büyük bir deprem beklenmediğini belirterek, “Çünkü biz oraya konsantre olmamıştık. Biz yıllardır kocaman bir Marmara depremine konsantre olduğumuz için esas dersimizi burada iyi çalışmıştık” dedi.
Depremle, sigorta şirketlerinin hayatının zorlaştığını, sigorta sektöründeki şirketlerin reasürans zinciri içinde olduğunu ifade eden Hancıoğlu, şirketlerin yazılan işlerin tamamını üstlerinde tutma gibi bir lüksleri olmadığını, riskleri ve hasarları paylaşmak zorunda olduklarını kaydetti. Sigortacılığın bir ekosistem olduğuna değinen Hancıoğlu, “Reasürans sopası üstümüze geliyor. Reasürans zinciri hasar neredeyse oraya döner. Florida’da fırtına olursa oraya döner, Japonya’da deprem olursa oraya döner. Nerede hasar varsa bu hasarın üstüne bir maliyet oluşur” dedi.
KÖTÜNÜN HABERCİSİ OLMAK İSTEMİYORUM AMA…
Ceyhan Hancıoğlu, deprem sonrası sigorta sektöründe reasürans maliyetlerinin katlanacağına ve şirketlerin de dönüp bunu sigortalılara yansıtmak zorunda kalacağına değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kötünün haberci olmak istemiyorum ama önümüzde feci bir tablo var. En basit örneğini vereyim. Ben orada, diyelim ki, şu kadar milyon avro hasar ödedim. Bizim anlaşmalarımızda bir madde vardır; ikame zeyli ile ilgili. Depremde sanayi tesisleri, konutlar, araçlar zarar gördü ve biz de bunları ödedik. Bizim yıllık yaptığımız reasürans anlaşmasının ikame zeyli gereği, hasar olduktan sonra o düşen ödediğimiz hasar kadar, biz bir zeyilname ile reasüröre milyonlarca avro para ödeyeceğiz. Bakın, rakamı eski haline getirmek için; bu sadece ikame kısmı, bir kere ödeyeceğiz. Bu bizim maliyetimize yansıyacak. Bu birinci konu. Gelelim, ikincisine. Kendi şirketim özelinde söylüyorum ki, birçok şirketimiz bu sıkıntıyı yaşayacak. Son bir senedir biz sigorta bedellerini, avro veya TL bazında gerçek değerine getirdik. Ne oldu? Bizim reasürans ihtiyacımız arttı. Yani 100 liralık bir fabrikayı 200 liraya getirdiğimiz zaman bu reasüransa yansıyor. Dolayısıyla bizim mevcut poliçelerin güncel değere gelmesiyle bile bir ek kapasite ihtiyacımız doğdu. Bu da ikinci maliyeti artıran unsur. Benim 100 milyon avro kapasitem varken bugün 200 milyon avro kapasite istemeye başladım. Bunun da artı bir maliyeti var.”
BUNDAN SONRA YOĞURDU ÜFLEYEREK YİYECEĞİZ
Bunlara ek olarak bir de deprem sonrası iş kabul konusunun gündeme geleceğine dikkat çeken Hancıoğlu, “Zannetmeyelim ki bundan sonra iş kabulü ve sigortalamak kolay olacak. Tabii Türkiye’nin tamamı için bunu söyleyemeyiz ama Marmara depremi beklentisi olduğunu da bilelim. Sanayinin neredeyse yarısına yakının İstanbul ve etrafında olduğunu düşünecek olursak; biz gerçekten yoğurdu üfleyerek yemeye devam edeceğiz” dedi.
İSTANBUL İLE KONYA’NIN MALİYETİ AYNI DEĞİL
Ceyhan Hancıoğlu, İstanbul’da, deprem riski nedeniyle sigortalanacak bir fabrika ile Konya’da sigortalanacak fabrikanın reasürans maliyetinin aynı olmadığını vurgulayarak, şu açıklamayı yaptı:
“Bugün artık benim kontürümü dikkatli kullanmam lazım. Diyelim ki benim, 100 milyon avro reasürans kapasitem var. İstanbul’da reasürans maliyeti etkisiyle 100 tane fabrikayı sigortalayabiliyorsam, Konya’da bin tane sigortalayabilirim. Marmara zonundaki deprem maliyeti Konya’nın 8, hatta 10 katı olacak. Şu anda biz onu modelliyoruz. Bu yüzden de belki şirketlerin bir kısmı çıkacak diyecek ki ben İstanbul’da şu işi yazmak yerine Ankara’da, Konya’da, Antalya’da yazmayı tercih ederim. Bu yıllardır önümüze almadığımız yol haritasıydı. Ama bugün, en azından kendi şirketim adına söyleyeyim, bu sıkıntıyı yaşıyoruz. Bu yüzden bir vatandaşıma dokunmak mı, 10 vatandaşıma dokunmak mı; buna karar vereceğiz.”
KENDİ İÇİMİZDE BİLE PLASMANDA ZORLANIYORUZ
Ceyhan Hancıoğlu, İstanbul’un, bir semtinde yapılacak poliçenin priminden iki, üç kat daha fazla reasürans maliyeti çıkabileceğini belirterek, “O zaman ben de sigorta yapıp, yapmamayı düşüneceğim. Bakın, bugün sigorta sektörü, kendi imecesinde bile bir sürü plasmanda zorlanmaya başladı; deprem kümülleri yüzünden. O zaman ne yapacağım; ayağımızı yorganına göre uzatmak adına kapasitemizi doğru yerde kullanmak adında, vatandaşın mağdur olmaması adına; belki imece usulü daha çok paslaşacağız. Şirketler daha çok bir araya gelecek. Yurtdışına bunu daha iyi anlatacağız. Önümüzde böyle çok ciddi bir sıkıntı olasıdır” şeklinde konuştu.