‘Hayat sigortası sürdürülebilirliği sağlıyor’

Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Genel Sekreteri Özgür Obalı, kredili hayat sigortaları hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Obalı, “Trafik sigortasını konuşuyoruz, 20 milyondan aracın sigortalandığından bahsediyoruz ama hayat sigortalı adedi 23.2 milyon kişi. Hayat sigortası deyince ciddi büyüklükten bahsediyoruz” dedi. Obalı, kredi bağlantılı hayat sigortalarının en büyük avantajının, sürdürülebilirliği sağlaması olduğuna da dikkat çekti.

Editör: Aytaç NALLAR

Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Genel Sekreteri Özgür Obalı, kredi bağlantılı hayat sigortalarının en büyük özelliğinin sürdürülebilirliği sağlamak olduğunu söyledi. Obalı, hayat sigortaları hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Özgür Obalı, hayat sigortalarının, kişi adedi olarak Türkiye’de en büyük sigorta primini oluşturan sigorta branşı olduğunu söyledi. Obalı, en fazla konuşulan branşın trafik sigortası ve en çok sigortalının da bu branşta olduğunun sanıldığını belirterek, “20 milyon fazla aracın sigortalandığından bahsediyoruz. Oysa hayat sigortalı adedi 23.2 milyon kişi. Hayat sigortası deyince ciddi büyüklükten bahsediyoruz” dedi.

5 YILDA 5.6 MİLYAR TL BORÇ KAPATILDI

Özgür Obalı, kredi bağlantılı hayat sigortalarında, tüketici kredilerinde sigortalanma oranının yüzde 95’lere yakın olduğunu, konut kredilerinde bu oranın yüzde 90’lar civarında olduğunu kaydetti. Hayat sigortasının vefat halinde geride kalanlara, sakatlık durumunda da kişiye borç bırakmamak adına iyi kurgulanmış bir ürün olduğunu ifade ederek, “Sadece geçen sene 130 binden fazla kişinin bankalara olan 1.6 milyar lira kredi borcunu sektör kapatmış. Son 5 yılda ise 5.6 milyar lira borç kapatmışız. Bu kişiler ya vefat etmişler ya da çalışamaz hale gelmişler ve devreye sigorta girmiş, bu borçları kapatmış, sıfırlamış. Arta kalan tutar varsa, bu tutar da mirasçılara ödenmiş” dedi.

SİGORTALI, SİGORTASIZ ÜRÜN SUNACAKLAR

Özgür Obalı, bankadan kredi kullanırken, hayat sigortasının zorunlu olmadığını, isteğe bağlı olduğunu da hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bankalar bu konuda bir tavsiye kararında bulunuyor. Sigortayı da kredinin fiyatlamasında farklılaştırma yaparak yapıyorlar. Yani sigortalı ürünle, sigortasız ürün arasında fiyat farkı var. Sigortasız ürünün bir miktar daha faiz oranı yüksek, sigortalıda ise düşük. Bunun temel sebebi de tamamen matematik. Yani banka riskini bertaraf ettiği için risk primini fiyata yansıtıyor. Bankanın da bunu yapmaya hakkı var ve yeni çıkan kanun da bunu netleştirdi. Kanun, bankalara, sigortalı ve sigortasız iki ürün sunma hakkı tanıdı. Eğer vatandaş sigortalı ürünü tercih ediyorsa banka kredide avantaj sağlayabilir. Sigortasız ürünü tercih eder ya da sonradan sigortadan vazgeçerse sigortasız fiyatı tüketiciye önerebilir veya da yeni ödeme planını kendisine gönderebilir. Bu çerçevede sigortalı ve sigortasız ürün çok net ayrıştırılmış oldu.”

RİSKİ SİGORTAYA DEVREDİN DİYORUZ

Obalı, tüketicilerin, yapılan hayat sigortasının içeriğini iyi incelemeleri gerektiğini de önererek, “Alınan ürünün teminatına bakmak lazım. Mesela, bazı hayat sigortaları bazı hastalıkları kapsamıyor.  Koah hastalığına, kalp krizine istisna tanıyan ya da kanseri teminata katmayan poliçeler var. İşsizlik teminatı veren poliçeler de var. Sigorta paketleri ve içindeki teminat yapıları değiştikçe prim de farklılık gösterir” şeklinde konuştu.

Özgür Obalı, kredi kullanıp da hayat sigortası yaptırmayanların sonrasında çok ciddi pişmanlıklar yaşadığını, mirasçıların da ‘neden sigorta yapılmadı?’ diye sorguladığını vurgulayarak, “İş görememe, çalışamama gibi durumlara karşı kredinin nasıl ödeneceğini kafamıza takmak istemiyorsak, gelin bu riski devredin sigortaya diyoruz. Kredi bağlantılı hayat sigortalarının en büyük avantajı, sürdürülebilirliği sağlaması. Sigortanın en önemli fonksiyonu finansal ya da hayat tarafında veya da maddi koşullarda sürdürülebilirliği sağlamak. Siz bu riski devrettiğiniz için de hayatınıza kaldığınız yerden devam ettirebilmenize olanak tanınıyor, hayat sigortası ile” şeklinde konuştu.