Daha da önemlisi konu tasarrufsa ve ülke olarak da tasarruf açığımız bulunuyorsa; BES, bugün tek tasarruf enstrümanı ve tasarruf açığını kapatmanın da tek yolu. Açıkça söyleyeyim, sistemin bu büyüklüğe gelmesindeki en büyük etken de bu yüzde 25 devlet katkısı. Devlet katkısı olmasaydı, sistem bu noktalara gelir miydi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Kabine Toplantısı sonrası yaptığı açıklamada belki de en dikkat çekici olanı bireysel emeklilik sistemine yönelik olan açıklamaydı. Erdoğan, açıklamasında, “Bireysel emeklilik sistemimizin cazibesini artırmak için devlet katkısı oranını yüzde 5 daha artırarak yüzde 30’a çıkartıyoruz” dedi. Eminim birileri diyecektir ki, ‘ortalık bu haldeyken bireysel emeklilikte devlet katkısının yüzde 30’a çıkartılması çok mu önemli?’. Evet, çok önemli.
Neden mi önemli, anlatayım. Ama önce kısa bir hatırlatma yapayım. Bireysel Emeklilik Sistemi (BES), 2003’te uygulamaya girdi ve ilgi görsün diye de vergi teşviki ile başlatıldı. O dönem sisteme giren kişilere aylık yatırdıkları katkı paylarını vergiden düşebilme imkanı tanındı. Ancak bu imkandan sadece çalışan kesim yararlandığı için teşvik pek de ilgi görmedi. Tabiri caizse sistem kör topal ilerledi; ta ki, 2013 yılına kadar. 2013’te köklü değişikliğe gidilerek, yüzde 25 devlet katkısı uygulamasına geçildi. Çalışan çalışmayan, emekli, ev hanımı sisteme giren herkese devlet yüzde 25 katkı yapmaya başladı. O dönem slogan şuydu; ‘Her 100 lira yatırana devlet de 25 lira yatırıyor’. Bu durum BES’te kırılma noktası oldu. Bundan sonra sisteme girenlerin sayısı bir anda yüzde 50’ler seviyesinde arttı ve sisteme her yıl bir milyondan fazla kişi giriş yaptı.
BES NEDEN ÖNEMLİ?
Bugün ise 13.2 milyondan fazla kişi BES sayesinde tasarruf ediyor. Emeklilik fonlarının toplamı da 250 milyar TL’ye yaklaştı. Bunun 24.3 milyar lirası da devletin ödediği devlet katkısı fonlarından oluşuyor. Peki, bu 250 milyar TL’lik fon büyüklüğü neyi ifade ediyor? Şöyle ki, çalışanların primlerinden kesilerek oluşan ve pandemi döneminde hem çalışanlara hem de işverene büyük oranda desteğin verildiği İşsizlik Sigortası Fonu var ya; işte bu fonun bugünkü büyüklüğü 90 milyar lira. BES’teki fon büyüklüğü, İşsizlik Sigortası Fonu’nun neredeyse iki buçuk katından fazla.
İkincisi, emeklilik fonlarının büyüklüğü bugün GSYH’nin yüzde 3’ü seviyesinde. Bitmedi; bugün mevduattan sonra en çok birikimin olduğu sistem bireysel emeklik sistemi ve bankalardaki mudiler kadar BES’te katılımcı bulunuyor.
Daha da önemlisi konu tasarrufsa ve ülke olarak da tasarruf açığımız bulunuyorsa; BES, bugün tek tasarruf enstrümanı ve tasarruf açığını kapatmanın da tek yolu. Açıkça söyleyeyim, sistemin bu büyüklüğe gelmesindeki en büyük etken de bu yüzde 25 devlet katkısı. Devlet katkısı olmasaydı, sistem bu noktalara gelir miydi? Şüpheliyim.
KURDAKİ DALGALANMA
Peki, tasarrufların artması önemli mi? Çok önemli. Şöyle anlatayım. Tasarrufların artmasının öncelikli faydası elbette bireylerin refahı içindir ama aynı zamanda ekonomi için de önemlidir. Ekonomiye uzun vadeli kaynak sağlanır, yatırımlar desteklenir, sermaye piyasaları derinlik kazanır, ekonomi büyür, dış şoklara karşı kırılganlık azalır. Ne mi demek istiyorum? Eğer BES’teki fon büyüklüğümüz bugün 600-700 milyar lira olsaydı, kurdaki dalgalanmalar ve bu dalgalanmaların etkisi hissedilmezdi bile.
O nedenle de dövizdeki ve enflasyondaki artışın hem piyasalar hem de vatandaş üzerindeki etkisini azaltmak için alınacak birkaç önlem arasında bireysel emeklilik sistemi yer alıyor. Bu nedenle tasarrufu, dolayısıyla da BES’i daha da cazip kılmak için devlet katkısı oranı yüzde 25’ten, yüzde 30’a çıkartılıyor. Şunu da belirteyim, böyle bir katkının dünyada eşi benzeri de yok.
ASGARİ ÜCRETİN YÜZDE 25’İ
Yeni alınan kararla bundan sonra BES’e her 100 lira yatırana devlet de 30 lira yatıracak. Hazır yeri gelmişken devlet katkısından nasıl yararlanılacağına da değineyim. BES’teki bir kişinin en yüksek yararlanabileceği devlet katkısı tutarı, yıllık brüt asgari ücret toplamının (bugün için bu tutar 42.930 TL) yüzde 25’ini geçemiyor ki, bugün için bu rakam yıllık 10.732 lira, aylık da 894 lira.
Belki bu yıllık yüzde 25 limiti, devlet katkısının artırılması ile yüzde 30’a çıkarılabilir. Biz mevcut hesap üzerinden gidelim. Malum 2022’de asgari ücrette ciddi bir artışa gidildi ve brüt 5.004 liraya çıkartıldı. 2002 yılında yıllık brüt asgari ücret toplamı 60.000 lira olacak. Buna göre de yeni senede bir kişinin en yüksek yararlanabileceği devlet katkısı tutarı yıllık 15 bin liraya yükselecek. Daha açık bir anlatımla yeni senede devlet BES’teki her bir kişiye yıllık maksimum 15 bin lira katkı yapacak.
Noyan Doğan/Hürriyet Gazetesi