Olası Marmara depremi için beklenen 325 milyar dolarlık hasarın sadece yüzde 10’u sigortalı ya; deprem olsa sigorta sektörü hepi topu 32 milyar dolarını öder, 293 milyar doları devletin üzerinde kalır, bütçeye yük olur. Bu da Kahramanmaraş depreminin maliyetinin üç katı demektir. Bunun hesabını kim verecek, bu yükün altında nasıl kalkılacak?
Yazacaklarım kimilerinin hoşuna gitmeyecektir, kimileri de felaket tellallığı ile suçlayacaktır ama doğru tespitleri de yapmak gerekiyor. Kahramanmaraş depremlerinde 40 bine yakın bina yıkıldı, 200 binden fazla bina hasar aldı, başta küçük işletmeler olmak üzere sanayi tesisleri büyük zarar gördü. Depremin ekonomiye maliyeti ise 100 milyar doları geçti. Sadece bu yıl için merkezi yönetim bütçesinin yüzde 9.3’ü deprem bölgesi için ayrıldı, önümüzdeki yıllarda da ayrılmaya devam edecek. Sadece iki yıl için bütçeden ayrılan pay 1.8 trilyon liranın üzerinde.
Peki, depremde, toplam ekonomik kaybın ne kadarını sigorta sektörü üstlendi? Sadece 5 milyar dolarını, yani yüzde 5’ini. Neden? Çünkü sigortalanma oranı çok düşüktü de ondan. Yüksek olsaydı daha fazlasını karşılayabilirler miydi? Sigortacılar, 30-35 milyar dolarını rahat rahat karşılayabileceklerini açıkladılar.
325 MİLYAR DOLARLIK HASAR
Gelelim, beklenen Marmara depremine. Kahramanmaraş depreminden sonra hemen hemen her gün olası Marmara ve İstanbul depremi konuşuluyor ve etkisi hakkında senaryolar ortaya konuyor. Sigortacılar da bir modelleme yaptılar. Buna göre beklenen hasar 325 milyar dolar. Mesela, Kahramanmaraş depreminde zorunlu deprem sigortası kapsamında DASK, 600 bin konut için 36 milyar TL’ye yakın ödeme yaptı. İstanbul depremi için beklenen ise bunun üç katı ki, bu da hasarlı bir milyon 800 bin konut anlamına geliyor. Olası Marmara depremi için beklenen 325 milyar dolarlık hasarın bugün sadece yüzde 10’u sigortalı.
Kritik soru şu; Kahramanmaraş depreminden nasıl ders çıkardık ve beklenen Marmara depremine ne kadar hazırız? Özet çıkarayım. Mesela, sanayi tesislerinin yüzde 90’ını sigortalı. Üstelik Kahramanmaraş depreminde yaşananlardan korkan sanayiciler sigorta eksikleri varsa onları da tamamladılar. Küçük işletmeler içinse durum vahim; Marmara bölgesinde sadece yüzde 20’si sigortalı. Demek ki, küçük işletmeler depremden ders çıkarmamışlar, beklenen Marmara depremine ne hazırlıklı değiller.
KİMSE KONUTUM DEĞERLİ DEMESİN
Konutlara bakalım. Mesela, DASK. Bu kadar depreme rağmen Türkiye genelinde zorunlu deprem sigortalılık oranı yüzde 58’lerde. Kahramanmaraş depremi sonrası sigortalılık oranı adeta patladı, sonrasında yavaş yavaş azaldı. Neyse ki, daha önce deprem yaşandığı için Marmara bölgesinde sigortalılık oranı yüzde 65’lerde. Yeterli mi? Deprem beklentisi bu kadar gündemdeyken yeterli değil.
DASK’ın dışındaki konut sigortalarından bahsetmeye ise dilim varmıyor; her 4 konuttan sadece 1’i sigortalı. Üstelik DASK’ın tek konut için ödeyeceği en yüksek hasar, enflasyon koruması ile bugün 1.4 milyar TL. Son iki üç yıldır İstanbul’daki konut fiyatlarından ve ev sahipleri için evlerinin değerinden bahsetmeme gerek yok sanırım. 100 metrekare bir konutun değeri 4-5 milyon liradan aşağı değil. Bu tabloya bakıp, olası İstanbul depremini de düşününce; aslında konut sahipleri açısından konutlarının hiç de değerli olmadığı görülüyor ama onlar bunun farkında değil. Yeri gelmişken belirteyim; DASK’ın, olası İstanbul depremi için sadece bu sene aldığı koruma tutarı 560 milyar lira. Bu rakam İstanbul’da beklenen yıkımın boyutunu hakkında sanırım ipucu veriyordur.
YÜKÜN ALTINDAN NASIL KALKILACAK?
Kahramanmaraş depreminden sonra özellikle İstanbul için gündemdeki konu, kentsel dönüşüm. Onu da yapamıyoruz. Neden? Çünkü konut sahibi müteahhide güvenmiyor. Onun da çözümü var. Dünyada uygulanan modeli, bina tamamlama sigortasını, getirip, müteahhit ile konut sahibi arasına güvence olarak koyarsın; sorun çözülür, hızla binaları dönüştürürsün. Bunun için de mevzuatta iki cümle eklemek yeterli; ama onu da yapamıyoruz.
Özetle, ne onu yapabiliyoruz, ne bunu yapabiliyoruz, ne depremden ders çıkarıyoruz, ne de beklenen depremden korkuyoruz. Hesap basit. Olası Marmara depremi için beklenen 325 milyar dolarlık hasarın sadece yüzde 10’u sigortalı ya; deprem olsa sigorta sektörü hepi topu 32 milyar dolarını öder, 293 milyar doları devletin üzerinde kalır, bütçeye yük olur. Bu da Kahramanmaraş depreminin maliyetinin üç katı demektir. Bunun hesabını kim verecek, bu yükün altında nasıl kalkılacak? Yapılması gereken, ekonomi yönetiminin öncülüğünde, top yekün sigorta seferberliği başlatılıp, olası Marmara depreminde, kamunun üzerinde oluşacak yükün ne kadarı sigorta sistemine aktarılacaksa, o kadarının transfer edilmesi gerekiyor.
Noyan Doğan/Hürriyet Gazetesi