Allianz Trade’in “Sektör Atlası 2025” Raporu’na göre, ABD’nin gümrük vergilerine yönelik politikaları belirsizliği ve ticaret savaşlarını artırmış durumda. Bu konjonktüre rağmen BT ve ilaç sektörü güvenli bir liman konumundayken, tarım, gıda, elektronik, enerji ve telekom için tehlike çanları çalabilir. Rapora göre bu konjonktürden en olumsuz etkilenin sektörlerin başında ise otomotiv geliyor. Allianz Trade raporda, sektör savaşlarını “İyi, kötü ve çirkin” filmine benzeterek ele alıyor.
Allianz Trade’in Sektör Atlası 2025 Raporu’na göre, yaz aylarında yapılan anlaşmalar ve moratoryumlara rağmen, üretim kapasitesi için ABD, Avrupa ve Asya’da süren rekabet hükümetler için yüksek öncelikli konuların başında geliyor. Ayrıca, Ukrayna ve Orta Doğu’daki jeopolitik gerilimler, emtia ve enerji piyasalarındaki oynaklığı artırmayı sürdürüyor. Sonuç olarak; gümrük tarifeleri, maliyet rekabetçiliği, maliye ve para politikaları ile ticaret politikasının şekillendirdiği mevcut küresel ekonomi bazı sektörleri yukarı çekerken diğerlerini aşağı itiyor.
Allianz Trade’in sektörleri “İyi, kötü ve çirkin” filminin adından esinlenerek “iyi”, “kötü”, “çirkin” başlıkları altında değerlendirdiği Sektör Atlası 2025 Raporu’na göre, küresel sektörel risk görünümü ihtiyatlı seyrini koruduğu için şirketler sınır ötesi riskleri azaltma çabalarını sürdürecek.
İYİ, KÖTÜ VE ÇİRKİN SEKTÖRLER
Raporda “İyi” başlığı altında; sağlam talep ve gümrük vergilerini bypass eden yer değiştirme stratejileri sayesinde BT hizmetleri ve ilaç sektörünün güvenli limanlar olmaya devam ettiği bilgisi veriliyor. Bilgi teknolojisi hizmetleri, dijitalleşme ve yapay zekâ dalgası sayesinde büyümeyi sürdürürken bulut bilişim ve otomasyona yapılan önemli kurumsal yatırımların etkisiyle gelirler hızla artıyor. Rapora göre ilaç endüstrisi de istikrarını koruyor çünkü yaşlanan nüfus ve kronik hastalıkların yaygınlığı talebi desteklerken, pazara giriş engellerinin yüksek olması ve patentli ilaçların sağladığı yüksek fiyatlandırma gücü, sağlam nakit akışını garantiliyor.
Allianz Trade Raporu’nda “Kötü” başlığı altında ise olumlu yapısal eğilimler tarafından desteklenen ancak politikalar, jeopolitik gelişmeler ve ticaret gerilimleri karşısında savunmasız durumda olan ikinci sektör grubu bulunuyor. Bu başlık altında; nüfus artışı ile tarım ve gıda ürünlerine talep artsa da iklim şokları, yüksek girdi maliyetleri, korumacılık ve göç politikalarının sektördeki dalgalanmalara neden olduğuna dikkat çekiliyor.
Raporda “kötü” başlığı altındaki diğer sektörler ve bu sektörlerdeki gelişmeler ise şöyle:
- Yapay zekâ ve otomasyon elektronik ve yarı iletkenlere olan güçlü talebi desteklese de küreselleşmiş tedarik zincirleri, ABD-Çin rekabeti ve gümrük vergilerine karşı oldukça savunmasız.
- Enerji sektörü ise bir geçiş döneminde ve yenilenebilir enerji kaynaklarına rekor düzeyde yatırım yapılıyor olsa da artan maliyetler, bazı segmentlerdeki kapasite fazlası ve ABD’de sektöre yönelik politikaların tersine dönmesi sektöre zarar veriyor.
- Petrol ve gaz şu anda kârlı, ancak önümüzdeki on yılda talepte düşüşle karşı karşıya kalacak.
- Makine ve ekipman üreticileri de otomasyon, Endüstri 4.0 ve yeniden yerelleşme eğilimlerinden destek alıyor ama sektörün döngüselliği ve sermaye yoğunluğu onu küresel büyümedeki yavaşlamaya duyarlı hale getiriyor.
- Yıllardır 5G’ye yapılan yoğun yatırımların ardından, telekom şirketleri de nihayet gelir ve marjlarında artış görenlerden ama burada da yüksek borçlar ve hiper ölçekli şirketlerin oluşturduğu rekabet, söz konusu artışları sınırlıyor.
Allianz Trade Raporu’nda “çirkin” başlığı altında; dönemsel dalgalanmalara maruz kalan, sermaye yoğun ve korumacı olan, sınırlı başa çıkma kapasitesine sahip çok sayıda sektörün kârlılık baskısı altında olduğu bilgisi veriliyor. Rapora göre; otomobil üreticileri, satışların yavaşlaması, elektrikli modellere geçişin maliyetleri, yeni Çinli ve teknoloji uzmanı rakipler, tedarik zincirlerini bozan ve kısa vadede uyum sağlaması zor olan gümrük vergileriyle karşı karşıya. Yine raporda yer verilen bilgiler arasında perakendecilerin, enflasyonun düşmesi sayesinde tüketici talebindeki toparlanmanın tadını çıkardığına dikkat çekiliyor. Ancak, artan ithalat maliyetleri ve değişen tüketici alışkanlıkları, perakendecilerin kâr marjlarını daraltıyor.
Diğer sektörlerde ise durum şöyle;
- Tekstil firmaları, sürdürülebilirlik ve yeniden satışa yönelik tüketici tercihlerine uyum sağlarken, tedarik zincirlerini Çin’den uzaklaştırarak yeniden yapılandırıyor.
- Ev ekipmanı üreticileri, faiz oranlarının düşmesiyle birlikte geçici bir toparlanma yaşadı; ancak konut sektörü döngüleri ve tedarik bakımından Asya’ya olan bağımlılıkları nedeniyle hâlâ savunmasız durumda.
- Sadece altyapı harcamalarının sağladığı rahatlama ile yüksek risk altında kalmaya devam eden inşaat sektörü, faiz şoklarının etkisinden hâlâ kurtulamamış durumda.
- Kimya sektörünün de yüksek enerji maliyetleri ve zayıf talep nedeniyle eli kolu bağlı.
- Diğer yandan, yeşil minerallere yönelik uzun vadeli talepteki patlamaya rağmen, metal üreticileri fiyat dalgalanmaları ve yetersiz yatırımlarla uğraşıyor.
- Ulaşım ekipmanı sektörü, pandemi sonrası birikmiş iş yükünü temizliyor, ancak yüksek borç yükü altında kalmaya devam ediyor. Bu sektörlerin çoğunda, kârlılık; gümrük vergileri, maliyetli üretim rotası değişiklikleri ve ABD’de yapılan yatırımlar nedeniyle baskı altında.
SEKTÖRLERİN SADECE YÜZDE 9’U DÜŞÜK RİSKLİ
Öte yandan Allianz Trade raporunda, sektörlerin yalnızca yüzde 9’unun düşük riskli grupta olduğu ve bu oranın da pandemi öncesindeki yüzde 15’lik payın epey altında olduğu vurgulanıyor. Bölgesel farklılıkların belirgin olduğuna da dikkat çekilen rapora göre Asya en güvenli bölgeyken, Latin Amerika en riskli bölge, Orta ve Doğu Avrupa da baskı altında.
Rapora göre; Allianz Trade’in sektör risk derecelendirmeleri ikinci çeyrekte hafif bir kötüleşme sergiledi ve risk artışlarının çoğu otomotiv sektöründen kaynaklandı. Gümrük vergileri, zayıf talep, artan işletme maliyetleri, azalan sübvansiyonlar ve yoğun fiyat rekabeti, özellikle; Japonya, Güney Kore, Meksika ve Avrupa’da otomobil üreticilerinin karlılığını sıkıştırıyor. Otomotiv sektörünün yanı sıra; tarımsal gıda, elektronik, makine, kâğıt, metal ve ilaç gibi sektörlerde de risk artışları görüldüğü ve çoğu orta risk derecelendirmesine sahip bu sektörlerden hassas riskli gruba geçenler olduğu da rapordaki bilgiler arasında yer alıyor. Allianz Trade’in risk görünümünde iyileşme kaydeden sektörler ise daha dağınık bir tablo sergilerken, ulaşım ekipmanları ve BT hizmetlerinin bu grupta başı çekenler olduğu raporda belirtiliyor.