Şirketlerin yüzde 41’i iklim değişikliğinin risklerini azaltmalarına yardımcı olacak bir geçiş planına sahip olduklarını bildirirken, yüzde 21’i gelecekte bir plan geliştirmeyi düşündüklerini, yüzde 38’i ise yakın zamanda böyle bir niyetlerinin olmadığını belirtiyor.
Şirketlerin sadece yüzde 41’inin iklim risklerini yönetmek için planları bulunuyor, eylem eksikliğinin küresel hedeflere ulaşmakta büyük tehdit oluşturduğu belirtiliyor. EY’nin (Ernst&Young) küresel olarak şirketlerin iklim değişikliğine yönelik gerçekleştirdiği çalışmaları ortaya koyan Küresel İklim Riski Barometresi’nin 2024 versiyonunu yayımladı. Rapor 51 ülkede 13 farklı sektörden 1400’den fazla şirket incelenerek hazırlandı.
Bu yılki rapor, dünya genelindeki şirketlerin iklim değişikliği riskleriyle mücadele etmek için eylem planlarını ve finansal taahhütlerini uygulamaya koymadaki yavaşlığının, hayati önem taşıyan küresel çevre hedeflerindeki ilerlemeyi yavaşlattığını ortaya koyuyor. Barometre, şirketlerin iklim değişikliği ile ilgili beyanlarını hem sayısal hem de kapsam açısından değerlendiriyor. Bunun sonucunda, “İklimle Bağlantılı Finansal Beyan Görev Gücü (Task Force on Climate-related Financial Disclosures, TCFD)” tarafından belirlenen 11 temel tavsiye ekseninde, eylemler yavaş olsa da geçmiş yıla kıyasla kayda değer bir iyileşme yaşandığı görülüyor. Geçen yıl yüzde 50 olan ortalama kalite puanının bu yıl yüzde 54’e yükseldiği görülüyor, ancak bu oran hala birçok şirketin detaylı bilgi paylaşmaktan kaçındığını da gösteriyor.
SADECE %41’NİN PLANI BULUNUYOR
EY barometresi, şirketlerin emisyonları ve sıcaklık artışlarını sınırlama ve iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlama yeteneklerini güçlendirme hedefleri de dahil olmak üzere 2015 Paris Anlaşması’nın önemli hedeflerini tamamlamaya hazır olmadıklarını net bir şekilde ortaya koyuyor. Şirketlerin yüzde 41’i iklim değişikliğinin risklerini azaltmalarına yardımcı olacak bir geçiş planına sahip olduklarını bildirirken, yüzde 21’i gelecekte bir plan geliştirmeyi düşündüklerini, yüzde 38’i ise yakın zamanda böyle bir niyetlerinin olmadığını belirtiyor.
Dünyanın en büyük emisyon salımına sahip ülkeleri arasında ise geçiş planlarının benimsenme oranı daha da düşük (Çin’de sadece %8 ve ABD’de sadece %32). Buna karşılık, İngiltere ve Avrupa ülkelerinde bu planların benimsenme oranı sırasıyla yüzde 66 ve yüzde 59; bu da büyük ölçüde doğru uygulanan yasal mevzuatın sonucu olarak değerlendiriliyor.
SERA GAZI EMİSYONLARI 2030’E KADAR AZALACAK
Barometre; net sıfır hedeflerine doğru ilerlemeyi engelleyebilecek kısa vadeli bakış açısına yönelik yaygın bir eğilimi de ortaya koyuyor. Şirketlerin yüzde 83’ü, sera gazı emisyonlarında 2030 yılına kadar uzanan bir azalma için kısa vadeli hedefler belirlerken, yüzde 51’i daha uzun vadeli hedefler belirliyor. Hem kısa hem de uzun vadeli hedef belirleyen şirketlerin ise sadece yüzde 24’ünün hedefleri, işletmelerin emisyonlarını azaltmalarına yardımcı olacak standartları geliştirmekle görevli kuruluş olan Bilim Temelli Hedefler (Science Based Targets) girişimi tarafından onaylandı.
ŞİRKETLERİN ATABİLECEĞİ 6 ADIM
Rapor, ihtiyaç duyulan değişimi sağlamak için şirketlerin atabileceği 6 adımı şu şekilde sıralıyor:
- Bilimsel hedeflere dayalı, ayrıntılı senaryolar içeren ve finansal yatırımlarla desteklenen sağlam bir eylem planı geliştirilmeli.
- İklim değişikliğiyle ilgili risk ve fırsatları belirlemek için sayısal analizlerden yararlanılmalı, iklim riskleri mali tablolara yansıtılmalı ve mali fırsatları araştırılmalı.
- Riskler ve fırsatlar konusunda harekete geçmek için verilerden faydalanılmalı.
- Sürdürülebilirlik ekiplerine yeterli kaynak sağlanmalı.
- Yönetim kurulları geçiş stratejisi üzerinde etkili yönetişim sağlayacak yeteneklerle donatılmalı.
- Kamu sektörü de dahil olmak üzere sektörler arası iş birliği artırılmalı.