Ana Sigorta Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Kantürk Öztürk, 1 Temmuz’da uygulamaya girecek, tam ve ağır hasarlı araçlara yönelik yeni düzenleme hakkında değerlendirmelerde bulundu. Öztürk, “İkinci el otomobilin satış probleminin yaşandığı, faizlerin yüksek olduğu dönemlerde bu talepler sigorta şirketlerine aşırı yoğun gelir ve sigorta şirketlerinin operasyonlarını da negatif anlamda etkiler. Şimdi sigortalılar bunu talep edemeyecekler” dedi.
Editör: AYTAÇ NALLAR
Ana Sigorta Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Kantürk Öztürk, 1 Temmuz’da uygulamaya girecek, tam ve ağır hasarlı araçlara yönelik yeni düzenleme hakkında değerlendirmelerde bulunarak, yeni düzenlemenin sigorta şirketlerinde bir değişiklik yaratmayacağını ancak sigortalıları etkileyeceğini söyledi.
Öztürk, sigortalıların, pert sürecine tabi olmayan araçlarını, pert sürecine dahil etmek istediklerini belirterek, “Sigortalılar, ‘ben artık kaza yaptığım, o kaza psikolojisini yaşadığım bir aracı kullanmak istemem veya aracım bundan sonra kazalı bir araç olacaktır, böyle bir aracı kullanıyor olmak istemem’ derler ve aracın bedelinin ödenmesini isterler. Sigorta şirketi tarafından bakıldığında, hasar maliyeti düşük olan araçları pert sürecine dahil etmek avantajlı bir durum değildir. Bilinenin aksine bu böyledir. Yani şu anda kamuoyunda sigorta şirketleri araçları pert ederek bu araçlardan para kazanıyorlar gibi düşünülür ama bu böyle değildir” dedi.
SİGORTALI MEMNUNİYETİ İÇİN YAPILIR
Öztürk, rayiç değeri bir milyon TL olan bir araçta, 300 bin TL’lik hasar oluşsa bile, sigortalılardan, aracı pert sürecine dahil edilmesi için yoğun talep geldiğini ifade ederek, özellikle enflasyonist süreçlerin olduğu, araç satışlarının yavaşladığı dönemlerde sigorta şirketlerinin çok yüksek pert talepleri ile karşılaştıklarını kaydetti. Şirketlerin, bu taleplere hassasiyetle yaklaştıklarını vurgulayan Öztürk, şunları söyledi:
“Sigorta şirketleri için en önemli kriter sigortalısını mutlu etmektir. Eğer bir sigortalı aracını pert sürecine dahil etmiş, yüklü meblağ olan tazminat tutarını almışsa; sigorta şirketine güveni daha farklı olur ve o şirketle yoluna uzun yıllar devam eder. Sigorta şirketleri kendi lehine dönene kadar süreci tolere eder ki, kendi aleyhine dönen süreçte bile tolere edebilecekleri rakamlar vardır. Sigortalı memnuniyeti açısından bu işlemi yaparlar.”
Kantürk Öztürk, 1 Temmuz’da, uygulamaya girecek yeni düzenlemeye de değinerek, “Aslında sigorta şirketleri tarafında çok fazla bir şey değiştirmeyeceğini söyleyebilirim. Ancak sigortalılar tarafında biraz değiştirecek. Çünkü sigorta şirketleri artık şunu söyleyebilecek; sizin aracınızın hasarı yüzde 40 veya yüzde 50, biz bunu pert sürecine dahil edemiyoruz” şeklinde konuştu.
SİGORTALILAR KONFOR ALANINI KAYBEDECEK
Yeni genelgede, aracın pert sürecine devri için 10 kritik parçaya atıfta bulunulduğuna dikkat çeken Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu parçalardan bir tanesi hasarlı olursa; mesela airbaglerin bir tanesi, mesela şasi kolu, mesela travers gibi, o zaman perte çıkarılabiliyor. Bazı parçalar vardır araçta demontedir; söküp takarsınız ve aracın teknik açıdan değer kaybetmesine sebep olmaz. Ama bazı monoblog parçalar vardır, bunlar kaynakla kesilir, yapılır. Bu parçalar değiştirirlerse teknik olarak araçta ciddi değer kaybı ortaya çıkabilir. Bu parçalardan bir tane varsa içerisinde, yine sigorta şirketlerine genelge bir inisiyatif veriyor; bu aracı pert sürecine dahil edebilmeleri için. Biz şu anda düşük hasarlı, yani 1 milyon TL’lik bir araçta 500-600 bin TL’ye kadar hasar olunca bu araçları daha çok tamir etme yükümlülüğüyle hareket ediyor olacağız. Bu genelge biraz sigorta şirketlerinin iş modellerinde değişiklik yapmalarına sebep olacak. Diğer taraftan, sigortalılar, ‘kasko şirketim bana arabamın parasını ödedi ve arabamı aldı’ diyorlardı. Bu sigortalı açısından müthiş bir konfor alanı. Bu genelgeyle aslında sigortalılar bu konfor alanını biraz kaybettiler. Yani şunu diyemeyecekler artık; benim arabam 1 milyon TL, 400 bin lira hasar var, benim arabamı alın ve bana bir milyon TL’yi ödeyin. İkinci el otomobilin satış probleminin yaşandığı dönemlerde, faizlerin yüksek olduğu dönemlerde bu talepler sigorta şirketlerine aşırı yoğun gelir ve sigorta şirketlerinin operasyonlarını da negatif anlamda etkiler. Şimdi sigortalılar bunu talep edemeyecekler.”