AXA Sigorta CEO’su Yavuz Ölken, doğal afetlere karşı alınabilecek önlemlerde sigortanın ilk sırada gelmediğini belirterek, “Devletin üzerine büyük yük biniyor ve her doğal afette kamunun, zararları karşılaması bekleniyor. Bu bakış açımızı değiştirmemiz gerektiği ortada. Sigortanın önemli bir koruma kalkanı olduğunu, yaşanacak zararları minimize edebileceğini düşünmek zorundayız” dedi.
Editör: Aytaç NALLAR
AXA Sigorta CEO’su Yavuz Ölken, küresel ısınma ve iklim değişiminin kontrol altına alınmazsa tehdit ve riskin artarak devam edeceğini belirterek, “Biz bunu yıldan yıla ödenen tazminat trendinde hem dünyada hem ülkemizde görüyoruz” dedi.
Sigortacıların işinin, doğru aktüeryal teknikler ile gelecek tahmini yapmak olsa da doğal afetlerin etkisinin belirsizliğinin herkes adına büyük tehdit oluşturduğunu ifade eden Ölken, sigorta şirketlerinin finansal gücünün, sermaye yeterliliği ve rezervlerinin güçlü ve sürdürülebilir tutulması gerektiğini kaydetti.
“Son Yıllarda Belirgin Hal Aldı”
Yavuz Ölken, küresel ısınma ve buna bağlı iklim değişikliğinin, doğal afet sayılarındaki artışın önemli nedenleri olduğunu, bunun da özellikle son yıllarda çok belirgin hal aldığını kaydederek, “Hiç karşılaşmadığımız şiddette kasırgalar, fırtınalar, aşırı yağış veya aşırı kuraklık, hortumlar, sel ve su baskınları hem dünyayı hem de ülkemizi tehdit eder vaziyette. Ancak konuyu bu kadar ile bırakamayız, bırakmamalıyız. Küresel ısınma nasıl oluşuyor, nasıl etkiler yaratıyor; bunları mutlaka anlamalı ve gerekli önlemleri zaman kaybetmeden almalıyız” dedi.
“Altyapı Sorunları, Kontrolsüz Yerleşim Zararı Yukarıya Taşıyor”
Yavuz Ölken, vatandaşları, doğal afet karşısında alabilecekleri önlemlerde sigortanın ilk akla gelen başlık olmadığından yakınarak, şunları söyledi:
“Bunu değiştirmemiz lazım. Burada devletin üzerine büyük yük biniyor ve her doğal afette kamunun zararları karşılaması bekleniyor. Bu bakış açımızı değiştirmemiz gerektiği ortada. Sigortanın önemli bir koruma kalkanı olduğunu, yaşanacak zararları minimize edebileceğini düşünmek zorundayız. Ancak bunun yerine dolu karşısında battaniyelere sarılan araçları, su baskını sırasında kapı önlerine çekilen tahtaları görüyoruz. Tabii ki, afetle mücadelede bireysel ve kurumsal bir dizi önlem alacağız. Bunları mekanik önlem olarak tanımlayabiliriz. Ancak unutmayalım, afetlerin etkisini kestirmek oldukça zor ve büyük şehirlerdeki altyapı sorunlarımız ve çevrede yarattığımız kontrolsüz yerleşimler olası zararları maalesef yukarıya taşıyor. Sonuç olarak, sigorta farkındalığı ve bilinirliği olay başımıza geldikten sonra artan, ancak kısa süre sonra unutulan bir coğrafyada yaşıyoruz ve sürdürülebilir olmak odak noktamız olmak durumunda.”
“Farkındalığı Yukarı Taşımak Zorundayız”
“Ortak yaşanabilir bir ülke haline gitmeyi hedeflerken tabii ki, iklim değişimi ve küresel ısınmaya karşı sorumluluklarımızı yerine getirirken, sigorta farkındalığı ve sigortalılık oranlarımızı yukarı taşımak zorundayız. Aksi halde onarılamayacak zararlar ile karşılaşılması söz konusu olacaktır” diyen Yavuz Ölken, afetler konusunda farkındalık, küresel ısınma, iklim değişimi, çevre gibi konularda farkındalık, toplumsal sorumluluk ve ulusal eylem planlarının çok daha etkili olması gerektiğini vurguladı.
İlköğretimden başlayarak tüm gençlere mutlaka bu farkındalık programlarını oluşturulması gerektiğine de değinen Yavuz Ölken, sözlerini şöyle sürdürdü:
Ekonomik kayıplar GSMH’nın Yüzde 6’lık Kesimine Denk Geliyor
“Bunların yanında, tüm bireylerin olduğu kadar tüm işletmelerin farkındalık, zarar azaltma hazırlık evreleri için acil eylem planlarını hazır etmeleri ve özellikle doğal afetlerin kök nedeni olarak görülen küresel ısınmaya karşı karbon emisyonu konusunda çok önemli bir dönüşüm içine girmeleri, su ayak izini azaltacak çevreyi koruyacak hazırlıkları yapması elzem gözüküyor. Yapılan araştırmalarda son 50 yılda ülkemizde ortaya çıkan doğal afet kaynaklı ekonomik kayıpların her yıl ortalama Gayrı Safi Milli Hasıla’nın yüzde 5-6’lık kesimine denk geldiği öngörülmekte. Bu açıdan da baktığımızda ne denli önemli bir konu olduğunu vurgulamamız lazım.”
Sigortalılık Oranlarının Yeterli Olmadığı Aşikar
Yavuz Ölken, sigorta sektörünün en önemli hedefinin, sigortanın önemini ve doğal afet kaynaklı zararları önleme adına ekonomiye sağlayabileceği katkıları anlatarak tabana yayılmayı sağlamak olduğuna da dikkat çekerek, “Bugün itibarı ile sigortalılık oranlarının yeterli olmadığı aşikar ve maalesef oldukça yavaş bir gelişim eğrisinde. Konut, işyeri, kasko gibi ana ürünlerde yüzde 35, zorunlu deprem sigortasında yüzde 55, devlet destekli tarım sigortalarında yüzde 18-20 sigortalılık oranları bizler için hem fırsat hem de ülke ekonomisine yaratılacak katkı için çok önemli başlıklar” şeklinde konuştu.