Her sene hemen hemen aynı bölgede orman yangınları oluyor ve kontrol altına alınması günler sürüyor. Kontrol altında alındıktan sonra da acı tablo ortaya çıkıyor. Peki, orman yangını riski yönetilemez mi, orman yangınlarına karşı hangi önlemler alınmalı? Risk uzmanları ile konuştuk ve durum tespiti yaptık. İşte, detaylar.
Editör: Aytaç NALLAR
Türkiye, birkaç gündür Mersin, Adana, Çanakkale, Hatay, Gökçeada, Milas Bodrum’da çıkan orman yangınları ile mücadele ediyor. Her sene hemen hemen aynı bölgede orman yangınları oluyor ve kontrol altına alınması günler sürüyor. Kontrol altında alındıktan sonra da acı tablo ortaya çıkıyor. Peki, orman yangını riski yönetilemez mi, orman yangınlarına karşı hangi önlemler alınmalı? Risk uzmanları ile konuştuk ve durum tespiti yaptık. İşte, detaylar.
Uzmanlar, orman yangınlarının mevsimsel olay olduğunu ve 1 Haziran-30 Ekim arasının orman yangını riskinin daha yüksek olduğunu belirterek, Türkiye’de, 20 milyon hektar alan ormanlık alanın, yüzde 60’ının yangın riski taşıdığını söylüyor. Türkiye’de yılda ortalama 10 bin hektar ormanlık alanın yandığını ifade eden uzmanlar, “Ancak 2021 yılında Antalya ve Muğla’da 15 gün süren yangında 150 bin hektar yandı. Bu, yıllık ortalamanın 15 katı ve 15 gün içinde yandı. Biz buna mega yangın diyoruz” şeklinde konuştu.
DERSLER ÇIKARDIK AMA YETERLİ DEĞİL
2021 yangınlarında ciddi dersler çıkarıldığını vurgulayan uzmanlar, halen alınması gereken önlemler olduğuna da dikkat çekerek, şu açıklamaları yaptı:
“Türkiye’de birçok yazlık site ve oteller, sırtını ormana dayıyor, önünü de denize bakmaya çalışıyor. Bu ciddi bir tehlike. İklim değişikliği ile orman yangınları artınca 50 yıl önce yapılan siteler bu duruma göre yapılmamış. Bu konuda bazı düzenlemeler yapmak gerekiyor. Orman yangınları iklimsel bir risk olduğu için de risk her yıl artarak devam ediyor. Yani, deprem gibi değil. Bir yerde deprem olduğunda, enerji boşaldığından artık gelecek 100 yıl, 150 yıl orada deprem olma riski ciddi azalıyor. Ama orman yangını öyle değil, bir yerde orman yangını olmuşsa o bölge her daim riskli ve tehlike altında demektir.”
YANGINA KİM MÜDAHALE EDECEK?
Uzmanlar, Türkiye Afet Müdahale Planı’nda 2021 yılına kadar orman yangını senaryosu olmadığına, 2021 yılında bu eksikliğin giderildiğine dikkat çekerek, “Bu sorun çözüldü ama bir başka sorun var. 2014 Büyükşehir Kanunu ile köyler mahalle oldu ve büyük şehirlere bağlandı. Bu durumda ormana yakın yaşayan yerlere artık Orman Genel Müdürlüğü bakmıyor, belediyeler bakıyor. Belediyelerin işlettiği itfaiye birimlerinin aldıkları ekipmanlar ise şehir için uygun. Orman yangınlarının çıktığı alanlar engebeli olduğu için, bu araçlar uygun değildir ve araziye girdiğinde devrilirler. 2021 yılından sonra bu konuda da belediyeler envanterlerini gözden geçirmeye başladılar” dedi.
ÖNLEMEK İÇİN YAPILMASI GEREKENLER
Orman yangını riskinin yönetilebilir bir risk olduğuna da değinen uzmanlar, bu konuda şu açıklamaları yaptı:
“Mesela, yazlığınız, ormanın içindeyse, temmuz, ağustos aylarında mümkünse yazlığınıza gitmeyin diyoruz. Çünkü şiddetli bir yangında kendinizi kurtaramazsınız. Bu bir anlamda riski önlemedir. Riski azaltmak için bazı tedbirler alınmalıdır, evlerin önüne barikat kurmak gibi. Bunlardan sonra riski transfer etme faslı gelir, burada da sigorta devreye girer. Bunların hiçbiri yapmayıp, yangın söndürücü gelecek diye beklerseniz; her şeyi hazırlığa bıraktınız demektir ki, bu da tüm riski kabul etmek anlamına gelir. En tehlikelisi de işte budur. Bunların dışında yapılması gerekenler arasında temizlik geliyor. Çünkü çöplerden yansıma oluyor ve bu da yangını tetikliyor. Yangınların olduğu turizm bölgelerinde atık yönetimi burada önemli. Ayrıca son yıllarda toplum olarak ormana girmeyi artırdık ve kampçılık, piknik gibi aktiviteler yangın riskini artırıyor. Bu konularda da bilinç oluşturmak gerekiyor.”