Sağlık alanında, yenilikçiliğin sürdürülebilir olması aslında bir zorunluluktur. Yeni teknolojilerden yeni ilaçlara, yeni yönetim araçlarından alternatif geri ödeme yöntemlerine kadar her alanda yeni iş modelleri gerekir. Yeni iş modelinin temeli birlikte çalışmayı yönetebilmekten geçer. Birlikte çalışma yollarını, paydaşlarıyla ufuk taraması gibi yaklaşımlarla tartışmak, daha sonra hızlı ilk örnekleri ortaya koymak gerekir.
Yenilikçilik daha yaygın tanımlanmasıyla inovasyon, her sektörün yaşamına gireli epeyce bir süre geçti. Yenilikçilik tanım olarak, Latince’de yenilik anlamına gelen innovare kelimesinden türemiştir. Türk Dil Kurumu sözlüğünde, yenileşim olarak yer alır. Konuyla ilgili taramada çıkış noktasının değer oluşturmaya dayandığı görülür. Aslında kısaca değer katan bir yenilik biçiminde açıklanmasına da sıklıkla rastlanılır. Yenilikçilikte, akla gelmesi bile mümkün görünmeyen fikirlerden onların yapılmasına ve patentinin alınmasına kadar uzanan zorlu bir süreç yaşanır.
ZORLU SÜREÇ
Zorlu sürecin ilk aşaması, yenilikçilik için çalışanlarla onlara finansman sağlayıcıları arasındaki bilginin eşit olmamasıyla başlar. İster firma, ister sektör gözüyle bakılsın, konuya verimlilik açısından yaklaşılır. Yani çok bilindiği gibi, en az girdiyle en fazla çıktıya ulaşma yaklaşımıyla değerlendirilir.
Bu durum, bilgi eşitsizliğini daha da derinleştirebilir. Hatta yatırımcılar, alınan risk ile ödenecek parayı karşılaştırdığında, parasını bazen katlanılamayacak kadar yüksek bulabilir. Bu yüzden, siyasi ve bürokratik karar vericiler, vergi teşvikleriyle yenilikçiliği kolaylaştırmaya çalışırlar. Fikri mülkiyet gelirleri de dünya ölçeğinde bu kolaylaştırıcılıkların bir başka yolu olarak bilinir.
Yenilikçi düşünme yoluyla; yeni fikirlerle sorunlara çözüm aramaya daha fazla yatırım yapan yeni yatırımcılar ortaya çıkabilir. Yenilikçilikte; ilk kez yapılana değil, kullanıcıya değer katana yapılan yatırım kavramı öne çıkar.
SAĞLIK HİZMETİ KISITLILIKLARI
Buraya kadar yazılan başlıklar, tüm sektörler için geçerli genel bakışı içermektedir. Oysa, konu sağlık olduğunda, bu başlıklara bazı kısıtlılıklar da eklenir. Bunların başında, sağlık hizmetinde kamusal düzenleme fazlalığı ile bilgi asimetrisi gelmektedir.
Kamusal düzenleme gerekliliği, hangi yönden bakarsanız bakın vardır; sağlık hizmetlerinin finansmanından sunumuna, yönetiminden satın almasına kadar… Dünyadan veya kendi ülkenizden bakarsanız da vardır. Kişisel veya toplumsal açıdan bakarsanız da vardır. Çünkü, ana fikir, kamunun sağlık hizmetlerindeki düzenleyici rolüdür.
Kamunun bu rolü bazen bir orkestra şefi gibi, bazen de tüm kararları veren bir güç gibi ortaya çıkabilir. İki uç gibi görünen böyle bir rol dağılımı, özellikle yatırımcılar için, sağlık sektörüne yönelik ilk kısıtlılık olarak ifade edilir.
İkinci kısıtlılık bilgi asimetrisidir. Sağlık hizmetini verenle kullanıcısı arasında bilgi hiç bir zaman eşit olmaz. Bu yüzden de, aradaki bilgiyi ve onun paylaşımını arttırmaya yönelik düzenlemeler oldukça dinamik bir süreçle gerçekleşir. Süreç, kişiyi bilgilendirmeden yapılacak her türlü sağlık müdahalesi için onay almaya kadar uzanan adımları içerir.
Sağlık sektörünün bu kısıtlılıklarının üstüne, ne yazık ki ekosistem bakışıyla değerlendirilemeyen ölçek büyüklüğü yaklaşımı da eklenmelidir. Böylece, kısıtlılığın ne denli ciddi bir açmaza dönüşebileceği daha rahat görülecektir.
ÇÖZÜMLER
Sağlıkta yenilikçilik adımlarına çözüm olarak genelde; ölçek büyütme, daha yalın süreçler ile yeni iş modelleri oluşturulması gibi başlıklar sıralanır.
Ölçek büyütmenin temeli, ölçek ekonomisi mantığına dayandırılır. Bilindiği gibi, ölçek ekonomisi, üretim artarken maliyetin düşmesi olarak ifade edilir. Mantığı, büyüyen paydanın savunulmasına dayanır. Dolayısıyla, sağlık alanında yenilikçilik ne kadar büyür ve yaygınlaştırılırsa, maliyeti ucuzlar ve daha fazla kişi tarafından kullanılır. Sağlık sigortacılığı da, sağlık hizmeti sunma da, hatta sağlık hizmetinin planlanması da böyle bir yaklaşımla değerlendirilmelidir.
Ekosistemde bir yandan ölçek büyütülürken, diğer yandan da tüm oyunculara eşite yakın oyun alanı oluşturma ilkesi tartışılmaktadır. Bu görüşü destekleyenler olduğu kadar, açmazların çözümüne değil, daha karmaşık hale gelmesine neden olacağını savunanlar da vardır. Sağlık sektörünün tüm oyuncularına kendi içlerinde hizmet yarışına girebilecekleri ortamlar sunma tercihi, bunun doğal bir sonucudur. Kamusal düzenleyicilere bu yönde tavsiye iletenler, sunulan ortamlarda objektif ve şeffaf bir izleme değerlendirme mekanizması olması gerekliliğinde ısrar ederler.
KAMU ÖZEL AYRIMI YAPMADAN KAMU YARARI
Yenilikçilik için ekonomik açıdan büyütülebilecek ölçek, kamunun orkestra şefliğinde, kuralları herkese eşit uygulayan, özerk bir özel sektör desteğiyle gerçekleşebilir. Böylelikle, pilot uygulamaları başarıyla tamamlayan özel sektör, kamuya uygulanabilir bir örnek sunabilir. Sağlık hizmetleri bu örnekler arasında, gerek gelişen teknolojinin daha fazla kullanımı, gerekse de kişilerin her geçen gün değişen ihtiyaçları nedeniyle önemli bir yer tutmaktadır.
Bakış açısının temeli, sunulan hizmetin sahibinin kim olduğuna değil, hizmetin veriliyor olmasıdır. Ön koşul ise, hizmete ulaşamayanın özellikle finansal açıdan desteklenmesidir. Tıpkı tamamlayıcı sağlık sigortası primi ödeyemeyene kamu desteği sağlayan Fransa örneği gibi…
Sağlık alanında, yenilikçiliğin sürdürülebilir olması aslında bir zorunluluktur. Yeni teknolojilerden yeni ilaçlara, yeni yönetim araçlarından alternatif geri ödeme yöntemlerine kadar her alanda yeni iş modelleri gerekir. Yeni iş modelinin temeli birlikte çalışmayı yönetebilmekten geçer. Birlikte çalışma yollarını, paydaşlarıyla ufuk taraması gibi yaklaşımlarla tartışmak, daha sonra hızlı ilk örnekleri ortaya koymak gerekir.
2019 yılı Ekim ayında, Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi Sağlık Politikaları Merkezi ev sahipliğinde bir Çalıştay yapılmıştı. Kamu karar vericilerinin de içinde olduğu ilgili paydaşlar, ilaç ve tıbbi cihaz alanında ufuk taraması yaklaşımının ilk örneğini vermişti. Dünya örnekleri incelenmiş, Türkiye’ye özgü bir model metodolojisi çalışılmıştı.
Benzeri örneklerle, “kamu özel ayrımı yapmadan kamu yararı” ilkesi, yenilikçilikte de kritik başarı göstergesi olarak değerlendirmeye alınmalıdır. Sağlık hizmetinde yenilikçi yaklaşımların ağırlığı bu yolla artar. Ayrıca, bu hizmetlere erişimi artan sağlıklı bireyler, ekonomiye daha üretken katkılar sağlayabilir. Yapılacak düzenlemelerle, yenilikçiliğin getirebileceği yüksek maliyetler, faydalarıyla dengelenebilir. Hatta, insan kaynağı nitelik ve niceliğinin yeniden tasarımı bile tetiklenebilir.