Giderek artan sağlık harcamaları, sağlık hizmetlerinde karar vericileri düşündürmektedir. Sağlık harcamaları içinde bulunduğumuz yüzyılın başından bugüne, yani sadece son yirmi yılda, toplam küresel Gayri Safi Yurtiçi Hasıla artışı olarak yüzde 11 düzeyinin üstüne çıkmıştır. 2000 yılına girerken sağlık harcamalarının küresel Gayri Safi Yurtiçi Hasıla içindeki oranını yüzde 9’a ulaşmak üzereydi. 2020 yılı tamamlandığında bu oran yüzde 10’u aştı.
Son bir kaç haftadır, Sağlıkta Liderlik ile ilişkili konuları gündeme taşımak istedim. Bu hafta da liderlik ve dijital dönüşüm boyutuna değinmek istiyorum. Önümüzdeki hafta da liderlik ve hasta deneyimi konusunu paylaşacağım. Çünkü günümüzde geleceğe yönelik stratejiler üzerine çalışan sağlık sektörü liderlerinin en sık kullandığı birkaç kelimeden biri dijital dönüşüm, diğeri de hasta deneyimi olmaya başlamıştır.
DİJİTAL DÖNÜŞÜM GEREKLİLİĞİ
Giderek artan sağlık harcamaları, sağlık hizmetlerinde karar vericileri düşündürmektedir. Sağlık harcamaları içinde bulunduğumuz yüzyılın başından bugüne, yani sadece son yirmi yılda, toplam küresel Gayri Safi Yurtiçi Hasıla artışı olarak yüzde 11 düzeyinin üstüne çıkmıştır. 2000 yılına girerken sağlık harcamalarının küresel Gayri Safi Yurtiçi Hasıla içindeki oranını yüzde 9’a ulaşmak üzereydi. 2020 yılı tamamlandığında bu oran yüzde 10’u aştı. Hemen hemen her kaynak bu bilgileri doğrulamaktadır. Hatta 2020 yılından itibaren önümüzdeki beş yılı da içeren dönem için toplamda 10 trilyon doları aşacağına ilişkin öngörülerde bile bulunulmaktadır.
Doğal olarak, sağlıkta kaynak yönetimi sorumluluğunu üstlenmiş karar vericiler, konuyu gündemlerinin en öncelikli başlıkları içinde değerlendirmek durumunda kalmışlardır. Ülkelerin gelişmişlik düzeyinden bağımsız olarak; siyasi, bürokratik, akademik liderler her boyutta bu konuda çalışmaktadır. İster makro boyutta üst düzey sağlık liderleri olsun, isterse mikro boyutta sağlık kurumu liderleri olsun, hepsi yatırımcı yaklaşımıyla düşünmektedir.
EKONOMİK BAKIŞ VE SİGORTACILIK
Yatırımcı yaklaşımıyla bakıldığında, ekonomide kullanılan bazı kavramların sağlık alanındaki liderler tarafından meslekleri olmasa da, izlenmesi sorumluluğunu vermektedir. İç verimlilik oranı, net bugünkü değer, yatırım geri dönüşü, faiz amortisman ve vergi öncesi kar gibi finansal performans değerlendirmeleri bunlar arasında sayılabilir. Dolayısıyla, dijital dönüşüm içinde yalnızca sağlık yönetimi değil, ekonomik yönetim bakışı da yer almaktadır.
Örneğin, bir yıl önce yapılan yatırımın o günkü getirisi anlamında kullanılan Bileşik Yıllık Büyüme Oranı için bazı kaynaklarda 2020-2028 yılları arasında yüzde 27 olan bir öngörüde bulunulmaktadır.
Bu bağlamda, dijital dönüşüm bileşenleri olarak; büyük veri analizi, mobil sağlık, yapay zeka, makine öğrenmesi gibi konularda sağlık alanında çalışılmaya başlandığı görülmektedir. Sürecin, çok uzak olmayan bir gelecekte, bugün yaşadıklarımızdan çok daha fazla oranda ve çeşitlilikte hayatımızı etkileyeceği tahmin edilmektedir.
Dijital dönüşüm politikaları, sağlık alanındaki liderlerin amaçlarına ulaşmasında hızlandırıcı rol oynayabilecektir. Hızlandırıcı olabilmek için de genellikle üç önemli alan sıralanır; yatırım, sigorta ve yenilikçilik…
Yatırımlar yoluyla, son yıllarda yıkıcı etkisini bile yaşadığımız küresel salgın gibi şoklarla daha iyi başa çıkmak sağlık hizmetlerinde en uygun ortamı hazırlayabilecektir.
Sigortacılığın, beklenmeyen durumlardan korumada riski yönetmenin vazgeçilmez aracı olduğunu hep hatırda tutmamız gerekir. COVID19 salgınında yaşanılan örnekte olduğu gibi, sigortacılık bir yandan finansal koruma sağlarken bir yandan da risk değerlendirmesi yoluyla daha neler yapılması gerektiğini ortaya koymuştur. Bu kapsamda, ülkemiz sigorta sektöründe, poliçe düzenlemeden tazminat yönetimine kadar değişik dijital dönüşüm uygulamaları hızla yayılmaktadır.
Kapsayıcılığı arttırılan bir yenilikçilik yaklaşımı, geleceğe yönelik destek gereken öncelikli alanların belirlenmesinde daha aktif bir rol oynayabilecektir.
DÜZENLEYİCİLİKTEN HIZLANDIRICILIĞA
Tam bu noktada, hızlandırıcı olma kavramına değinmekte yarar olacaktır. Katalizörlük diye de bilinen bu kavram, bir kimyasal reaksiyonu hızlandırma anlamında kullanılır. Son yıllarda kural koyan yapılar için düzenleyicilik kadar hızlandırıcı olma sorumluluğu da tartışılmaktadır. Düzenleyici yaklaşımın hızlandırıcıya dönüşümünün bir çok örneği vardır. Geçtiğimiz ay, Amerika Birleşik Devletleri’nde yeni bir yasa yürürlüğe girdi. Yaklaşık 280 milyar dolarlık bir kaynak desteğini içeriyordu. Orijinal adıyla CHIPS and Science Act adlı Çipler ve Bilim Yasası, özelde çip üretimini genelde ise bilimsel gelişme alanında özel sektörü hızlandırmayı hedeflemekteydi.
İşte bu yüzden; kuralı koyanların sorumluluğunu sadece düzenleyicilikle sınırlamamak gerekir. Hızlandırıcı da olmayı teşvik eden adımlar atılmalı, buna yönelik sağlam basamaklar tasarlanmalıdır.
Tüm taraflar bu sürece verebilecekleri katkıyı netleştirmelidir. Kural koyucular, sağlık sistemine bir orkestra şefi duyarlılığında kulak vermelidir. Dijital dönüşüm yoluyla, her biri kendi alanında virtiöz olan üstatların uyumluluğunu arttıracak stratejik ve finansal hamleler yapmalıdır.
Dijital dönüşüm dijital lider kavramını da beraberinde getirmiştir. Dijital liderin, başlıca özellikleri arasında;
- merak eden,
- gelişen teknolojileri araştıran,
- bir yandan ekibine bir yandan da iş süreçlerine odaklanan,
- yeniliklerle baş edebilen ve
- değişime kolaylıkla uyum sağlayan
gibi özellikler ilgili çalışmalarda öne çıkmaktadır.
Kendine liderlikle başlayan, işinde ve ekibinde liderlikle süren, sonunda da kurumunda değişimi tetikleyen liderler dijital dönüşüm sürecinde de rahatlıkla yetişebilir. Bu sayede, sağlık alanında yetişen yeni liderler ve onların liderliğinde gerçekleşen dijital dönüşüm örnekleri de artacaktır.