Magdeburger Sigorta Genel Müdürü Ceyhan Hancıoğlu, 2017 yılında trafik sigortasında serbest tarifeden çıkılarak, yanlış yapıldığını söyledi. Hancıoğlu, “Bizim sermayedarlarımız ticaret yapmak, para kazanmak istiyor. Sürekli zarar ederseniz herkesin ister istemez bir refleksi oluşur” dedi.
Editör: AYTAÇ NALLAR
Magdeburger Sigorta Genel Müdürü Ceyhan Hancıoğlu, 2017 yılında alınan yanlış bir kararla trafik sigortasında serbest tarifeden çıkıldığını, hem havuz uygulamasına hem de serbest olmayan tarife döneme geçildiğini söyledi.
Hancıoğlu, “Biz sigortacıyız, sigortanın matematiği var, bir aritmetiği var, geçmiş istatistikler var. Primleri diğer zorunlu olmayan branşlardaki gibi özgürce belirlemek istiyoruz. Sigortacılığın da bu olduğunu düşünüyorum” dedi. Ceyhan Hancıoğlu, trafik sigortaları hakkında değerlendirmelerde bulundu.
PARA KAZANIP KAZANMAYACAĞIMIZI BİLMİYORUZ
Ceyhan Hancıoğlu, trafik sigortasında geçmiş maliyetlerin sigorta şirketlerinin üzerine yük bindirdiğini, bugün satılan poliçelerin priminin gelecekte hasara yetip yetmediğini öngöremediklerini belirterek, bu yılın başında asgari ücret artışının geçmişten gelen tüm hasar dosyalarını etkilediğini kaydetti. Öngörülemeyen ücret artışları ile trafik sigortasının maliyetini bilmeden fiyatlama yapıldığını, bunun da şirketler üzerinde maliyetleri yükselttiğini ifade eden Hancıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Geçmişte yaşadığımız için biz hala bugün para kazanıp kazanmayacağımızı veya kaybetmeyeceğimizi açıkçası bilmiyoruz. Burada bizim şöyle bir özgürlük alanımızın olması lazım. Primi de, teminatları da mevzuat koyucu belirliyor. 2017 öncesine kadar böyle bir sistem yoktu, serbest tarifeyi yaşıyorduk. O günkü şartlarda, operasyonel birkaç hata ya da istisna yüzünden bütün sigorta sektörünü zora sokan bir uygulamaya geçtik. Havuz uygulaması, yani serbest olmayan bir tarife dönemine geçtik. Biz sigortacıyız, sigortanın matematiği var, bir aritmetiği var, geçmiş istatistikler var. Dolayısıyla bunun primlerini diğer zorunlu olmayan branşlardaki gibi özgürce belirlemek istiyoruz. Sigortacılığın da bu olduğunu düşünüyorum.”
ZARAR EDEREK YOLA DEVAM EDİYORUZ
Hancıoğlu, serbest tarifenin, iyi kötü sürücü, iyi risk kötü risk ayrımını getireceğini, kötü sürücüye farklı uygulamalar yapılacağını vurgulayarak, “Bugün ayrıştıramıyoruz. Maalesef bir havuz düzeni var, bir fiyat sistemi var. Bunu da biz belirlemiyoruz. Herkesi aynı kefede değerlendiriyoruz. Bugün havuz ve havuz dışı uygulaması var. Hiçbir tarafta biz fiyatı belirlemiyoruz, prim ve hasar tarafını yönetemiyoruz. Hasar, prim olarak havuz sisteminde çokça zarar ettiğimiz bir ortamda yolumuza devam ediyoruz” dedi.
DERDİMİZ PARA KAZANMAK DEĞİL ÖNÜMÜZÜ GÖRMEK
Ceyhan Hancıoğlu, “Tüketicilerin de endişesi, serbest tarifeye geçildiğinde sigorta şirketlerinin fiyatları artıracağı yönünde. Böyle mi olacak?” sorusunu şöyle yanıtladı:
“2017 öncesinde böyle olmadı. O dönem sistemli veya kasıtlı, sektördeki birkaç oyuncunun yaptığı hatalar oldu. Birkaç sivil toplum kuruluşu da bu durumu göz önüne getirdi. O zaman bence hızlı karar alındı, doğru olmayan bir kararla havuz dönemi geldi. Yedi yıldır da biz bununla baş başayız. Bugün bakıyorsunuz, sektörün tamamına yakın oyuncusu teknik olarak zarar ediyor. Bugün belki finansal getiri biraz daha geçmişe göre arttı. Ama unutmayın ki bu finansal getiri o teknik zararın bir kısmını tolere ediyor. Hep söylerim, trafik sigortasından para kazanmak gibi derdimiz yok ama en azından bir düzeni kurmamız lazım ve öngörülebilirlik, şeffaflık üzerine, önümüzü görmek üzere matematiğe sahip olmamız lazım. Bu yüzden de biz serbest tarife diyoruz. Bu konuda da SEDDK ile serbest tarifeye geçiş konusunda mutabık olduğumuzu düşünüyorum.”
SÜREKLİ ZARAR EDERSENİZ REFLEKS OLUŞUR
Sektörün havuz sistemine karşı olduğunu, havuzun hem konseptine hem fiyatlama kısmına karşı olduklarını belirten Hancıoğlu, şu açıklamaları yaptı:
“Serbest tarifeye geçilirse havuz sistemi de bitecek. O dönem havuz sistemi çare olarak düşünüldü ama olmadı. Mesela, bir iki senedir trafik sigortasında arz sorunu yaşanıyor. Neden? Çünkü şirketlerin bir refleksi var. Sonuçta biz özel sektör temsilcisiyiz. Bizim sermayedarlarımız ticaret yapmak, para kazanmak istiyor. Özel sektör temsilcisi olarak zararın sürdürülmemesi için bir yaklaşımda bulunmamız lazım. Bu havuz sisteminin, özgürce tarifesini belirleyemediğimiz sistemin de bizim zararımızı devam ettireceği endişesi var.”