Yeni yönetimiyle bir basın toplantısı düzenleyen Türkiye Sigorta Birliği, sigorta sektörünün gelişimi için belirledikleri yol haritasını açıkladı. Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Atilla Benli sektör değerlendirmesini ve yeni dönem ajandasını paylaşırken, Yönetim Kurulu ise koronavirüs sonrası sektördeki gelişmeler, pandemi döneminde motor sigortalarındaki düzenlemeler, BES’teki güncel durum ve hayat sigortaları branşının gelişimiyle ilgili değerlendirmelerini aktardı. Benli, “Makro hedefimiz, sigortacılık ve emeklilik sektörümüzü dünyada hak ettiği konuma ulaştırmak olacak” ifadeleri kullandı.
Türkiye Sigorta Birliği (TSB), Seçimli Olağan Genel Kurul Toplantısı’nın ardından düzenlediği basın toplantısında sektörle ilgili güncel değerlendirmelerini paylaşırken, yeni dönem hedeflerini de açıkladı. Toplantı, Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Atilla Benli, Türkiye Sigorta Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları Mehmet Şencan ve Taylan Türkölmez ile Türkiye Sigorta Birliği Yönetim Kurulu Üyeleri Cemal Kişmir ve Ceyhan Hancıoğlu’nun yanı sıra Birliğin Hayat Dışı ve Hayat Emeklilik Yönetim Komitelerinin de katılımıyla gerçekleşti.
Türkiye Sigorta Birliği’nin 66 üyesiyle birlik içinde hareket eden büyük bir aile olduğunu belirten Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Atilla Benli şunları söyledi:
“Sektörümüz 2020 yılının ilk çeyreğinde 247,5 milyar TL aktif büyüklüğe ulaştı. 2011-2019 arasına baktığımızda sektörün her yıl ortalama yüzde 19 büyüdüğünü görüyoruz. Sektör olarak 2019 yılında 3,6 milyar TL’si hayat ve 35,9 milyar TL’si hayat dışı olmak üzere toplam 39,5 milyar TL tazminat üstlendik. 2020 yılı ilk yarısında sektörümüz 32,9 milyar TL’si hayat dışından, 7,3 milyar TL’si de hayat branşından olmak üzere toplamda 40,2 milyar TL prim üretimi gerçekleştirirken, geçen yılın aynı dönemine göre büyümesi pandemiye rağmen hayat dışında yüzde 15, hayat branşında yüzde 59 olmak üzere ortalamada yüzde 21 oldu. Ancak penetrasyon oranları açısından maalesef sektörümüz hak ettiği yerde değil. 2018 sonu itibariyle penetrasyon oranı tüm dünya için yüzde 6 iken, Türkiye’de bu oran yüzde 2 civarındadır. Sigorta sektörünün toplam aktiflerinin GSYH’ye oranı ise Avrupa’da yüzde 72’yken, ülkemizde yüzde 5,5 düzeyinde seyrediyor. Bu oranı artırmamız gerekiyor. Ülkemiz dünyanın 19. büyük ekonomisi olmasına rağmen sigortacılıkta potansiyeline erişemedi. Mevcut durumda sigortacılık sektörümüz 39. sırada yer alıyor. Dolayısıyla, Türkiye sigorta sektörünün dünyadaki yerinin Türk ekonomisinin büyüklüğüne uygun olmadığını söyleyebiliriz. Yeni dönemle birlikte makro hedefimiz, sigortacılık ve emeklilik sektörümüzü dünyada hak ettiği konuma ulaştırmak olacak. Sigorta ve emeklilik sektörü güçlendikçe Türkiye ekonomisi daha da güçlenecek.”
Koronavirüste 400 Milyon TL Tazminat Ödedik
Koronavirüs salgınında devletin aldığı ekonomik tedbirlerde sigorta sektörünün de üzerine düşeni yaptığını belirten Benli, “Salgın kapsamında Tavsiye Kararları yayınladık. Mayıs ayında vadesi dolan RSH kapsamındaki araçların zorunlu trafik sigortası vadesini bir ay uzattık. Teminat kapsamı dışında olmasına rağmen salgından kaynaklanan tedavi giderlerini özel sağlık ve tamamlayıcı sağlık sigortası kapsamında karşıladık. Salgında görev alan ve özel sağlık kuruluşlarında çalışmakta hekimlerin sorumluluğunu sorumluluk sigortası teminat kapsamına ek prim almadan dahil ettik ve gerek kamu kurumu gerekse özel sağlık kurumlarında çalışan hekimlerin koronavirüs ile ilintili görevlerden kaynaklanan sorumluluğuna ilişkin teminat limiti belirledik. Bu kapsamda 41 milyon TL’ si sağlık olmak üzere toplam 400 milyon TL tazminat ödedik. Aktif, dinamik ve çözüm üreten bir sektör olduk” dedi.
Geleceğin Sigortacılığına Hazırlanıyoruz
Toplantıda Türkiye Sigorta Birliği’nin yeni dönem ajandası da aktarıldı. Üst politika belgelerinde bankacılık dışı finans sektörünün geliştirilmesine yönelik vurgu, SEDDK’nın ve Türk Re’nin kuruluşu, kamu otoritesi ve sigorta sektörü arasındaki etkin iletişim ve sinerjinin sektörün gelişimi için pek çok fırsat barındırdığını belirten Benli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Üst politika belgelerinde sigorta ve emeklilik sektörü için belirtilen tedbir ve aksiyonlar öncelikli konularımız arasında yer alıyor. Bu kapsamda OKS, BES fon tutarlarının artırılmasına yönelik adımlar ve 18 yaş altı için BES yolunun açılması gündemimizde sürekli yer alacak. Katılım sigortacılığının teşvik edilmesi, tarım sigortalarının ürün ve risk bazında kapsamının geliştirilmesi, Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’nın yaygınlaştırılması ve Doğal Afet Sigortalarında revizyon çalışmaları da yine öncelikli konularımız arasında. Özetle, hayat dışı tarafta zorunlu sigortaların kapsayıcılığının artırılması, trafik sigortasında gider verimliliğinin artırılması, finansal riskler ve tarım sigortalarına; hayat ve BES tarafında ise hayat sigortaları, Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi ve BES’e odaklanacağız. Ayrıca, dijitalleşme, veri analitiğinin daha etkin kullanımı gibi sektörümüzü, geleceğin sigortacılığına hazırlayacak projeleri önemsiyoruz. Sektörümüzün kamu ve paydaşlarla oluşturduğu sinerjinin meyvelerini önümüzdeki dönemde alacağımıza inanıyoruz.”
Türkiye Sigorta Birliği’nin çalışma yönetim anlayışımızın temelinde uyum, iş birliği ve ortak akıl olduğunu belirten Benli, “Ortak akıl ile kararlarını alan, bu kararları hayata geçirmek için uyum ve iş birliği içinde çalışan sektörümüzün hem kamu ile ilişkileri hem de paydaş iletişimi çok daha güçlü bir zemine oturacak. Bu ilkelerimizin yanına şeffaflık, sadelik ve etkin çözümü ekleyerek çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu yönetim anlayışı sayesinde, hepimizin hedeflediği çok daha güçlü ve itibarı çok daha yüksek bir sigorta sektörü hedefi daha ulaşılabilir hale gelecek” diyerek sözlerini tamamladı.
Sağlık, Alacak, Siber Sigortalar Ön Plana Çıkacak
Koronavirüsün sigorta sektörüne etkilerine değinen TSB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Şencan, “Pandemi döneminde yenileme ve yeni işlerin artış trendinde azalmalar yaşandı ve primlerde bir miktar düşüş gerçekleşti. Ancak mayıs itibarıyla trendin normale dönmeye başladığını görüyoruz. Bunun en önemli nedeni risklere karşı hazırlıklı olmanın önemini bir kez daha fark etmiş olmamız. Yeni dönemde sağlık sigortalarının, siber risk sigortalarının ve ticari alacak sigortasının ön plana çıkmasını bekliyoruz” dedi.
Covid-19 döneminde özellikle hayat dışı branşlarda hasar taleplerinde düşüşler meydana geldiğini ve TSB’nin salgının sektöre ve sigortalılara olumsuz yansımalarını sınırlı düzeyde tutabilmek amacıyla bazı uygulamaları devreye aldıklarını hatırlatan TSB Yönetim Kurulu Üyesi Ceyhan Hancıoğlu ise, “Pandemi döneminde trafik sigortası alanı da dahil olmak üzere, sektörümüzün almış olduğu tavsiye kararlarıyla her zaman sigortalıların yanında olduğunu kanıtladı” dedi.
BES ve Hayat Sigortalarında İhtiyacı Anlatmak Önemli
Bireysel Emeklilik Sistemi’ndeki gelişmeleri değerlendiren TSB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Taylan Türkölmez, şunları söyledi:
“Emeklilik yatırım fonları bugün uzun vadede en kazançlı birikim araçlarından biri olarak büyümesini sürdürüyor. BES’teki tüm fonların son 10 yıllık getirilerine baktığımızda ortalamada enflasyonun üzerinde getiri sağladığı, toplamdaki 407 adet fonun içindeki bazılarının ise getiri oranlarının geleneksel yatırım araçlarının çok üstünde getiri sağladığı görülebilmektedir. Ancak bu noktada BES tasarruflarının piyasanın anlık değişimlerine göre hareket eden kısa vadeli enstrümanların getirileriyle mukayese edilmemesi gerektiğini hatırlatmakta fayda var. Pandemi nedeniyle bireylerin yaşadığı nakit ihtiyacı sistemdeki toplam katılımcı sayısının azalmasına neden olsa da, yılın ilk 6 ayında fon büyüklüğünde yaklaşık 20 milyar TL gibi bir artış yaşandı. Katılımcıların uzun vadeli getirilere odaklanmaları ve kısa vadeli getiriler yerine emeklilik döneminde refah kaybı yaşamamayı hedeflemeleri önem taşıyor.”
Türkiye’de hayat sigortaları branşının henüz istenilen düzeyin çok altında olduğunu ve hayat sigortasının ağırlıklı olarak kredi bağlantılı bir ürün olarak görüldüğünü ifade eden TSB Yönetim Kurulu Üyesi Cemal Kişmir, “Hayat branşında prim üretimi ülkemizde kredi hacmi ile sınırlı kalıyor. Oysa sektör olarak burada büyük bir potansiyel olduğunu ve henüz bu potansiyeli yeterinde değerlendiremediğimizi biliyoruz. Hem hayat sigortalarının önemini anlatmanın hem de bireylerin farklı ihtiyaçlarına yanıt verecek ürünler geliştirmenin bu branşın büyümesine katkı sunacak iki unsur olduğunu düşünüyoruz. Bu noktada dijitalleşme ve teknolojinin yoğun kullanımı da bize avantaj sağlayacaktır.”