Yangınların ilk başladığı günden beri TARSİM bölgede hasar tespit çalışmaları yapıyor. Yangın bölgesinden TARSİM’e, 556 adet hasar ihbarı gelmiş. İhbarların büyük kısmı hayvan hayat sigortaları, geri kalanı da sera ve bitkisel ürün sigortaları. Toplam 8 ilden gelen yangın ihbarlarının sigortalı bedeli ise 108 milyon lira. Yangın bölgesinde 600 bine yakın tarım sigortası poliçesi bulunuyor.
Önce sel baskını, ardından orman yangını; bir aydır afetlerle mücadele ediyoruz. İşin ekonomik boyutuna baktığımızda, kayıp büyük. Bu süreçte yanan, yıkılan binaların yerine yenilerinin nasıl yapılacağını, esnafın zararının nasıl karşılanacağını, afetlerden mağdur olan vatandaşların mağduriyetinin nasıl giderileceğini konuştuk ki, zaten sel ve yangından zarar gören bölgeler afet bölgesi ilan edildi. Bir şeyi konuşmadık; o da tarım ve tarım sigortası.
Önce, halen bilmeyenler varsa diye çok kısa tarım sigortasından bahsedeyim. 15 yıldır bu ülkede, devlet destekli tarım sigortası uygulanıyor. Amaç, kuraklık da dahil olmak üzere afetlerden etkilenen çiftçinin, üreticinin zararının karşılanması. Çok düşük primlerle -ki, kimi üründe yüzde 50’sini, kimi üründe yüzde 70’ini devlet ödüyor- çiftçi sigorta yaptırıyor, afetten ürünü ya da hayvanı zarar görürse TARSİM, zararı karşılıyor. Bir bilgi daha vereyim. TARSİM, bir yetiştiricinin, bir küçükbaş hayvanını her türlü kaza, doğal afet ve yangına karşı yıllık 4 TL’ye; bir çiftçinin ise 500 kiloluk buğdayını dolu, fırtına, hortum, yangın, heyelan, deprem, sel ve yangına karşı yıllık sadece 12 TL’ye sigortalatabildiği bir sistem. Sistem bu kadar basit.
Ekili Alanlar Yandı
Nitekim, sadece 2020 yılında tarım sigortası yaptıran çiftçi toplam 1.1 milyar lira prim ödedi, devlet 1.6 milyar lira destek verdi ve TARSİM, afetlerden dolayı zarar gören çiftçilerin toplam 1.3 milyar liralık zararını karşıladı. Bunu şöyle de anlatabilirim; sadece geçen yıl çiftçi 1.1 milyar lira prim ödedi, karşılığında da 1.6 milyar hasar aldı.
Gelelim, son afetlerdeki duruma. Gerek Rize, Artvin ve Van’daki sel felaketinde gerekse de orman yangınlarında tarımsal hasar çok büyük. Ekili alanlar, seralar sular altında kaldı ve yandı; onlarca hayvan da sellerde ve yangınlarda hayatını kaybetti. Kimse pek konuşmuyor ama Marmaris’teki yangında neredeyse arı kovanlarının tamamı yandı ve bal üreticisi zor durumda ki, dünya çam balı üretiminin yüzde 95’i Türkiye’de, bunun da çoğunluğu Marmaris’te gerçekleşiyor. Durum bu kadar vahim, yani. Doğru, bu bölgeler afet bölgesi ilan edildi; çiftçinin, üreticinin borçları ertelenecek, bazı destekler verilecek de çiftçinin, üreticinin, arıcının zararı ne olacak? Aslında cevap basit; tarım sigortası yaptırmışsa TARSİM zararı karşılayacak, sigorta yaptırmamışsa yapacak bir şey yok.
TARSİM’e İhbar Yağıyor
TARSİM, yetkililerini aradım, ‘durum nedir, hasar ne kadar?’ diye. Yangınların ilk başladığı günden beri TARSİM bölgede hasar tespit çalışmaları yapıyor; halen de çalışmalar devam ediyor ama aldığım son bilgileri paylaşayım. Yangın bölgesinden TARSİM’e, 556 adet hasar ihbarı gelmiş. İhbarların büyük kısmı hayvan hayat sigortaları, geri kalanı da sera ve bitkisel ürün sigortaları. Toplam 8 ilden gelen yangın ihbarlarının sigortalı bedeli ise 108 milyon lira. Yangın bölgesinde 600 bine yakın tarım sigortası poliçesi bulunuyor.
Rize ve Artvin’deki sel felaketindeki durumu da öğrendim. Selden etkilenen bölgede bitkisel ürün sigortalarından 18 adet ihbar gelmiş. Bu ihbarların toplam sigorta bedeli 641 bin liraya yakın ve TARSİM, selden zarar gören bu üreticilere 78 bin lira ödeme yapacak. Yine selden etkilenen bölgede hayvan sigortası olarak da 7 ihbar gelmiş ve TARSİM, 185 bin lira ödeme yapmış. Demek ki, neymiş? Sigorta yaptıran ve afetten zarar gören üretici hasarını tıkır tıkır alıyormuş. Zaten devlet destekli tarım sigortası uygulamasına geçilmesinin nedeni de bu.
Kuraklık Hasarı Yoğun
Peki, yeterli mi? Hiç değil. 2020 yılı rakamlarına göre devlet destekli tarım sigortasında poliçe sayısı 2.2 milyonun biraz üzerinde. Örneğin, seralarda ve hayvanlarda sigortalanma oranı yüksek ancak iş bitkisel ürün sigortasına gelince maalesef sigortalılık oranı istenen seviyede değil. Demek istediğim şu. Doğal afetlerin hem sayısı hem de tarımsal üretimde yarattığı kayıp her geçen yıl katlanarak artıyor. Bundan sonra da artarak devam edecek. Son bir ayda yaşadıklarımız bunun en somut örneği. Mesela, 2021 yılı kuraklık hasarının geçmiş yıllara göre daha yoğun yaşandığı yıllardan biri ve iklim değişikliği nedeniyle bundan sonraki yıllar da farklı olmayacak.
Tarımda sürdürülebilirliği sağlamanın tek yolu da tarım sigortası. Tüm kesimlerin el birliği ile tarımda sigortalılığı artırması gerekiyor. Daha da önemlisi, ‘nasıl olsa devlet destek olur’ dememek gerekiyor. Kaldı ki, devlet destekli tarım sigortası, zaten bir devlet desteği.
Noyan Doğan/Hürriyet Gazetesi