TSB Genel Sekreteri Özgür Obalı, trafik sigortasında maliyetlerle primlerin uyuşmadığı bir dönemin yaşandığını belirterek, “Şirketlerimizin yükümlülüklerini karşılamak üzere yatırıma yönlendirdikleri aktifleri karşılığında elde ettikleri yüzde 25-30 bandındaki yatırım gelirleri, teknik zararların karşılanmasına yetmiyor. Ödenecek tazminatların maliyetlerinin karşılanması için asgari 30 milyar TL tutarındaki enflasyona endeksli yatırım araçlarının ihracı ve branşımızın sürdürülebilirliği için yeni işlerde uygulanan prim tavanlarının artırılması yerinde olacaktır” dedi.
Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Genel Sekreteri Özgür Obalı, sigorta sektörünün karlılığını olumsuz etkileyen faktörlere rağmen prim üretiminin yüzde 74 büyüdüğünü belirterek, sigorta sektörünün ekonomiye sunduğu fon desteğiyle de önemli bir güç olduğunu kaydetti. Obalı, “Bu yönde uzun vadeli bonolara ihtiyacımız var. Sektör olarak katkı sunmaya hazırız. Devlet iç borçlanma senetlerine 30 milyar liralık talep oluşturabilmek mümkün” dedi.
Sigorta şirketlerinin fiyatlama politikalarını uygularken özellikle enflasyon ve kur etkisinin göz önünde bulundurulduğunu belirten Obalı, Nisan 2022 sonu itibarıyla, prim üretiminin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 81 oranında artarak 49.4 milyar TL’ye ulaşan hayat dışı sigortacılıkta, ilk çeyrek bilanço döneminde teknik tarafta zarar edildiğini ifade ederek, şu açıklamaları yaptı:
“Yürürlükteki trafik poliçe adedimiz 21 milyona yakın ve söz konusu dönemde, trafik branşında net hasar prim oranı yüzde 188, net bileşik rasyo ise yüzde 214. Şirketlerimizin yazdıkları her 100 TL prim için, hasar ödemeleri, tazminat karşılıkları, aracı komisyonları, genel giderler dâhil 214 TL gideri oluyor. Kasko branşında 2021 yılı ilk çeyreğinde 656 milyon TL teknik kâr elde edilirken bu dönem 599 milyon TL teknik zarar oluştu. Kaskoda net hasar prim oranı yüzde 126’ya yükseldi ve net bileşik rasyo yüzde 156 oldu. Bu zararın başlıca nedeni, sektörümüzün en önemli üretim kaynağı olan motor branşındaki maliyetlerin ciddi oranda artması. Maliyetler ile primlerin uyuşmadığı bir dönemi yaşıyoruz; maliyetler yüksek, primler düşük kalıyor. Trafik sigortalarının prim seviyelerinin hem geleceği koruması hem de gelecekte oluşacak bütün belirsizlikleri ortadan kaldırması lazım.”
PRİM TAVANLARI ARTARILMALI
“Yılın ilk çeyreğinde; enflasyon, döviz kurundaki dalgalanmalar, asgari ücretteki artışa bağlı yedek parça ve işçilik maliyetlerinin yükselmesi ile parça tedarikinde yaşanan sorunlar da ödenen tazminat tutarlarının, prim tutarlarının çok üzerine çıkmasına neden oldu” diyen Obalı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Öte yandan, çiplerdeki tedarik sorununun 2022’de de devam edeceği öngörülüyor. Bu da otomotiv ve dolaylı olarak sigorta sektörünü olumsuz etkileyecektir. Diğer yandan, şirketlerimizin yükümlülüklerini karşılamak üzere yatırıma yönlendirdikleri aktifleri karşılığında elde ettikleri yüzde 25-30 bandındaki yatırım gelirleri, teknik zararların karşılanmasına yetmiyor. Bu çerçevede, ödenecek tazminatların olağanın üstünde artan maliyetlerinin karşılanması için asgari 30 milyar TL tutarındaki enflasyona endeksli yatırım araçlarının ihracı ve branşımızın sürdürülebilirliği için yeni işlerde uygulanan prim tavanlarının artırılması yerinde olacaktır.”
SAĞLIKTA KARLILIK DÜŞÜYOR
Sektörün prim üretimlerinden elde ettiği kaynağı hasar ödemeleriyle ekonomiye geri kazandırdığına dikkat çeken Özgür Obalı, “Bizler güçlü birer ‘kara gün’ dostuyuz. Bunun en büyük göstergesi olan sektör şirketlerimizin aktif büyüklüğü, hayat dışı tarafta bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 39 artarak 142 milyar TL’ye ulaştı” dedi.
Sektörün lokomotif branşları arasındaki sağlık sigortalarında da değinen Obalı, bu konuda da şunları söyledi: “Zarar yok ama teknik kârlılığın düştüğü bir gerçek. Yılın ilk çeyreğinde sağlık sigortasında şirketlerimiz 447 milyon TL teknik kâr açıkladılar. Geçen yılın ilk çeyreğinde bu alanda 682 milyon TL teknik kâr elde edilmişti. Öte yandan bu alanda net bileşik rasyo ilk çeyrek itibarıyla yüzde 117 seviyelerine yükseldi. Net hasar/prim oranına bakıldığında ise sağlıkta geçen senenin ilk çeyreğinde yüzde 74 olan oran, bu sene yüzde 89’a yükseldi.”
KARDAKİ ARTIŞ PRİM ARTIŞININ GERİSİNDE
Özgür Obalı, hayat sigortalarına da değinerek, hayat branşında prim üretiminin nisan 2022 sonu itibarıyla bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 60 artarak 8,1 milyar TL büyüklüğe ulaştığını söyledi. Hayat sigortalarında teknik kârın ilk çeyrekte bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 25 oranında artarak 806 milyon TL, olduğunu belirten Obalı, “Mali gelirlerle birlikte ise net dönem kârı yüzde 33 artışla 1.9 milyar TL oldu. Kâr tutarındaki artışın primdeki artışın gerisinde kalmasının başlıca sebepleri, kâr marjı nispeten düşük olan karma hayat sigortası ürünlerinin genel hayat branşı pazar payındaki artışı ve 2022’de yürürlüğe giren kredi bağlantılı sigortalarda brütten iade uygulaması kapsamında artan matematik karşılıklar. Öte yandan bu alanda net hasar prim oranı yüzde 29, net bileşik rasyo yüzde 61 oldu” şeklinde konuştu.
Özgür Obalı, sigorta sektörünün, ekonomiye sağladığı fayda sayesinde, kamunun üzerindeki yükü hafifletmek için kilit öneme sahip olduğunu da hatırlatarak, şunları söyledi:
“Sigortalılık oranının artması, bu anlamda ülke ekonomisine doğrudan katkı sunuyor. BES’teki ivme başarıyla devam ediyor. BES’e ilgi ve sistemin büyümesi devam ediyor. Bunun en önemli nedeni de devletimizin sisteme olan teveccühü. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan destekler ülkemizde bulunuyor. Belki de ülkemiz finans sisteminin en önemli başarı hikâyelerinden biri olan ve 18 yıldır başarılı bir şekilde her geçen gün güçlenen Bireysel Emeklilik Sistemi’mizle gurur duyuyoruz.”
GELECEK 5 YIL BÜYÜME DEVAM EDECEK
Özgür Obalı, son 10 yılda ortalama yüzde 15 büyüyen sigorta sektörünün önümüzdeki 5 yıl boyunca da büyümeye devam etmesini beklediklerinin altını çizerek, TSB’nin Boğaziçi Üniversitesi ile birlikte hazırladığı “Türkiye Sigortacılık Sektörü Ekonomik Etki Analizi”nde sigorta sektörünün büyük potansiyeline dikkat çekildiğini kaydetti. Obalı, “Ülke ekonomimizin gelişmesine paralel olarak, sigorta sektörünün hızla büyümesini ve finansal piyasalardaki ağırlığının artmasını bekliyoruz. Türkiye sigortacılık sektörü penetrasyon oranının mevcut yüzde 2,2 oranından muadil ülkelerde gözlemlenen yüzde 4,5 seviyesine çıkması durumunda; sektörümüzün, ülkemizin millî gelirine ilave katkısı, dolaylı katkılarla birlikte 421 milyar TL’ye kadar çıkabilir. Bu ilave katkı millî gelirde yüzde 7,5 oranında büyümeye tekabül ediyor. Türkiye ekonomisine katma değer sağlamayı görevi bilen TSB olarak bu hedefimiz için sektör olarak tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.