spot_img
Cuma, Ekim 17, 2025

GÜNCEL HABERLER

Türk P&I’dan çevre dostu yelkenlilere sürdürülebilirlik indirimi

0
Türk P&I Sigorta, yat sigorta poliçelerinde çevre dostu yelkenli teknelere özel “Yeşil Poliçe” kapsamında yüzde 7,5 oranında sürdürülebilirlik indirimi uygulaması hayata geçirdi. (BASIN BÜLTENİ) Türk P&I...

HDI Sigorta acenteleriyle “Vizyon: Gelecek” toplantısında bir araya geldi

0
Türkiye’de 30. yılını kutlayan HDI Sigorta, geleneksel Acenteler Toplantısı’nı “Vizyon: Gelecek” temasıyla düzenledi. Toplantıda “Kahramanlar Kulübü” acenteleri ve iş ortaklarıyla, HDI Sigorta’nın gelecek vizyonu...

“Gençlerin Güvence Haritası” açıklandı

0
Fibasigorta’nın Twentify iş birliğiyle gerçekleştirdiği “Gençlerin Güvence Haritası” araştırmasının sonuçlarına göre gençlerin yüzde 28’i zaman ve emek kayıplarını sigortalatmak istiyor. Şirket, araştırmada gençlerin hayalini...

Hepiyi Sigorta, acenteleriyle Kıbrıs’ta buluştu

0
Hepiyi Sigorta, konut kampanyasında hedeflerini tutturan acentelerini 10–12 Ekim tarihleri arasında Kıbrıs seyahatiyle ödüllendirdi. Türkiye’nin dört bir yanından 250’ye yakın acentenin katıldığı organizasyonda, Hepiyi...

Magdeburger Sigorta, acenteleriyle Dubai’de

0
Magdeburger Sigorta, başarılı acenteleriyle gerçekleştirdiği geleneksel yurt dışı seyahatlerine hız kesmeden devam ediyor. “Hukuksal Koruma Teminatı” kapsamından düzenlenen kampanyaya gösterilen yoğun ilgi nedeniyle acentelerini iki gruba...

AXA Türkiye’den “Kadın Olmak Bir Risk Olmamalı” kampanyası

0
AXA’nın “Kadın Olmak Bir Risk Olmamalı” temasıyla düzenlediği global marka kampanyasının yayınlanması için seçilen ülkelerden biri de Türkiye oldu. Kampanya ile AXA, ilerlemeye dair...

Anadolu Hayat Emeklilik’e iki ödül

0
Entegre Raporlama Derneği Türkiye (ERTA) tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen Entegre Raporlama Ödülleri kapsamında “En İyi İlk Entegre Rapor” ödülüne layık görülen Anadolu...

Sompo Sigorta otomotiv acenteleriyle buluştu

0
Sompo Sigorta, otomotiv acenteleriyle İstanbul, Ankara ve İzmir’de düzenlediği kahvaltı etkinliklerinde bir araya geldi. 120 acente yöneticisinin katılımıyla gerçekleşen etkinliklerde, karşılıklı iş birliğini güçlendirecek...

AXA Kulüp ve il birincileri, Batum’da bir araya geldi

0
AXA Türkiye, AXA Kulüp ve İl Birincileri kategorilerindeki başarılı acentelerini Batum’da düzenlenen organizasyonda ağırladı. Türkiye’nin dört bir yanından gelen acentelerin ve AXA Türkiye çalışanlarının...

2025 Kadınlar AXA Sigorta Şampiyonlar Kupasının sahibi Fenerbahçe Medicana

0
AXA Sigorta’nın Değerler Ortaklığında düzenlenen Kadınlar AXA Sigorta Şampiyonlar Kupası, 8 Ekim’de Ankara Spor Salonu’nda gerçekleştirildi. Vodafone Sultanlar Ligi şampiyonu VakıfBank ile AXA Sigorta...
GenelAhmet Yaşar, reasürans izlenimlerini yazdı

Ahmet Yaşar, reasürans izlenimlerini yazdı

Yumuşayan Global  Piyasa, Sertleşen Türkiye Söylemleri: Reasürörlerin Elinde “Olası Marmara Depremi” Kozu… Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, reasürans görüşmeleri izlenimlerini Sigorta Gazetesi için yazdı.

Geçtiğimiz haftalarda Paris, Zürich ve Hannover’da gerçekleştirdiğimiz son görüşmelerin ardından, 2026 reasürans yenilemeleri için global  piyasada hissedilen genel yumuşama eğilimine rağmen; özellikle Türkiye özelinde hâlâ sert tutulan bir ton ve söylem ile  karşılaştık.

Bu çerçevede bir kez daha şunu gördük:
Bazı riskler, sadece teknik analiz değil, aynı zamanda pazarlık kozudur.

Piyasa Yumuşadı mı? Evet. Ama Herkes İçin mi? Hayır. Türkiye için yumuşama sinyali var mı? Neredeyse yok…

2025 itibarıyla faizlerin küresel ölçekte düşme eğilimine girmesi, global güçlü sermayedarları, yatırımcıları  yeniden reasürans piyasasına yönlendirdi. Görüştüğümüz tüm reasürörler, kapasite açısından rahat olduklarını belirtti. Hatta birçok pazarda %5 ila %10 arasında fiyat indirimi halihazırda yapılmış durumda.

Ama mesele Türkiye olunca, tansiyon yeniden yükseliyor.!
Ve işte tam bu noktada, geçen yıl da ifade ettiğim gibi:

“Pehlivan elenseyi bırakmıyor.”

Riskin farkında olmak başka, riski sürekli hatırlatarak indirim beklentisini bastırmak, geçiştirmek  başka.
Maalesef bazı reasürörlerin, İstanbul deprem riskini , fiyatları indirmemek  için stratejik bir koz olarak kullanma eğiliminde olduğu izlenimi kuvvetli.
Aslında geçen yıllarda reasürörlerin Türkiye riskleri için yaptıkları fiyat artışları global marketin neredeyse iki katı idi .
Kahramanmaraş depremini emsal gösterip kendilerini bu konuda haklı göstermeye çalıştılar. Halbuki 1999 yılı Gölcük depreminde piyasa reasürörlere geri ödemeyi neredeyse 3-4 yılda yaptı.
Kahramanmaraş depreminde de bu geri ödeme süresi bence çok farklı olmayacaktır.

İstanbul riski acaba ne kadar  Gerçekçi ,acaba  ne kadar Gerekçe !!!

Hiç kuşkusuz İstanbul, dünya çapında sigortacılık açısından en kritik deprem kümelerinden biri. Bunu reddetmek mümkün değil. Ancak bu gerçeklik, zaman zaman teknik bir veri setinden çok, psikolojik bir fiyat bariyeri olarak karşımıza çıkıyor.

Elbette deprem riskine karşı duyarlılık önemli. Ama bu duyarlılığın sadece fiyatı sabit tutmak ya da artırmak için öne sürülmesi, artık sorgulanması gereken bir davranış haline geliyor.

Bir de geçmişte yaşanan ve reasürörlerce ödenen hasarlar acaba ne kadar zamanda piyasa tarafından geri ödendi? Sadece deprem hasarları değil soru ? Diğer tüm devredilen riskler ve hasarları için bu soruyu sormak daha doğru?

Enflasyon, Kur, Kümül: Türkiye Gerçekleri

Türkiye açısından farklı bir denklem var:
• TL bazında yüksek enflasyon nedeniyle, EUR bazında risk kümülleri artıyor.
• Kur hareketleri ile teknik karşılıklar arasında hassas bir denge oluşuyor.
• 6 Şubat depremlerinin ardından reasürörler hâlâ hasar telafi sürecinde olduklarını ifade ediyor.

Tüm bunlar, Türkiye’nin kapasite talebini artırıyor. Ama bu talebin, sürekli “yüksek risk” söylemiyle karşılanması, ilişki temelli reasürans anlayışıyla örtüşmüyor.

Grubumuz Adına Gözlemlerim

Görüşmelerimizde, Quick Sigorta, Corpus Sigorta ve Quick Hayat olarak grubumuzun:
• Risk mühendisliği yaklaşımı,
• Finansal dayanıklılığı,
• Teknik disiplinimiz ve açık iletişim tarzımız

güçlü şekilde takdir edildi.
Artık “yüksek üretim” değil, yüksek kalite ile ,  sürdürülebilir portföy konuşuluyor.

Bu da bizi yalnızca müşteri karşısında değil, reasürör nezdinde de saygın bir pozisyona taşıyor.

Sonuç: Elenseyi Bırakmanın Zamanı Gelmedi mi?

2026 yenilemelerinde, teknik dengelerin daha objektif biçimde kurulması, pazarlık kozlarının değil gerçek risk yönetiminin öne çıkması gerekiyor.

İstanbul elbette önemli bir risk. Ama bu risk, her yıl aynı şekilde masaya konularak, fiyatları yumuşatmamanın bahanesi haline gelirse; bu, sadece sigorta şirketlerini değil, toplumsal direnç mekanizmalarını da zayıflatır.

Türkiye, bina tamamlama sigortası, DASK’ın güçlendirilmesi, parametrik ürünler gibi risk azaltıcı araçlarla toplumsal direncini artırmaya çalışıyor. Reasürörlerin bu çabalara ortaklık yaklaşımıyla katkı vermesi gerekir.

Reasürans, fiyat değil güven yönetimidir.
Bu güvenin karşılıklı inşa edilmesi için artık “elenseyi bırakma” zamanıdır.

———————————————————————————–

Ahmet Yaşar, Baden Baden izlenimlerini yazdı

Yazının başlığını, ‘Baden Baden ve Pehlivan Tefrikaları’ olarak koymak daha doğru olur. Çünkü reasürörler ve sigortacılar arasındaki Baden-Baden görüşmeleri, güreşçilerin uzun süren, strateji ve güç dengesiyle dolu mücadelelerine benziyor. Tıpkı pehlivanların güreş sırasında birbirlerine “elense” çekerek avantaj sağlamaya çalışmaları gibi, sigortacılar ve reasürörler de bu görüşmelerde fiyatlandırma, kapasite ve risk paylaşımı konularında birbirlerine karşı stratejik hamleler yapıyorlar.

Sigortacıların kendilerini korumak için yaptırdığı “yeniden sigortalama anlaşmalarının” yenilenmesi öncesindeki yılın son görüşmeleri olan 2024 Baden-Baden Reasürans toplantıları, küresel reasürans piyasasının mevcut durumunu ve Türkiye gibi büyüme ve risk beklentisi artan pazarlar üzerindeki etkilerini daha iyi anlamamızı sağlayan bir ortam sundu.

Genel olarak iklim değişiklikleri, son doğal afetlerin etkileri, enflasyon baskıları ve siber sigortaların büyüyen rolü üzerine odaklanıldı. Amerika’daki kasırgalarının sonuçları ve Avrupa’daki ikincil riskler, özellikle yangınlar ve sel gibi olaylar, reasürans programlarını zorlayan ana konular arasında yer aldı. Eskiden niş bir alan olarak görülen siber sigortaların özellikle Avrupa ve Asya’daki hızlı büyümesi sigortacıların ve reasürörlerin bu alana odaklanmalarını sağlarken toplantılarda özellikle kapasite, fiyatlandırma ve sektörel düzenlemelerin Türkiye ve benzeri piyasalar üzerindeki yansımaları derinlemesine tartışıldı.

Reasürörler risklerin doğru bir şekilde fiyatlandırılması ve kapasitenin dikkatli bir şekilde tahsis edilmesi üzerinde yoğunlaşırken sigortacılar, 2023’te yapılan önemli fiyat artışlarının ardından, özellikle Avrupa’da sınırlı kalan büyük felaketlerin ardından, 2024 Baden-Baden toplantılarında artan kapasite taleplerinin yanında fiyat indirimleri ya da en azından fiyatların sabit kalmasını bekledi.

Reasürans kapasitesi genel olarak mevcut olsa da, bu kapasitenin dağıtımı konusunda temkinli bir yaklaşım var. Özellikle doğal afetlerden etkilenen bölgeler, kapasite açısından daha sıkı bir denetim altında. Kapasite artırımı mümkün olsa da reasürörler, sermaye tahsis ederken seçici olmaya devam ediyorlar.

2023’teki depremler ve diğer felaketlerin ardından, Türkiye gibi riskli bölgelerde %50-100 arasında fiyat artışları görülürken reasürörler, 2025’e kadar fiyatların artması gerektiğini savunuyor. Enflasyon, artan talep ve küresel piyasalardaki risk faktörleri bu artışların temel nedenleri arasında sayılıyor.

Sigortacılar ile reasürörler birbirlerine elense çekiyorlar mı?

Reasürörler ve sigortacılar arasındaki Baden-Baden görüşmeleri, güreşçilerin uzun süren, strateji ve güç dengesiyle dolu mücadelelerine benziyor. Tıpkı pehlivanların güreş sırasında birbirlerine “elense” çekerek avantaj sağlamaya çalışmaları gibi, sigortacılar ve reasürörler de bu görüşmelerde fiyatlandırma, kapasite ve risk paylaşımı konularında birbirlerine karşı stratejik hamleler yapıyorlar.

Her iki taraf da pazarlık masasında en iyi şartları elde etmeye çalışıyor. Reasürörler, sigortacılardan daha yüksek primler talep ederken, sigortacılar da bu maliyetleri düşürmek ve riskleri daha uygun şartlarda paylaşmak için direnç gösteriyorlar. Bu süreçte, tıpkı bir güreş mücadelesinde olduğu gibi, her iki taraf da birbirine üstünlük kurmaya çalışıyor. Özellikle Türkiye piyasasını dikkate aldığımızda bu “elense” çekme metaforu, özellikle zorlaşan piyasa koşullarında artan kapasite talepleri ve fiyat artışları ile daha belirgin hale gelmiş durumda.

Hem kapasiteyi artırma talebi hem fiyatları düşürme isteğine sahip sigortacıların minderde galip gelme şansı var mı?

Türk sigortacıların hem kapasiteyi artırma hem de fiyatları düşürme talepleri, Baden-Baden’da oyunu zorlarken reasürörlerin,  artan riskler, enflasyonist baskılar ve sigorta piyasasında yaşanan zorluklar gibi faktörlerle kapasiteyi sağlamakta daha temkinli davranması ve genellikle yüksek fiyatlar talep etmesi sigortacıların minderde galip gelme şansını, stratejik müzakerelerine ve risk yönetimindeki becerilerine bırakıyor.

Pehlivan güreşlerinde olduğu gibi, sigortacılar yalnızca doğru zamanda yapılan taktik hamlelerin yanında, aynı zamanda güç kullanarak başarılı olabilir. Reasürörlerin kapasite sağlamaya ve artırmaya devam etmesi için sigortacılar bazı ödünler vermek zorunda kalabilir. Örneğin, bazı riskler için daha yüksek retansiyon seviyelerini kabul etmek daha uygun fiyatlarla kapasite sağlamaya yardımcı olabilir​.

Kısaca yenileme dönemlerine yaklaşırken, reasürörlerin Türkiye’deki kapasite taleplerini nasıl yöneteceği ve sigorta şirketlerinin riskleri nasıl fiyatlayacağı üzerine belirsizlikler sürüyor. Türkiye piyasası, özellikle 2025 yenilemeleri için, kapasite artırımı ve fiyatların dengeye oturması açısından kritik bir döneme girecek. Reasürörler, riskleri daha dikkatli analiz ederek, yerel modellemelerden elde edilen veriler ışığında fiyatlama politikalarını belirleyecekler​

Ancak, piyasa şartları ve mevcut riskler göz önüne alındığında, hem kapasite artışı hem de fiyat indirimi aynı anda elde etmek zor bir hedef. Sigortacıların, tıpkı bir pehlivanın rakibini stratejiyle dengelemeye çalışması gibi, reasürörlerle işbirliği yaparak yenilikçi çözümler ve karşılıklı faydalar sağlamaları gerekiyor.

Konuştuğum reasürör ve sigortacılardan aldığım bazı yorumları da paylaşmak isterim: Türk sigortacılar böyle bir dönemde kapasite taleplerinin artmasının, piyasaya daha fazla güven olduğu ve reasürörlerin yeni iş fırsatlarına sahip olarak reasürans piyasasının daha da canlanacağına işaret ederken reasürörler, kapasite talebinin artmasının, genellikle risk seviyelerinin de arttığı anlamına geleceğini; örneğin, doğal afet riskleri veya iklim değişikliği gibi unsurların daha sık yaşanmasının reasürörler artan talepleri karşılayacak kapasiteye sahip olsa da, fiyatları yükselterek bu riskleri dengelemeye çalışacaklarını söylediler.

Dolayısıyla, kapasite talebinin artışı, her ne kadar büyüyen bir piyasaya işaret etse de, bu büyümenin artan riskler ve maliyetlerle değil büyüyen penetrasyonla birlikte gelmesi gerekiyor.

Baden Baden da SEDDK izleri

Bir diğer konu da Baden-Baden 2024 görüşmelerinde Türkiye’nin sigorta ve reasürans piyasasına dair izlerin gözlemlendiğiydi. Özellikle, Türkiye Sigorta Birliği ve Türkiye’deki sigorta düzenleyicisi SEDDK’nın (Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu) artan etkisi dikkat çekti. Hatta bu yıl TSB’nin çok faydalı toplantıları yanında Türk sigorta acenteleri de Baden-Baden’daydı.

TSB ve SEDDK, son dönemde Türk sigorta sektörünü güçlendirme ve uluslararası işbirliğini artırma çabalarını sürdürürken Türkiye’deki risklerin, özellikle de doğal afetler ve depremler gibi büyük risklerin uluslararası reasürans piyasasındaki yansımaları üzerine yapılan tartışmalarda çok oldu.

Bazı reasürörler, sigorta şirketlerinin finansal sağlamlıklarını ve risk yönetim kabiliyetlerini yakından izlerken, sektördeki diğer şirketlerin finansal durumlarına dair belirsizliklerin artmasının reasürörlerin Türkiye pazarında daha temkinli davranmasına neden olabileceğini; özellikle sermaye yönetimi ve likidite riskleri konusundaki endişelerin, reasürörlerin taleplerini daha katı hale getirebileceğini belirttiler.

Trafik sigortalarında bedeni hasarlar konusu Baden Baden görüşmelerine de yansıdı

Baden-Baden 2024 görüşmelerinde Türkiye’de trafik sigortalarında bedeni hasarlara ilişkin havuz tartışması da reasürörlerce sorgulandı.  Ancak Baden-Baden’deki reasürörler, böyle bir havuzun nasıl yapılandırılacağı, yönetileceği ve uzun vadede sürdürülebilir olup olmayacağı konusunda temkinliydiler. Reasürörlerin endişeleri arasında havuzun düzgün yönetilememesi durumunda maliyetlerin daha da artabileceği ve bu durumun reasürans fiyatlarına yansıması bulunuyor.

Bu tür bir konunun Baden-Baden gibi küresel reasürans toplantılarında tartışılması, genel piyasa eğilimleri ve uluslararası sigorta şirketlerinin Türkiye’deki riskleri nasıl değerlendirdiği açısından önem taşıyor. Ancak bu tür yerel düzenlemelerin küresel toplantılarda ele alınmasının, bazı reasürörler açısından yersiz veya odak dışı olarak görülebileceği de söylenenler arasındaydı.

Deprem modellemeleri

Konuşulanlar arasında bir diğer konu da SEDDK’nın deprem modellemeleri ve T-Rupt gibi yerli teknoloji çözümleri üzerinde yaptığı düzenlemelerdi. Türkiye’deki deprem risklerinin daha hassas bir şekilde analiz edilmesi, reasürans piyasasında bazı kapasitelerin yeniden değerlendirilmesine yol açabilir. Özellikle, daha doğru modellemeler sonucunda bazı bölgelerde risk seviyesinin artması, reasürörlerin bu bölgelerdeki kapasite taleplerini karşılamakta daha temkinli davranmalarına neden olabilir. Bu durum, kapasite açıkları yaratabilir, çünkü reasürörler, artan risklere karşı daha fazla teminat sağlamak için daha yüksek primler talep edebilirler.

Özellikle yenileme takvimine yakın dönemde yapılan bu tür model güncellemeleri, sigorta şirketlerinin reasürans anlaşmalarını yeniden yapılandırmasını ve daha yüksek retansiyon seviyeleri kabul etmesini gerektirebilir. Bu, sigorta şirketlerinin deprem gibi büyük risklerde daha fazla yük üstlenmesine neden olabilir. Türkiye gibi yüksek riskli pazarlarda reasürörlerin daha dikkatli davranması, yenileme görüşmelerinde sigorta şirketlerinin karşı karşıya kalacağı zorlukları artırabilir​

SEDDK’nın rolü ve senkronizasyon görevi

SEDDK, Türkiye’deki sigorta piyasasında düzenleyici bir rol oynarken, uluslararası piyasalarla senkronizasyon sağlamak gibi önemli bir sorumluluk taşıyor. Özellikle deprem modellemeleri, sermaye süreçleri ve havuz oluşturma gibi düzenleyici adımların doğru zamanlanması ve piyasa dinamikleriyle uyumlu şekilde yönetilmesi, reasürörlerin Türkiye pazarına güvenini artırır. Baden-Baden’de bu tür düzenlemelerin doğru bir şekilde yürütülmesinin, hem kapasite taleplerini karşılamak hem de fiyatların artmasını engellemek açısından kritik olduğu görüşü öne çıktı​.

Sonuç olarak, Baden-Baden 2024, Türkiye sigorta piyasası için kapasite ve fiyatlamada kritik bir döneme işaret ediyor. Kapasite taleplerinin artması ve fiyatların bir miktar yükselmesi, Türkiye’deki sigorta şirketleri için zorluklar yaratsa da, doğru düzenlemeler ve stratejik işbirlikleri bu süreci yönetmekte kilit rol oynayacaktır. SEDDK’nın düzenleyici adımları ve piyasalarla senkronizasyonu, bu süreçte hem reasürörler hem de sigortacılar için dengeyi sağlayabilir. Pehlivan güreşinde olduğu gibi, nihai başarı stratejik hamlelere ve işbirliğine dayanıyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Ahmet Yaşar, Baden Baden izlenimlerini yazdı

23.10.2023

Baden Baden Reasürans Buluşmaları 2023’ün ilk günü Avrupa’nın her yerinden gelen 3 bin sigorta ve reasürans profeyonelinin buluşması ve Baden Baden Reinsurance Sempozyumu ile başladı.

Kongreshausta GuyCarpenter’ın ev sahipliğinde gerçekleşen sempozyumda özet olarak reasüransta alternatif çözümler konusunda GuyCarpenter, Scor, Lloyd’s ve PGGM temsilcilerinin konuşmaları ve soru cevapla ilerleyen panelde; geleneksel reasürans teknik ve kapasiteleri dışında alternetif yeni yöntemlerin geliştirilmesi ve böylece büyüyen kapasite talebini karşılayacak yeterli sermayenin sigorta ve reasürans piyasalarına yönelmesinin cazip kılınmasını sağlayacak öneriler konuşuldu.

Bu çerçevede LLoyds temsilcisinin yaptığı konuşmada sermayenin MGA’lere ( sigorta teminat sağlayıcıları) yönelmesini cazip kılan yeni London Bridge isimli uygulama tanıtıldı.

Hollanda kökenli PPMG temsilcisi ise sigorta bağlantılı yatırımların diğer alternatiflere göre daha kazançlı olduğunu ve bir fon yönetim şirketi olarak reasürans şirketlerine ortak olduklarını belirtti.

Scor temsilcisi katastrofik risklere dikkat çekerken alternatif kapasiteleri cazip kılmak için kapasite sağlayıcıların talep ettiği düzenleme, ölçülebilirlik, öngörülebilirlik ve şeffaflık konularında daha fazla işbirliğine ihtiyaç olduğunu belirtti.

Açılışını Baden Baden Belediye Başkanı’nın yaptığı sempozyumun ev sahibi GuyCarpenter temsilcisi ise giderek daha çok sigorta satınalmacısının alternatif reasürans yapılarına yöneldiklerini belirtirken fiyatların arttığını ve bunun kritik bir eşiğe gelerek dengeye oturacağını söyledi.

Kongreshaus’ta sempozyumun gerçekleştiği sıralarda alışık olunduğu üzere aktivistler petrol kömür ve benzeri faaliyetlerin sigortalanarak çevreye zarar verilmesinin desteklendiği gerekçesi ile binanın önüne zift dökerek ve tırmanarak asılan pankartlarla sigortacıları protesto ettiler.

Gece, Aon ve diğer brokerlerin ayrı ayrı düzenlediği davetler ve ikili görüşmelerle devam etti.

Bu sene Baden Baden’a Türk Sigorta, reasürans ve brokerlik şirketleri profesyonelleri yanında Türkiye Sigorta Birliği adına Başkan Uğur Gülen, Başkan Yardımcısı Ahmet Yaşar, Genel Sekreter Özgür Obalı ve Genel Sekreter Yardımcısı Atilla Oksay da özellikle deprem sonrası iletişimi kuvvetlendirmek adına katılıyor.

İLGİLİ HABERLER