Zurich Türkiye CEO’su Yılmaz Yıldız, Küresel Riskler Raporu’nda ilk sıralarda yer alan biyoçeşitlilik kaybı ve ekosistem çöküşü riski hakkında değerlendirmelerde bulundu. Yıldız, biyoçeşitlilik kaybının ekonomiye maliyetinin 1,5 trilyonun üzerinde olduğuna dikkat çekti.
Editör: AYTAÇ NALLAR
Zurich Türkiye CEO’su Yılmaz Yıldız, plansız sanayileşme, hızlı artan gıda tüketim, çevreye zararlı enerji üretimi, aşırı doğal kaynak tüketiminin ekosistemi bozduğunu ve biyoçeşitlilik kaybına neden olduğun söyledi. Yıldız, Küresel Riskler Raporu’nda ilk sıralarda yer alan biyoçeşitlilik kaybı ve ekosistem çöküşü riski hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Biyoçeşitlilik kaybının gelişmiş ülkelerde ağırlıklı olarak sanayileşme üzerinden geldiğini, gelişmekte olan ülkelerde ise çevre kirliliği, kaynakların daha hoyrat kullanılmasından kaynaklandığını belirten Yıldız, “Örneğin, mercan kayalıkları. Balıkların yüzde 25’inin besin kaynağı bu mercan kayalıkları. Eğer küresel ısınma böyle devam eder, bir buçuk derecenin üstüne çıkarsa mercan kayalıklarının yüzde 70 ila 90’ını yok olacak. Bu da balık türlerinin yüzde 25’inin yok olması demek” şeklinde konuştu.
TARIMDA VERİMLİLİK DÜŞÜYOR
Yıldız, dünyadaki kara parçalarının yüzde 30’unun tarım ve hayvancılık için kullanıldığını, tarım ve hayvancılığın aynı zamanda dünya su kaynaklarının yüzde 75’ini tükettiğini de ifade ederek, şunları söyledi:
“Bir yandan küresel ısınma ve biyoçeşitliliğin azalması nedeniyle tarım ürünlerinin verimliliği düşüyor. Diğer yandan da dünya nüfusu artıyor. Daha fazla üretmek için daha fazla tarım arazisine ihtiyacınız var. O zaman da ormanları daha fazla yok ediyorsunuz. Gıda tüketimi böyle devam ederse önümüzdeki 20 yılda yaklaşık 1 milyon hektar yeni tarım arazisine ihtiyaç olacak. Bu da kabaca Kanada büyüklüğünde bir alan demek.”
İLAÇ SANAYİ İÇİN BÜYÜK TEHLİKE
Biyoçeşitlilik kaybının ilaç endüstrisi üzerinde de olumsuz etkisi olacağına dikkat çeken Yıldız, “Modern ilaç sanayinin ana ham maddesi bitkiler; yüzde 50’si bitkilerden elde ediliyor. Ve bunların önemli bir bölümünü sentetik olarak üretemiyorsunuz. Biyoçeşitliliğin kaybı ile bitkilerde yüzde 50 bir çeşitlilik kaybı var. İlaç sanayi için çok kritik ham madde olarak rol oynayan bitkiler de ortadan kalkıyor. Onun için hem açlığa, hem susuzluğa, hem ilaçsızlığa ve hatta kötü hava solumaya kendimizi mahkum ediyoruz. Çünkü sentetik olarak doğal moleküllerin hepsini üretmeniz bugünkü teknolojilerle mümkün değil” dedi.
Yılmaz Yıldız, biyoceşitlilik kaybının, ekonomiye maliyetine de değinerek, dünya GSMH’nın yüzde 1,5-2 seviyesinde olduğunu, bunun da 100 trilyon dolarlık dünya GSMH’nın 1,5,-2 trilyonuna denk geldiğini söyledi. Yıldız, “Bu da çok kabaca Türkiye GSMH’nın iki katıdır ki, bu rakam da yıllık” dedi.