Zorunlu deprem sigortasını yürüten DASK’ın kapsamı genişleyecek ve başta sel olmak üzere tüm doğal afetler DASK’ın kapsamına dahil edilecek. Böylece, depremin dışında diğer doğal afetler de ek teminat olarak zorunlu deprem sigortasına entegre edilerek, kapsamlı bir doğal afet sigortası uygulamasına geçilecek. Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programında yer aldığı için de yeni düzenleme muhtemelen sene sonuna kadar uygulamaya geçer.
Türkiye’de depremden sonra en fazla can ve mal kaybına yol açan afet, sel felaketi. Her yıl ortalama 200 civarında sel baskını yaşanıyor ve bunların 25’i, ciddi maddi kayıplara neden oluyor. Nitekim son yaşanan Bartın, Kastamonu ve Sinop’taki sel baskınının yarattığı kayıp çok ağır. Tahmini ekonomik kaybın 2.5 milyar lirayı bulması bekleniyor. Peki, bunun ne kadarı sigorta sistemi tarafından karşılanacak? Sigorta şirketlerinin ödeyeceği hasar, hepi topu 83 milyon lira. Bu hasarın büyük çoğunluğu da kasko ve işyeri sigortalarından kaynaklanıyor.
Neden bu kadar az? Çünkü sigortalanma oranı konutlarda, işyerlerinde, araçlarda çok düşük de ondan. Bu nedenle de selin yarattığı ekonomik kaybın tamamı devlet tarafından karşılanıyor. Ve her sel baskını sonrası da bu tablo değişmiyor. Bu nedenle de ara ara bu köşede, ‘depremin yarattığı ve yaratacağı maddi kayba zorunlu deprem sigortası ile çözüm bulduk, benzer çözümü sel için de bulmalıyız’ diye yazıyorum.
Deprem Sigortasına Eklenecek
Nihayet bu konuda adım atıldı. Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK), Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) kapsamındaki zorunlu deprem sigortasının kapsamını genişletmek için çalışmalara başladı. İşin aslını isterseniz bu konu, 2021 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda da yer alıyor. Programda, “Doğal afet sigortası bütün afet türlerini kapsayacak şekilde genişletilerek yaygınlaştırılacak” deniyor. Peki, bunun için yasal düzenlemeye ihtiyaç var mı? Yok; çünkü çıkartılan Afet Sigortaları Kanunu ile DASK’a bu yetki verilmiş durumda. Kanunda açık açık, “Sigorta şirketlerince teminat verilememesi durumunda deprem, sel, yer kayması, fırtına, dolu, don, çığ düşmesi ve benzeri doğal afetler ile diğer özellik arz eden riskler için kamu yararı açısından gerek görülmesi halinde sigortacılık ilkeleri gözetilerek DASK tarafından sigorta veya reasürans teminatı verilebilir” diye yazıyor.
Peki, bundan sonra ne olacak? Zorunlu deprem sigortasını yürüten DASK’ın kapsamı genişleyecek ve başta sel olmak üzere tüm doğal afetler DASK’ın kapsamına dahil edilecek. Böylece, depremin dışında diğer doğal afetler de ek teminat olarak zorunlu deprem sigortasına entegre edilerek, kapsamlı bir doğal afet sigortası uygulamasına geçilecek. Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programında yer aldığı için de yeni düzenleme muhtemelen sene sonuna kadar uygulamaya geçer.
Yeni Düzenleme Yapılıyor
Gelelim, kritik soruya; zorunlu deprem sigortası zorunlu, diğer afetler için de zorunlu sigorta mı yaptırılacak? DASK’ın kapsamının tüm afet türlerini kapsayacak şekilde nasıl genişletileceği konusu henüz netlik kazanmadı. Şu bir gerçek, deprem riski tüm bölgeler için geçerli olmasına karşın sel, su baskını gibi afetler, başta Karadeniz olmak üzere belirli bölgeleri daha çok etkiliyor. Ayrıca her konut için deprem riski var ama her konut için sel riski yok. Düzenleme yapılırken bu hususlar dikkate alınacaktır.
Şimdi birileri, ‘bu zorunlu sigorta modelleri de çok olmuyor mu?’ diyecektir. Kim ne derse desin, ister zorunlu ister isteğe bağlı; bugün DASK sayesinde her iki konuttan biri depreme karşı sigortalı. DASK’ın tek bir depremde de hasar ödeme gücü 40 milyar lira. Mesela, DASK, son İzmir depreminde 380 milyon lira hasar ödedi. Bu ne anlama geliyor? DASK sayesinde devletin üzerindeki yük 380 milyon lira azaldı demek. Sürekli olarak büyük İstanbul depreminden bahsediliyor ya; işte, o korkunç senaryo gerçekleşirse, 40 milyar liralık kaybı sigorta sistemi karşılayacak, devletin üzerindeki yük ciddi hafifleyecek demektir. Benzer model, başta sel olmak üzere yıkıcı etkileri olan diğer afetler için de neden geliştirilmesin? Üstelik depremin ne zaman olacağını bilmiyoruz ama özellikle başta Karadeniz olmak üzere belli bölgelerde her sene sel felaketinin yaşanacağını çok iyi biliyoruz.
Noyan Doğan/Hürriyet Gazetesi