Türk Alman Üniversitesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Vural Seven, DASK’ın hukuki boyutuna açıklık getirerek, yeni tarifenin eski poliçelere uygulanıp uygulanmayacağını, DASK’ın bilgilendirme yükümlülüğü olup olmadığını hukuki açıdan değerlendirdi.
Editör: AYTAÇ NALLAR
Kahramanmaraş depremi sonrası DASK’a yönelik tartışmaların odağında iki konu var. Birincisi, hasarların tamamının yeni tarife üzerinden yapılması ve 2022 sonunda tarife artışından zeyilname yaptırmayan sigortalıların da hasarlarını yeni tarife üzerinden ödenmesi… İkinci tartışma konusu ise tarife artışından sigortalıların bilgilendirilmediği ve bu durumun da bilgilendirme yönetmeliklerine aykırı olduğu… Peki, bu tartışmaların hukuki boyutu var mı; varsa bu durum sigortalıları nasıl ilgilendiriyor? Türk Alman Üniversitesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Vural Seven, konunun hukuki boyutunu değerlendirdi.
Kahramanmaraş depremi sonrası DASK’ın sigorta şirketi olup olmadığı yönünde tartışmalar sürüyor. Hukuki açıdan DASK sigorta şirketi değil mi?
DASK bir sigorta şirketi değil, ama kamuoyundaki algıya baktığımızda sigorta şirketi olarak algılanıyor, maalesef. DASK, 2000 yılında bizim mevzuatımıza girdi. Baktığımızda DASK, tabi olduğu afet sigortaları kanununda açıkça yazar; bir kamu hukuku tüzel kişisidir. Oysa sigorta şirketleri, bizim sigortacılık kanunumuza göre anonim şirket ya da kooperatif şirket şeklinde olmak zorunda. Bu açıdan baktığımızda DASK, bir sigorta şirketi değil. Sigorta şirketi olmadığı için de sigortacılık mevzuatına tabi değil.
DASK’ın Sigortacılık Kanunu’na tabi olmaması zorunlu deprem sigortası olanları nasıl ilgilendiriyor?
O ilgi, sigorta bedelinin tespitinde veya bilgilendirme yükümlülüğünde karşımıza çıkıyor. Sigortacılık Kanunu’na tabi olmadığınız için ona dayanak olarak çıkartılan alt mevzuata da tabi değilsiniz. Türk Ticaret Kanunu ruhsatlı sigorta şirketlerine uygulanır. DASK sigorta şirketi olmadığı için Türk Ticaret Kanunu’nun doğrudan uygulama kapsamında değil. İlk önce Afet Sigortaları Kanununu dikkate alacağız, sonra bu bünyeye uygun düştüğü ölçüde ancak Türk Ticaret Kanunu hükümlerini alabileceğiz. Çünkü DASK standardın dışında bir sigorta sözleşmesi yapıyor.
DASK’IN BİLGİLENDİRME YÜKÜMLÜLÜĞÜ YOK
Kahramanmaraş depremi sonrası hasar ödemelerinin yeni teminat üzerinden yapılması tartışması gündemde… Sigortalılar diyor ki, teminat artışı konusunda biz bilgilendirilmedik. Bu tartışmanın hukuki boyutu nedir?
Tarife ve talimatları SEDDK hazırlıyor. DASK bunun uygulayıcısı konumunda. DASK, kendisi bir karar merci değil, sadece uygulama merci. Daha önceki tarifelerde, 2019, 2020 ve 2021 tarifelerinde geçici maddeler konmuş; mevcut tarifelere, artan tarife uygulanır diye. Bugün tartıştığımız 2022 Kasım ayındaki tarifede bu geçici madde yok. Herkes geçici madde olmadığı konusunda hemfikir. Bu konuda uygulanacak bir hüküm yok. Sorun şurada; bu hüküm yokken nasıl doldurulacak? Bazı arkadaşlar diyor ki, bu hükmü Türk Ticaret Kanunu, bilgilendirme yükümlülüğü, aydınlatma yükümlülüğü çerçevesinde doldurulabilir. Ama bunun için TTK’nın veya Sigortacılık Kanunu’nun DASK’a uygulanabilir olması gerekir. Dolayısıyla DASK’ın bilgilendirme yükümlülüğü yok, çünkü sigorta şirketi değil, Sigortacılık Kanununa tabi değil. Aydınlatma ve bilgilendirme yükümlülüğüne bakarsanız o yönetmeliğin dayanağının Sigortacılık Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu olduğunu görürsünüz. DASK bunlara doğrudan tabi olmadığı için alt mevzuata da tabi değil. Bu boşluğu yargı doldurabilir mi? Benim fikrime göre dolduramaz. Çünkü idari eylem ve işlem niteliğinde bir karar vermez.
SORUMLULUK DEĞİL MAL SİGORTASI
Yargının konuya bakışı nedir?
Şunu bir defa açıklığa kavuşturalım, bizim mevzuatımızda, yani Türk Ticaret Kanunu’nda sigorta sözleşmelerine ilişkin bölümünde zorunlu mal sigortasına ilişkin bir tane hüküm yok. Yani bizim sistemimizde zorunlu mal sigortasına ilişkin bir hüküm yok. DASK’ın yaptığı zorunlu deprem sigortası ise zorunlu bir mal sigortası. Mevzuatımızda ise zorunlu sorumluluk sigortasına ilişkin düzenlemeler var. DASK, 1999 depreminden sonra ortaya çıktı. Umumi hayata müessir afetler dolayısıyla yapılacak yardımlar hakkında kanunla DASK’ın kanununu paralel değerlendirmek gerekecek. Çünkü bunlar birbirleriyle ilişkili. Devlet orada demiş ki, hasarlı bina ve işyeri sigortalı ise yapılacak yardımdan sigorta tutarı indirilmez. Bakın bu bir ödüldür. Mal sigortası olduğu için mal sigortalarında zenginleşme yasağı vardır. Bu hüküm esasında bakarsanız, zenginleşme yasağına aykırıdır. Ama bir taraftan da devlet şunu demiş; eğer ben bu yardım kanunundan depremzedelere yardım yapmak istersem, DASK’ı yaptırmayanlara da yardım yapmam. Burada da bir ceza getiriyor. Kahramanmaraş depreminde olağanüstü hal ilan edildi. Orada çıkan kararnameler de bu hükmün uygulanmayacağı da belirtildi.
Kamu Denetçiliği Kurumu, DASK’ın, hasarları, yeni tarifeden ödemesi konusunda bir karar verdi? Bu durumda ne olacak?
O bir tavsiye kararı. Karara baktığımızda, karar, DASK’ı, standart bir sigorta şirketi olarak değerlendiriyor. Hatta kararın içerisinde TTK’ya atılmış atıflar var. Bu da DASK’ın sigorta şirketi olduğuna yönelik genel kabulü yansıtıyor.
DASK SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU’NA TABİ DEĞİL
Sigortalılar Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurabilir mi?
Tahkim Komisyonu, Sigortacılık Kanunu’na göre düzenlenmiş. Dolayısıyla Tahkim Komisyonu’na gidebilmek için Sigorta Kanununa tabi olmak gerekir. DASK, tabi olmadığından; doğrudan yani zorunlu sigorta olduğu için Tahkim Komisyonuna gidemezsiniz. Ancak orada bir hüküm vardır; risk üstlenen kuruluşlar diye, orada zaten sigorta şirketi ibaresi geçmez. Risk üstlenen kuruluşlar isterse Tahkim sistemine üye olabilirler diye hüküm var. DASK’ta Afet Sigortaları Kanunu yeni çıktığında Sigorta Tahkim Komisyonuna üye olmuş. Dolayısıyla üye olduğu için vatandaşlarımız Sigorta Tahkim Komisyonuna zorunlu deprem sigortası ile ilgili uyuşmazlıkları için gidebilirler.
YENİ TARİFE ESKİ POLİÇELERE UYGULANMAZ
Yargı, hasarların yeni tarifeden ödenmesi yönünde bir karar verir mi?
Geçmiş dönemde çok uyuşmazlık yoktu DASK ile ilgili ama az da olsa bazı kararlar alındı. Mesela bunlardan bir tanesi, Yargıtay’ın geçmişte verdiği, DASK’ın basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gerektiğine ilişkin kararları var. Ama DASK bir ticaret şirketi değil ki tacir olsun. Artı, DASK’ın kuruluş kanununda kar amacı gütmediği zaten yazıyor. Kar amacı gütmediği için de bunu ticaret şirketi olarak göremeyiz. Yargıtay veya yargı, geçmiş kararlarında olduğu gibi hala DASK’ı bir sigorta şirketi olarak görürse, böyle kararlar çıkabilir ama mevzuata göre çıkmaması gerekir.
Peki, biz neyi tartışıyoruz?
Ben de bilmiyorum. Yani bugün baktığımızda sosyal devlet olarak biz bunları yerine getirelim istiyoruz ama hukuka uygun değil. Ama isterseniz bunu siz siyasi bir kararla değiştirebilirsiniz. Şu bugünkü mevzuata göre yeni tarifenin eski poliçelere uygulanması söz konusu değil.