Türkiye Sigorta Eksperleri Derneği, başta İstanbul olmak üzere Marmara Bölgesi’ni etkisi altına alan fırtına hasarları ile ilgili açıklama yaparak, yaşanan bu olayın doğal afet sayıldığına değindi. Açıklamada, vatandaşların sigorta sözleşmelerine ve fırtına klozuna önemle dikkat etmesi gerektiği vurgulandı.
Türkiye Sigorta Eksperleri Derneği, geçtiğimiz günlerde başta İstanbul olmak üzere Marmara Bölgesi’ni etkisi altına alan fırtına sebebiyle sigortalı kıymetlerde meydana gelen hasarlara ilişkin açıklamada bulundu. TÜSED’in paylaştığı bilgilendirme metninde, rüzgarın sürüklediği veya attığı cisimlerin verdiği zararlarda, vatandaşların sigorta sözleşmelerine ve fırtına klozuna önemle dikkat etmesi gerektiğinin altı çizildi.
DOĞAL AFET SAYILIYOR
Açıklamada, konut ve işyerleri poliçelerindeki fırtına klozu; yağmur, kar, dolu ile beraber olsun veya olmasın münhasıran fırtına (10 metre yükseklikte hızı, saniyede 17.1 metre “7 bofor” dan fazla esen rüzgarlar) veya fırtına sırasında rüzgarın sürüklediği veya attığı şeylerin çarpması sonucu sigortalı şeylerde doğrudan meydana gelecek zararları kapsadığına değinilerek, şu görüşlere yer verildi:
“7 bofor üzerindeki fırtına hasarlarında, nereden geldiği/devrildiği belli olsa dahi yakın sebep doğal afet sayıldığından zarar veren cisimlerin malikleri üçüncü kişilere ait kıymetlerde oluşan zarardan sorumlu tutulmaz. Basit bir örnekle; 7 bofor üzerindeki bir rüzgar hızı ile uçan bina çatısının, aynı bina önünde park halinde bulunan bir araca verdiği zarardan bina sorumlu tutulmaz. Bu durumlarda araçlar için fırtına klozu olan bir kasko poliçesinin mevcudiyeti ayrıca önem arz etmektedir.”
HASARDAN BİNA SAHİPLERİ SORUMLU
Açıklamada, toplu yaşam birimleri olan apartmanların çatıları, dış cepheleri 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’na göre ortak alanlar olup, fırtınanın doğrudan etkisi veya sürüklediği cisimlerin çarpması sonucu oluşan hasardan, binada bulunan tüm bağımsız bölüm sahiplerinin sorumluğu olduğuna da dikkat çekilerek, şu görüşlere yer verildi:
“Örneğin, binanın çatısının fırtınada uçması sonucu oluşan hasar tutarı 100 milyon TL olup, binada 10 bağımsız bölümün bulunması halinde (öncelikle tapu/arsa payı oranında, pay hesabı olmaması halinde bağımsız bölüm adedi nispetinde); 100.000 TL/10 bağımsız bölüm=10 bin TL bağımsız bölüm başına hasar tutarı hesap edilecektir ve bağımsız bölüm sahipleri bu tutardan kanun gereği sorumlu olacaktır. Sigorta sözleşmesinde bina ve fırtına teminatı bulunmakta ise sigorta şirketi tarafından ödenecek tazminat tutarı bağımsız bölümün hasardaki payı oranında olacaktır. Müstakil konutlarda ise çatı ve dış cephede oluşan hasarın tümü sigorta şirketi tarafından tazmin edilmektedir.
Bina veya sitelerde, bu nevi risklere karşı bina/site ortak alanlarının teminat altına alınabildiği, ortak alanları teminat altına alan sigorta poliçeleri sigorta şirketleri tarafından düzenlenebilmektedir. Maliklerin bina/site yönetimlerinden bu şartlardaki poliçelerin düzenlenip düzenlenmediğini sorgulamaları, olası risklerde bina/site ortak alanlarında oluşan hasarlara karşı mağduriyet yaşamalarını engelleyecektir.
Bazı sigorta sözleşmelerinde, fırtına riskinin yüksek olduğu bölgelerde sigortalanan kıymetler için muafiyet uygulanabilmekte olup, sözleşmede ayrıca belirtilmektedir.”