MetLife Emeklilik ve Hayat Genel Müdürü Deniz Yurtseven, bu yıl emeklilik fonlarının getirisinin enflasyonun gerisinde kaldığını belirterek, “BES fonu gibi uzun dönemli finansal enstrümanlarda, 30 yıl boyunca sistemde kaldığınızı varsayarsak, bunun her yılında enflasyonun üzerinde çok yüksek bir reel getiri sağlamak çok kolay değil. Dünyanın her yerinde bu kolay değil. Dolayısıyla bazı yıllarda enflasyonun altında kalabilmek mümkün” dedi.
Editör: Aytaç NALLAR
MetLife Emeklilik ve Hayat Genel Müdürü Deniz Yurtseven, enflasyonist ortamda bile BES’e ilginin arttığını söyledi. Yurtseven, son aylarda BES’in iyi performans sergilediğini belirterek, son üç yılda sektörün hızının biraz yavaşladığını, ancak 18 yaş altının sisteme girmesine izin verilmesi, devlet katkısının yüzde 25’ten yüzde 30’a çıkarılması ve otomatik katılım sisteminin 45 yaş üzerine açılması ile içinde bulunulan enflasyonist ortam da dikkate alındığında BES’e ilginin arttığını kaydetti.
Deniz Yurtseven, hem BES, hem de otomatik katılım sisteminde toplam 15 milyonun üzerinde katılımcı olduğunu ifade ederek, “Katılımcı sayısı yılbaşından itibaren 500 binin üzerine çıktı. Aslında girişler daha fazla ama çıkışlarda olduğu için aylık bazlı performansa baktığımızda 75 bin civarında yeni sözleşme giriyor sisteme. Bizim yılsonu için tahminin 750 bin yeni katılımcı, 900 bin civarı yeni sözleşme; sadece BES tarafında bekliyorum. Şu ana kadar otomatik katılım sisteminde de 200 binin üzerinde yeni giriş var” dedi.
BES ELİMİZDEKİ EN GÜÇLÜ ENSTRÜMAN
BES’e yeniden ilginin oluşmasının önemine dikkat çeken Yurtseven, Türkiye’nin yüksek tasarruf oranına ihtiyacı olduğunu vurgulayarak, “Bireysel emeklilik de elimizdeki en güçlü enstrüman. Sisteme yeni girişlerin kabaca yarısı 18 yaş altı gençlerden oluşuyor. Bu iyi bir şey. Çünkü sisteme girme yaşını aşağı çekiyor. BES’e girenlerin ortalama yaşına baktığımızda 40 yaş olduğunu görüyoruz. Bu anlamda 18 yaş altının Türkiye’de bu sisteme erken girme ve tasarruf bilincinin erken oluşmasına yardımcı olduğunu görüyoruz” şeklinde konuştu.
YÜZDE 3-4 REEL GETİRİ İYİ BİR GETİRİDİR
BES’e ilgide, geçen iki yılda BES fonlarının enflasyonun çok üzerinde getiri sağlamasının da etkisi olduğuna değinen Yurtseven, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu sene için söylemek mümkün değil ama sadece geçen sene enflasyon yüzde 36 ile yılı tamamlamasına rağmen BES fonlarının ortalama getirisi yüzde 46 civarında oldu. Bu da aşağı yukarı yüzde 7’lik bir net getiri anlamına geliyor. Tabi bu yıl resim biraz daha farklı. Şunun altını çizmem gerekiyor, BES fonu gibi uzun dönemli finansal enstrümanlarda 30 yıl boyunca sistemde kaldığınızı varsayarsak, bunun her yılında enflasyonun üzerinde çok yüksek bir reel getiri sağlamak çok kolay değil. Dünyanın her yerinde bu kolay değil. Dolayısıyla bazı yıllarda enflasyonun altında kalabilmek mümkün. Ama 30 yıllık perspektiften baktığınızda yüzde 3-4’ler seviyesinde bir reel getiri sağlayabilirsiniz. Bu da iyi bir getiridir. Bu getiriyi daha yukarı çıkarmak mümkün ama o zaman aldığınız riski yükseltmeniz gerekir.”
BİZ DE FİNANSAL ENSTRÜMANLARA YATIRIM YAPIYORUZ
Deniz Yurtseven, bu sene ise BES fonlarında enflasyonun altında kaldığı bir dönem yaşandığını belirterek, bu konuda şunları söyledi:
“Geçtiğimiz 5 ay içerisinde enflasyonun üzerinde getiri sağlayan herhangi bir finansal enstrüman var mı diye baktım. Mayıs ayı hariç enflasyonun yüzde 31-32’lerde olduğunu görüyoruz. Buraya en yakın performans sağlayan finansal enstrüman altın olmuş. İlk 5 ayda yüzde 25 getiri sağlamış. Mesela dolar yüzde 22, Euro yüzde 15, mevduata baktığımızda yüzde 5,5’larda net getiri sağlamış. Yani bankaya mevduata paranızı yatırdığınızda yılın başından bugüne kadar 5,5 gibi getiri sağlarken emeklilik yatırım fonlarında bu ortalama yüzde 18-20 seviyesinin üzerinde. Herhangi bir finansal enstrümanın enflasyonun üzerinde bir getiri sağlayamadığı bir ortamda emeklilik fonlarının bunu başarması çok kolay değil. Çünkü birbiriyle beraber hareket ediyor ve biz de o finansal enstrümanlara yatırım yapıyoruz, emekli fonları olarak.”
Enflasyon yüksek olduğu dönemlerde her zaman hisse senetleri, altın ve yabancı para fonlarının daha yüksek performans sergilediğini ifade eden Yurtseven, “Enflasyonun düşüşe geçtiği zamanlarda ise devlet iç borçlanma araçları öne çıkıyor. Bunu altını çizerek söylüyorum, çünkü bir yerde enflasyonun piki gördükten sonra düşmeye başlayacağını öngörüyoruz. Her zaman böyle olmuştur. İşte o düşmeye başladığı andan itibaren devlet iç borçlanma araçlarından oluşan daha riski düşük fonların daha yüksek performans sağlayacağını öngörebiliriz” dedi.