Bir süredir kaskoda ikame araç konusunda ciddi sorun yaşanıyor. Tüketici kazaya karışıyor, aracı hasarlanıyor, asistans hizmetini arıyor ama ikame araç bulunamıyor. Bu sefer tüketici ya sigorta şirketini ya da sigortayı yaptırdığı acenteyi arayıp, ‘poliçeyi satarken bu hizmeti vereceğinizi taahhüt ettiniz şimdi vermiyorsunuz’ diye şikayet ediyor. Özellikle bu şikayetler yaz aylarında tabiri yerindeyse doruk noktaya ulaştı. Tüketici haklı mı? Sonuna kadar haklı. Fakat sigorta şirketinin de yapacağı bir şey yok.
Açıkçası bu yazıyı, gelen şikayetler üzerine önceden yazacaktım ama ortalık bir sakinleşsin istedim. Bir süredir sigorta şirketleri ile tüketiciler arasında ikame araç sorunu yaşanıyor. Nitekim hem tüketicilerden hem de sigorta acentelerinden bu konuda çokça şikayet aldım halen de alıyorum. Tüketiciler, ‘kaza yaptım sigorta şirketi vadettiği aracı vermedi’ diye şikayet ediyor, sigorta acenteleri de, ‘müşterilerimize ikame araç bulmakta zorlanıyoruz, tüketici ile aramız açılıyor’ diye yakınıyor.
Peki, nedir ikame araç? En basit haliyle, aracınız kaskolu, kaza yaptınız, tamirde olduğu süre boyunca size sigorta şirketi, mağdur olmayın diye bir araç temin ediyor. Buna ikame araç deniyor. Tüm sigorta şirketleri, kasko sigortalarında yol yardımı, çekici hizmeti gibi asistans hizmeti adı altında ikame araç hizmeti de veriyor. Altını çizeyim, ikame araç, bir sigorta teminatı değil, sigorta şirketlerinin sunduğu hizmet. Kasko sigortasına ödenen primin içinde bu hizmetin bedeli de bulunuyor. Ama bu bedel 100 lira 150 lira.
Sistem de şöyle işliyor. Sigorta şirketi, asistans işi yapmak için kurulmuş şirketlerden biri ile anlaşıyor, ikame araç dahil tüm bu hizmetleri, bu şirketler yürütüyor. Sigorta şirketleri bu hizmeti vermek zorunda mı? Değil. Bir süre önce böyle bir uygulama başlamış -ki, eskiden yoktu- sonra da gelenek haline gelmiş ve bu ikame araç hizmeti artık kaskonun bir parçası olmuş. Şunu da belirteyim, mesela Avrupa’da böyle bir uygulama yok. Tüketici kasko yaptırıyor, eğer isterse ve ihtiyaç da varsa asistan hizmetini ayrıca parasını ödeyerek alıyor.
Tüketici Nasıl Mağdur Oldu?
Bir süredir de ikame araç konusunda ciddi sorun yaşanıyor. Tüketici kazaya karışıyor, aracı hasarlanıyor, asistans hizmetini arıyor ama ikame araç bulunamıyor. Bu sefer tüketici ya sigorta şirketini ya da sigortayı yaptırdığı acenteyi arayıp, ‘poliçeyi satarken bu hizmeti vereceğinizi taahhüt ettiniz şimdi vermiyorsunuz’ diye şikayet ediyor. Özellikle bu şikayetler yaz aylarında tabiri yerindeyse doruk noktaya ulaştı. Tüketici haklı mı? Sonuna kadar haklı. Fakat sigorta şirketinin de yapacağı bir şey yok. Bazı sigorta acenteleri, ‘bu iş niye bu hale geldi, daha ne kadar bu sorun sürecek?’ diye de soruyor.
İşin özü şu, otomotiv pazarındaki mevcut konjonktürden sigorta pazarı da nasibini aldı. Anlatayım. Sigorta şirketleri kaskoda ikame araç için asistans şirketleri ile anlaşıyorlar ya; işte o asistans şirketleri de dönüp araç kiralama şirketleri ile anlaşıyorlar. Bu anlaşmalar da piyasa fiyatının yarısı kadar fiyatlarla oluyor. Bu sayede aracı hasarlanan ve onarımı bekleyen kasko tüketicisi, bu sürede asistans şirketinin verdiği kiralık aracı kullanıyor.
Araç Kiralama Pazarı Daraldı
Malum, son birkaç yıldır bir taraftan salgının etkisi diğer taraftan başka nedenlerden dolayı otomobil pazarında hem sıfır hem de ikinci el fiyatları çıldırmış durumda. Ortada sıfır araç neredeyse yok denecek kadar az. Bu süre içinde de araç kiralama şirketleri ellerindeki araçları yüksek fiyatlardan sattılar; hem bankalara olan kredi borçlarını ödediler hem de kar ettiler. Sıfır araçların fiyatları uçtuğu için şimdi de kiralama şirketleri yeni araç alamıyorlar; alabilen de az sayıda alıyor. Tabi bu ortamda araç kiralama fiyatları da ikiye katlandı. Düne kadar günlük 150 liraya kiralanan araçlar bugün 300-400 liralara çıktı. Hal böyle olunca da kiralama şirketleri asistans şirketlerine günlük 50-75 liraya araç kiralamak yerine, doğrudan tüketiciye iki-üç katı fiyatlarla kiralıyor. Yani, otomobil ve kiralık araç piyasasındaki arzın talebi karşılamaması, sigorta pazarını dolayısıyla da kasko tüketicisini vurmuş durumda. Belirttiğim gibi burada sigorta şirketlerinin de yapacak bir şeyi yok.
Sorun Ne Zaman Çözülecek?
Peki, bu ikame araç sorunu daha ne kadar sürecek? Öncelikle, yaz ayları bittiği için kiralık araç pazarı biraz daha rahatladığından bu durum kaskoda ikame araç sorununa olumlu yansıyacaktır. Şu bir gerçek ki, otomobil pazarının dolayısıyla da araç kiralama pazarının içinde bulunduğu konjonktür değişmediği, eskiye dönmediği müddetçe, sigortada ikame araç sorunu da bir ölçüde devam edecek.
Şöyle bir örnek vereyim. Bugün kasko sigortasının fiyatı ortalama 2 bin lira. Bugünkü ortamda sürücü kaza yapsa ve en az bir hafta ikame araç talep etse; hadi diyelim anlaşmalar bireysel değil de kurumsal olduğundan, kiralama şirketi ile minimum günlük 150 liraya anlaşılsa; sadece ikame aracın maliyeti bin lirayı buluyor. Anlayacağız çok da sürdürülebilir bir durum değil. Belki de ileride ikame araç hizmeti kasko sigortasının içinden çıkartılacak, kasko sigortasının fiyatı biraz daha azalacak, vatandaş ihtiyacı olursa, aracını kendi kiralayacak. Avrupa’da olduğu gibi.
Noyan Doğan/Hürriyet Gazetesi