Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar ve Quick Finans Genel Müdürü Nihat Karadağ, finansal sigortaların sigorta ve finans piyasasına katkılarını anlattı. Hem krediye erişimin zorlaştığı hem de işletmelerin döviz yükünün arttığı dönemde finansal sigortaların da ön plana çıktığı vurgulandı.
Finansal sigortalar, hem krediye erişimin zorlaştığı hem de işletmelerin döviz yükünün arttığı dönemde ön plana çıkmaya başladı. Enflasyona bağlı artan kıymetler nedeniyle önümüzdeki dönemde finansal sigortalar daha da çok talep göreceği benziyor.
Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar ve Quick Finans Genel Müdürü Nihat Karadağ, son dönemde yıldızı parlayan finansal sigortaların sigorta ve finans piyasasına katkılarını anlattı.
YAŞAR: MEVZUAT DÜZENLEMESİ GEREKİYOR
Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, Türkiye’de bankaların finansal sektör içinde ağırlığının yüksek olduğunu, dünyada ise bunun tersi bir durum olduğunu, sigorta şirketlerinin piyasayı domine ettiğini belirterek, sigorta enstrümanları ile sigorta sektörünün oyunda yer almasını sağlamaya çalıştıklarını söyledi.
Bankaların merkeze doğru çekildiği, dijital bankacılığın yaygınlaşmaya başladığı, şubelerin kapanmaya başladığı dönemde sigorta aracıları ile ürünleri vatandaşa götürmeye çalıştıklarını ifade eden Yaşar, “Türkiye’de 17 bin sigorta aracısı var. Bu finansal aracıların daha fazla pozisyon alabilmesi, bunların birer finansal markete dönüşebilmesi gerekiyor. Biz de kefalet sigortası, bina tamamlama sigortası, fatura koruma sigortası, prim kredisi gibi sigorta ile finansı bağlayan enstrümanlarla sigorta aracılarımızı bu oyunun içerisine sokmaya çalışıyoruz. Acenteler direk kredi vermese bile kredi başvurusu alabilmeli. Bunun için de mevzuatsal düzenlemeler yapılmalı” dedi.
İŞYERİNİN RİSKİNİ ÜZERİMİZE ALIYORUZ
Ahmet Yaşar, poliçe prim kredisine de değinerek, bu ürünün özellikle işyeri sahipleri için önemine dikkat çekti. Enflasyon nedeniyle varlık değerlerinin hızla arttığını belirten Yaşar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dövizli poliçelerde, dövize endeksli poliçelerde primlerde döviz. Dolayısıyla siz dövizleri taksitle ödediğinizde aslında döviz kuruna bağlı olarak vade farkı kendinden oluşmuş oluyor. Bu riski de üzerinize almak istemiyorsanız, bu ürün orada çok etkili oluyor. Siz poliçenin düzenlendiği gün, poliçenin düzenlendiği kurdan, poliçe prim kredisi kullandığınızda Quick Finans, sigorta şirketine poliçe prim kredisi ile peşin olarak kapattığı için döviz borcunuzu kapatmış oluyorsunuz. Dolayısıyla TL taksite dönmüş oluyorsunuz. Sizin kur beklentinizle bağlantılı olarak da bu enstrümanı kullanmayı tercih etme imkanınız gelişiyor.”
KARADAĞ: KREDİ ALIYOR AMA POLİÇE KESİYOR
Qick Finans Genel Müdürü Nihat Karadağ, finansal sigortaların sigorta sektörünün geldiği yeni bir aşama olduğunu belirterek, şu açıklamaları yaptı:
“Hem kefalet senedi, hem bina tamamlama sigortası, hem fatura koruma sigortası gibi ürünlerde primler çok daha yüksek. Bu da finanse edilmesi gereken bir alan yaratıyor. Benzer şekilde kasko ve trafik sigortasında da artık primler yüksek ve bunun da finanse edilmesi gerekiyor. Biz bunu öngörerek hem primlerin artışını hem de artık dijitalleşmeye doğru gittiğimiz dönemde satış noktasını her türlü ürünün satış anında ihtiyaçların finanse edilmesi anlamında bir ürün geliştirdik; poliçe prim kredisi adı altında. Yani acentede başlayan, dijital süreçte devam eden ve aynı anda sonuçlanan, poliçenin oluşturulduğu anda kredisini de verebilen sistem yarattık. Kredi alıyor ama bunu poliçe kestirerek alıyor.”
PRİM KREDİSİNE TALEP YÜKSEK
Nihat Karadağ, poliçe prim kredisine ciddi talep olduğunu vurgulayarak, “Krediye erişim imkanı kısıtlandıkça veya zorlaştıkça bu ürünü insanlar kullanmak istiyor. Bir de enflasyon etkisiyle varlık değerlerinin yükselmesi, yine primi de önemli bir rakam haline getirdiği için onun da kredilendirilmesini, finanse edilmesini gerektiriyor. Bu yeni piyasaya bizim lanse ettiğimiz yavaş yavaş bayiler ve acentelerimizde yaygınlaşmaya başladığımız bir ürün” dedi.