Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2020-2021 Tarımsal Üretim Dönemi Kuraklık Risk Tahmin Raporu’nu açıkladı. Bayraktar, tarımsal üretimin her zaman kuraklık, aşırı yağış, dolu, don ve fırtına gibi doğal afetlere açık olduğunu belirterek, son yıllarda yeterli gelir elde edemeyen çoğu üreticinin primlerin de yüksek olması nedeniyle TARSİM sigortasını yaptıramadığını vurguladı.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarım sigortasında primlerin düşürülmesi gerektiğini söyledi. TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Türkiye Ziraat Odaları Birliği 2020-2021 Tarımsal Üretim Dönemi Kuraklık Risk Tahmin Raporu”nu açıkladı. Bayraktar, tarımsal üretimin her zaman kuraklık, aşırı yağış, dolu, don ve fırtına gibi doğal afetlere açık olduğunu belirterek, “Tarlasını eken çiftçi, ürününü hasat edene kadar diken üstündedir. Hasat yapılmadan ve ürünler ambara konulmadan doğal afetleri atlattım diyemez. Hatta bazı kurutmalık ürünlerde afet, yerde serili ürüne de zarar vermektedir. İklim değişikliğinin etkisiyle son yıllarda afetler sık sık yaşanmakta bazı yıllar üretim sezonu boyunca da devam etmektedir” dedi.
Son 40 Yılın En Kurak Sonbaharı Yaşandı
Sonbahar yağışlarının tüm bölgelerde uzun yıllar ortalamasından ve geçen yıldan düşük olurken, en fazla azalmanın yüzde 31 ile İç Anadolu Bölgesi’nde olduğuna değinen Bayraktar, şunları söyledi:
“Ege ve Karadeniz bölgelerinde ise son 40 yılın en kurak sonbaharı yaşanmıştır. Marmara Bölgesi haricinde tüm bölgelerde kış mevsimi yağışları uzun yıllar ortalamalarına göre azalmıştır. Azalan yağışlar özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve İç Anadolu Bölgesi’nin bazı illerinde ekilen tohumlarda yeterli çimlenme olmamış, çıkış yapan tohumlarda ise gelişme zayıflıkları meydana gelmiştir. Bu yıl üretim sezonunun başından itibaren yağışların yetersiz olması meteorolojik kuraklığa neden olmuştur. Gelinen son durum değerlendirildiğinde mayıs ayında ise bazı illerimizde tarımsal kuraklığa kadar ilerlediği görülmüştür.”
Hidrolojik Kuraklık Başladı
Bayraktar, kış yağışlarının yetersiz olmasının tarımsal kuraklığın yanı sıra hidrolojik kuraklığa sebep olduğuna da dikkat çekerek, “Hidrolojik kuraklık sonucu göller ve akarsularda kurumalar görülmüş, barajlarda su seviyeleri azalmış, yeraltı su seviyeleri gerilemiş zaman zaman içme suyu konusunda dahi endişeler oluşmuştur. Bu yıl yeterli sulama yapılamaması durumunda birçok üründe de verim kaybı yaşanabilecektir. Su yetersizliği ürün tercihlerini de etkilemektedir. Ege Bölgesi’nde pamuk yerine kuru şartlarda üretimi üretilebilen ayçiçeğine yönelme olmuştur” dedi.
En Fazla Kuraklık İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu’da Yaşandı
En fazla kuraklığın İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaşandığını vurgulayan Bayraktar, “Güneydoğu Anadolu Bölgesi yağış düşüklüğünün en belirgin hissedildiği bölge olmuştur. Bölge genelinde yağış azalması özellikle Diyarbakır, Batman, Şanlıurfa ve Mardin’de etkili olmuş, kıraç şartlardaki buğday, arpa ve kırmızı mercimek kuraklıktan oldukça fazla etkilenmiştir. Diyarbakır’ın güney ilçelerinde mayıs ayında yağış gelse bile ürünlerin düzelme şansı yok denecek kadar azdır, kuzeydeki ilçelerde ise önemli bir rekolte kaybı görülmemektedir. Şanlıurfa’da buğday ekim alanlarının yüzde 80’i sulu şartlarda yapılmakta ve halen sulama devam etmektedir. Bölgedeki diğer illerde ise kuru şartlarda tarım yapılan arazilerde yüzde 20 ile 90 arasında kuraklık zararı beklenmektedir. Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin, Batman, Gaziantep, Siirt, Şırnak ve Kilis illerinde ise kuruda buğday rekoltesinde ortalama yüzde 40 kayıp beklenmektedir. Adıyaman ilinde ise uzun yıllar ortalamasının üzerinde yağış olduğu görülmektedir.
Üretici TARSİM Sigortasını Yaptırmıyor
Şemsi Bayraktar, kuraklıktan etkilenen üreticilere yönelik alınabilecek çözüm önerilerini de sıraladı ve “Son yıllarda yeterli gelir elde edemeyen çoğu üretici primlerin de yüksek olması nedeniyle TARSİM sigortasını yaptıramamıştır. Bu nedenle sigorta primleri düşürülmelidir” dedi.