Zurich Türkiye CEO’su Yılmaz Yıldız, Zurich Grubu’nun, dünya çapında 122 ülkede, 12 bin 500 iş insanı ile yapılan global riskler raporunun detaylarını paylaştı. Yıldız, “İş dünyasında malum değişikliklerden dolayı ekonomik ve jeopolitik risklerin diğer risklerin üstüne çıktığı görülüyor” dedi.
Zurich Türkiye CEO’su Yılmaz Yıldız, Zurich Grubu’nun, dünya çapında 122 ülkede, 12 bin 500 iş insanı ile yapılan global riskler raporunun detaylarını paylaştı. Yıldız, birinci riskin enflasyon, ikincisinin hayat pahalılığı, üçüncüsünün borç krizi, dördüncüsünün enerji ve emtia fiyatlarındaki artış ve beşincisinin de jeopolitik riskler olduğunu söyledi.
Yılmaz Yıldız, yıllar itibariyle risklere bakıldığında ise çevresel ve siber risklerden, ekonomik ve jeopolitik risklere kayış olduğunu belirterek, “Olağanüstü hava olayları, iklim değişikliği, siber saldırılar uzun vadede hala risk olmaya devam ediyor. Etkilerini bugün de görüyoruz. Ancak iş dünyasında malum değişikliklerden dolayı ekonomik ve jeopolitik risklerin diğer risklerin üstüne çıktığı görülüyor ve kısa vadede enflasyon, hayat pahalılığı, borç krizi ve enerji emtia fiyatları en önemli konu olmaya devam edecek gibi gözüküyor” dedi.
JEO-EKONOMİK ÇATIŞMA ENDİŞESİ
Jeo-ekonomik çatışmaların dünyada ilk beşte yer alan risk olduğuna işaret eden Yılmaz Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Buradan da kastedilen; global tedarik zincirlerinin özellikle Amerika, Çin ticaret savaşlarıyla başlayan ve yeni dönemde de Amerika’nın Çini özellikle teknolojik gelişmesini ve teknolojiye ulaşımını limitlemek üzerine kurduğu yaptırımlar nedeniyle öne çıkıyor. Çünkü Çin, ABD arasında bir sorun yaşandığı zaman ekonomik anlamda global tedarik zincirlerini bu çok ciddi etkiliyor. Dolayısıyla birçok ara malını bulamamaya başlıyorsunuz. Jeopolitik olarak da yine Çin, Tayvan ki ona Amerika’yı da eklemek lazım ve bir de doğal olarak Rusya, Ukrayna krizleri var. Ekonomik taraf net; enflasyon, hayat pahalılığı, borç ve enerji emtia fiyatları. Öbür tarafta Çin, Tayvan, Rusya, Ukrayna gerginlikleri ve bütün bunların global tedarik zincirine ve dünya ekonomisine olacak etkilidir.”
TÜRKİYE’DEKİ CEO’LAR NE DİYOR?
Yılmaz Yıldız, raporda, Türkiye’deki CEO’ların risk beklentilerine de değinerek, “Türkiye’ye baktığımızda esasında dünya ile çok paralel. Birincisi enflasyon, ikincisi hayat pahalılığı, üçüncüsü bölgesel çatışmalar, dördüncüsü emtia enerji tarafında ve tedarik zincirlerinde bir sorun olması. Beşincisi de borç krizi olarak çıkıyor” dedi.
Borç krizinden kastın da nakit akışı olduğuna dikkat çeken Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü: “Burada CEO’lar bir borç krizi bekledikleri için değil, hangi şartlarda borcun çevrileceği ile ilgileniyorlar. Burada enteresan olan, 2020 yılına baktığınız zaman Türkiye’de durgunluk, işsizlik gibi konular çok üstteydi. Bugün baktığımızda işsizlik, durgunluk yok. Esasında çıkan sonuç şunu diyor; Türkiye’de herhangi bir ekonomik kriz yok, çarklar dönüyor, ancak finansal piyasalarda ciddi bir oynaklık var. Bu da öngörülebilirlik anlamında orta uzun vadeli plan yapma anlamında karar alıcıların işini zorlaştırıyor. Çıkan sonuçları böyle okuyabiliriz.”