Aksigorta Genel Müdürü ve TSB Başkan Yardımcısı Uğur Gülen, trafik sigortasında fiyat ve teminat artışlarını değerlendirdi. Gülen, “Bu garabeti çözmek için aslında en doğru yöntem tekrar fiyatların serbest piyasa ekonomisine dönmesi. Serbest olduğu zaman iyi sürücülerin fiyatları daha da aşağı çekilecek; riskli, trafik kurallarını daha az uyan sürücülerin fiyatları yukarı çıkacak” dedi.
Editör: Aytaç NALLAR
Aksigorta Genel Müdürü ve Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkan Yardımcısı Uğur Gülen, sadece bir depo fiyatına trafik sigortası yaptırıldığını söyledi. Gülen, trafik sigortasındaki fiyat ve teminat artışları ve bu artışların hem sigorta pazarına hem de tüketicilere yansıması konularında açıklamalar yaptı.
Uğur Gülen, kanun koyucunun trafik sigortasında en fazla uygulanabilecek fiyatı belirlediğini, buna da tavan fiyat dendiğini belirterek, yüksek enflasyon, kurlardaki artış ve araç fiyatlarının artması ile tavan fiyatların uygulanamaz hale geldiğini kaydetti. Bunun üzerine yılın başında yüzde 20’lik bir fiyat artışına gidildiğini, fakat bunun da yeterli gelmediğini ifade eden Gülen, “Yeterli gelmeyince kanun koyucu 1 Haziran’dan itibaren mevcut trafik sigortasındaki fiyatlarda yüzde 25’lik, tek sefer bir artış yapma kararı aldı ve aylık olarak da yüzde 2.25’lik fiyat artışları devam edecek. Yani 100 lira olan fiyat 125 liraya çıktı. Temmuz ayında ise 125 lira 2.25 ile çarpılıp yeni fiyat belirlenecek. Yaklaşık 130-135 lira bandına gelecek ve her ay bu artışlar yılın sonuna kadar devam edecek. Bu çerçevede de yılın başından sene sonuna kadarki sürede yüzde 95 ile yüzde 100 bandında bir toplam fiyat artışı olacak” dedi.
TEMİNATLAR DAHA ÇOK ARTTI
Uğur Gülen, 1 Temmuz tarihinden itibaren de trafik sigortasında teminatların artırıldığını da vurgulayarak, teminatların yüzde 100, primlerin ise yüzde 25 artırıldığını söyledi ve “Aslına bakarsanız teminatların daha çok arttığı, primlerin daha az arttığı bir durum var” şeklinde konuştu. Gülen, 2021 yılında yaklaşık 1,2 milyon trafik kazası olduğunu, bunun da trafik sigortasının 1,2 milyon kere kullanıldığı anlamına geldiğini belirterek, “Bu 1,2 milyon trafik kazasının 1 milyonu maddi hasarlı kaza. Yani gitmişsiniz karşıdaki bir arabaya çarpmışsınız, arabada bir hasar meydana gelmiş. 200 bin kaza da yaralanmalı veya ölümlü kaza. Aslında trafik sigortası 1 milyon 200 bin trafik kazasının sonucunda çalışan muazzam önemli bir ürün” dedi.
PAHALI DEĞİL AKSİNE UCUZ
Uğur Gülen, trafik sigortası fiyatlarına yönelik şikayetlere de değinerek, şu açıklamaları yaptı: “Geçen sene 50 litre benzin alan bir arabayı, 350 liraya dolduruyorduk. Benzinin litresi 7 liraydı, 350 liraya doldu. Bugün aynı aracın deposunu 1.250 liraya dolduruyoruz. Yani günlük veya bir haftada kullandığımız benzin 350 liradan 1.250 liraya çıktı. Geçen yıl ortalama trafik sigortası primi 650 liraymış. Bu yıl prim artışından önce trafik sigortasının fiyatı 1.200, 1.250 liraydı. Geçen yıl 2 depo benzinle bir trafik sigortası alabilirken, bu yıl bir depo benzin, bir trafik sigortası primine eşit. Yani bu kadar muazzam teminat sağlayan, aslında toplumdaki genel huzuru da sağlayan, yılda 1,2 milyon trafik kazası nedeniyle ortaya çıkacak çatışmayı önleyen muazzam bir ürün; sadece bir depo benzin fiyatını. Bu gözle bakıldığı zaman trafik sigortası priminin pahalı olmasından ziyade biz açıkçası ucuz olduğunu, bu primlerin biraz daha yukarıya önümüzdeki dönemde gidebileceğini düşünüyoruz.”
İYİ SÜRÜCÜNÜN FİYATI DÜŞECEK
Uğur Gülen, trafik sigortası fiyatını, araca yapılan masrafla da karşılaştırarak. “Bugün Türkiye’de üretilen ve en çok satan yerli aracın geçen yılki fiyatı 147 bin liradan bugün 300 bin liraya çıkmış durumda. Yani aracı satın alırken ve işletirken harcadığımız para ile korumasını harcadığımız para arasında muazzam bir orantısızlık var. 300 bin liralık varlığımızı milyonlarca liralık teminatınızı sadece 1.250, 1.300 liralık bir primle teminat altına alabilme şansına sahibiz. Aslında bugün tavan prim olmasa, trafik sigortası primlerinin ben bir miktar daha yukarı çıkacağını açıkçası ön göre bilirim” dedi.
Uğur Gülen, “Sigortacılar fiyatlar düşük diye şikayet ediyor, tüketiciler ise yüksek fiyattan yakınıyor, bunun çözümü yok mu?” sorusunu şöyle yanıtladı: “Bu garabeti çözmek için aslında en doğru yöntem tekrar fiyatların serbest piyasa ekonomisine dönmesi. Serbest olduğu zaman iyi sürücülerin fiyatları daha da aşağı çekilecek; riskli, trafik kurallarını daha az uyan sürücülerin fiyatları yukarı çıkacak.”
MALİ KAR OLMADIĞI İÇİN ZARAR VAR
Uğur Gülen, “Neden sürekli trafik sigortasından zarar ediyorsunuz” sorusunu da şöyle yanıtladı:
“Zararın iki nedeni var. Biz trafik sigortasında maddi ve bedeni hasarları ödüyoruz. Bedeni hasarların hesaplanmasında kullanılan kriter, asgari ücret. Sigorta sektörünü diğer sektörlerden ayıran en büyük özellik; bizler önce poliçeyi yazar geliri elde ederiz, ondan sonra maliyetinin oluşmasını bekleriz. Trafik sigortasında maliyet 12 ayda oluşmaz. Bedeni hasarların çoğu 36 ve 48 aya kadar sürelerde sigorta sektörüne gelir. Türkiye gibi bir ülkede 30, 36, 48 ayda geldiği zaman, ilk yaptığınız maliyet varsayımlarının çok ötesinde maliyet varsayımları ile karşılaşıyorsunuz. Bu maliyeti de oluşturan en önemli etken araç olduğu için; döviz kurundaki artış ve bedeni hasarlarda da asgari ücretteki artış. Trafik sigortasının aslında esas karı biriken fonu varlıklarda değerlendirilmesidir. Son dönemde yaşadığımız çok düşük mali kar yüzünden trafik sigortası zarar eder hale geldi. Geçmiş dönemde de trafik sigortasında karlılıklar çok fazla olmamakla birlikte bunu mali karla kompanse ederdik. Şimdi ise yeteri kadar mali kar elde edemeyen sektör trafik sigortalarından zarar eder durumda.”