Kamu tarafı ile de konuştum. Öğrendiğime göre de hem sigorta şirketlerini mali açıdan zor duruma sokmayacak, hem de tüketiciyi üzmeyecek bir formül üzerinde çalışılıyor. Açıkça söyleyeyim, bugünkü ortamda böyle bir artışa gitmek ateşten gömlek giymek gibi bir şey.
Trafik sigortasında fiyat tartışması başladı. Sigortacıları dinliyorsunuz, maliyetlerin çok arttığını, devletin belirlediği fiyat artış oranının yetersiz kaldığını ve prim artışının kaçınılmaz hale geldiğini savunuyor. Tüketiciyi dinliyorsunuz, ‘döviz düşüyor bu ortamda fiyat artışı mı olurmuş?’ diyor ki, haklı. Sigortayı satan 15 milyona yakın acente ise fiyat düşük kaldığından yeterli oranda komisyon alamadıklarından, artık işlerini yürütemediklerinden yakınıyor. Diğer taraftan bakıyorsunuz sivil toplum örgütleri de gündemine trafik sigortasını almış, prim artışına karşı çıkıyor. Son açıklama Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Başkanı Bendevi Palandöken’den geldi. Palandöken, trafik sigortasında her şirkette farklı fiyat olduğundan, kura göre fiyatların değiştiğinden yakınarak, fiyatların sabitlenmesini, yeni senede de zam yapılmamasını istedi.
Peki, yeni yılda yaklaşık 25 milyon sürücüyü etkilen trafik sigortasında fiyat artışı olacak mı, olacaksa da ne kadar olacak? Şunu belirteyim, ben de tüketiciyim, kimsenin de avukatlığına soyunacak değilim ama analizi iyi yapmak gerekiyor ki, sonradan başımıza geldiğinde, neden böyle olduğu diye şaşırmayalım. Önce, sigortada fiyatı kimin belirlediğine kısaca değineyim, çünkü belli ki, bu konu sivil toplum örgütleri tarafından bile halen anlaşılmamış.
TAVAN PRİME DAYANDILAR
Trafik sigortasında primi illere, araç gruplarına, sürücünün hasar geçmişine göre Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) belirliyor. Yani, devlet bir tavan fiyat açıklıyor, sigorta şirketleri de bu fiyatın üzerine satamıyor, ama isteyen bu fiyatın altında primle poliçe kesebiliyor. SEDDK, tavan fiyata her ay yapılacak fiyat artış oranını da belirliyor ve şirketler isterlerse bu oranlarda her ay primi artırabiliyor. Buna göre de 2021 yılında şirketlere aylık yüzde 1, yıllık da yüzde 12 fiyat artış hakkı tanındı. 2022 yılında ise şirketler fiyatlarını aylık yüzde 1.25, yıllık da yüzde 15 artırabilecekler. İşte sigortacılar bu artış oranlarını yetersiz buluyor ve 2022’de daha fazla oranda artış yapılmasını istiyor.
TESK Başkanı Palandöken’in bahsetti, her şirkette farklı fiyat uygulaması da bu yüzden ve tüketici lehine bir uygulama. Şöyle ki; mesela SEDDK, 2021’de, İstanbul’da, hasarsız bir sürücü için tavan fiyatı 850 lira belirlemiş olmasına karşın, pazardaki rekabetten dolayı kimi şirket 500 liraya, kimi 600 liraya satıyor. Gerçi şimdilerde, maliyet artışlarından dolayı tüm şirketler tavan fiyat olan 850 liraya dayanmış durumda. Aslında Palandöken’in söylediği bir anlamda gerçekleşmiş oldu. İyi mi, kötü mü oldu; tartışılır.
MALİYET YÜZDE 50 ARTTI
Trafik sigortasında maliyeti belirleyen bir-iki faktör var; onlardan da kısaca bahsedeyim. Birincisi, hasar onarımında kullanılan yedek parça ve yedek parçaların neredeyse tamamına yakını ithal ediliyor. Kurdaki artıştan dolayı yedek parçada fiyatlar sene başından düne kadar yüzde 50 arttı; son günlerde dövizin geri gelmesinden dolayı artış yüzde 30’lara çekildi. Gerçi şirketler parça maliyetindeki artışı eşdeğer parça kullanımı ile bir ölçüde tolere edebiliyorlardı ama yeni düzenleme ile 2022’de artık tüm onarımlarda orijinal yedek parça kullanımı zorunlu hale geldiği için şirketlerin bu konuda pek alanları kalmadı. Maliyeti belirleyen ikinci faktör ise asgari ücret. Asgari ücret hem onarımdaki işçilik maliyetini etkiliyor hem de trafik sigortasından ödenen vefat ve sakatlık tazminatlarının tamamı asgari ücrete göre belirleniyor ve asgari ücretteki artışlar birebir trafik sigortasının maliyetine yansıyor. 2022 yılında asgari ücret yüzde 50 artırıldığı için gelecek yıl trafik sigortasının asgari ücretten kaynaklı maliyeti de yüzde 50 artacak.
YENİ KAOS ÇIKAR MI?
Sadece bu faktörleri üst üste koyduğumuzda, üzerine bir de yıllık yüzde 21’lik enflasyonu eklediğimizde; sigortacılara göre, trafik sigortasında şimdiden maliyetler yüzde 47 artmış durumda. 2022’de ise maliyet artışının en iyi ihtimalle yüzde 70’leri bulacağı tahmin ediliyor. Bu nedenle sigortacılar, 2022’de, kamunun belirlediği yüzde 15’lik fiyat artışının fazlasıyla yetersiz olacağını, belki de sene başında bir kereye mahsus yukarı yönlü bir revizyon yapılmasını istiyorlar. Peki yapılmazsa ne olur? Bir kere, öncelikle yeni seneden itibaren tüm şirketlerin, trafik sigortasını tavandan yani SEDDK’nın belirlediği ne yüksek fiyattan satacağı kesin. Artış olmazsa belki de bazı şirketler trafik sigortasını satmaktan imtina edecekler. Kanunen yapabilirler mi; yapamazlar, ama farklı uygulamalara kayabilirler. Bu da geçmişte yaşandığı gibi trafik sigortasında yeni bir kaos yaratır ki, bundan da başta tüketici zarar görür.
Kamu tarafı ile de konuştum. Öğrendiğime göre de hem sigorta şirketlerini mali açıdan zor duruma sokmayacak, hem de tüketiciyi üzmeyecek bir formül üzerinde çalışılıyor. Açıkça söyleyeyim, bugünkü ortamda böyle bir artışa gitmek ateşten gömlek giymek gibi bir şey.
Noyan Doğan/Hürriyet Gazetesi