Sağlık gibi çok paydaşlı yapılarda, çevik yönetim yaklaşımı daha da önemsenmektedir. Çünkü, sağlık hizmetindeki çok paydaşlılık beraberinde birden fazla sektörle etkileşimi getirir. Sektörlerin başında sigortacılık gelir. Bu yüzden, sağlık sigortacılığı konusunda çalışmaya başlayanlar genelde diğer sigorta branşlarından farklılıkları üzerine yoğunlaşarak ilk deneyimlerini yaşarlar. Deneyimler, çoğu zaman zorlanılan bazı örneklerle bile hatırlanıyor olabilmektedir.
Bilgi Yönetimi… Covid-19 süreci, her ülkede farklı yaşanmışlıklara yol açtı. Yönetimde bilinenlerden farklı yaklaşım biçimlerini öğretti. İlk kez karşılaşılan ve çok hızlı yayılan bir etken; önce tanınmaya, sonra kontrol altına alınmaya, en sonunda da ortadan kaldırılmaya çalışıldı. Bilgi yönetiminin bu kadar kısa sürede ve bu kadar hızlı bir şekilde kavranma zorunluluğu, bilgiyi işleme alanında önem verilen kavramların yönetimin diğer alanlarına da taşınmasına yol açtı.
Çeviklik, işte böyle bir kavram olarak yaşamımıza girdi. Uygulamalar, yazılım dünyasında birkaç on yıllık zaman dilimine yayıldı. Yazılım sektörü, giderek diğer alanlarda yeni tartışılmaya başlanan bu kavramın küreselleşen dünyada tetikleyicisi oldu. Tüm sektörlerin tepe yöneticileri bu kavrama önem verdi, çalışanlarının bilgi ve deneyimini güçlendirici müdahalelerde bulundu. Sadece dünyada değil ülkemizde de, bu işe özel danışmanlık alanları oluşmaya başladı.
İngilizce Agile kelimesi ile ifade edilen çeviklik kavramı, bir örgütün yeni ortaya çıkan koşullara sağlayabildiği uyum olarak özetlenebilir. Yeni iş fırsatları amacıyla yön değiştirebilme becerisi olarak tanımlayanlar da vardır. Zihinsel çeviklik, değişimde çeviklik, insan ilişkilerinde çeviklik, sonuç oluşturmada çeviklik, algoritmik düşünme ve çevik organizasyon yapıları gibi alt başlıklarda da değerlendirilmektedir.
Fortune Dergisi eski editörü, fütürist Alvin Toffler bu konuya duyulan ihtiyacı şu sözleriyle açıklamıştır: “21. yüzyıl cahilleri, okuma yazma bilmeyenler değil, öğrenmeyen, öğrendiği yanlışlardan vazgeçmeyen ve yeniden öğrenmeyenler olacak.” Toffler, sürekli öğrenmenin önemi ve gerekçesini tam da çeviklik bağlamda vurgulamaktadır.
YENİ PARADİGMA: KULLANICIYA ODAKLANMAK
Yönetimde çeviklik yaklaşımında, kurumlarda görev yapanlar kendi alanlarının dışına çıkarak hizmet alanlara odaklanmaktadır. Kurumlar bu yolla değişime ayak uydurmakta, sorunlara getirdiği yalın çözümlerle başarıyı yakalamaktadır. Hatta bu yolla, başarısızlık olasılıkları en aza düşmektedir. Alışılagelmişten kopma, farklılıklar oluşturma şeklinde ifade edilen süreçler yaşanır.
Sağlık gibi çok paydaşlı yapılarda, çevik yönetim yaklaşımı daha da önemsenmektedir. Çünkü, sağlık hizmetindeki çok paydaşlılık beraberinde birden fazla sektörle etkileşimi getirir. Sektörlerin başında sigortacılık gelir. Bu yüzden, sağlık sigortacılığı konusunda çalışmaya başlayanlar genelde diğer sigorta branşlarından farklılıkları üzerine yoğunlaşarak ilk deneyimlerini yaşarlar. Deneyimler, çoğu zaman zorlanılan bazı örneklerle bile hatırlanıyor olabilmektedir.
2020 Mayıs ayında “State of Agile Report” adıyla bir rapor yayınlanmıştır. Rapor, 40 bini aşkın çalışana bir anketin analizini de anlatmaktadır. Kurumların çeviklik kazanımları içinde ilk beş başlık sıralaması şöyledir;
- Yüzde 70, değişen öncelikleri yönetebilme yeteneği,
- Yüzde 65, proje görünürlüğü ve enformasyon teknolojilerine uyum,
- Yüzde 60, teslim hızı, pazara ulaştırma süresindeki azalma ve ekibin morali,
- Yüzde 59, ekibin artan üretkenliği,
- Yüzde 58, proje riskini azaltma.
Anket sonuçlarının önde gelen ilk beş kazanımı birbirine çok yakın oranlardan oluşmaktadır. Birinci ile beşinci arasındaki fark sadece yüzde 12’dir. Aslında bu bile çeviklik kazanımlarının, çeşitlilik ve önem dereceleri açısından geniş bir yelpaze olduğunu göstermektedir.
Benzeri çalışmalar sonucunda, paradigma değişikliği yaşanan alanların giderek netleşmekte olduğu paylaşılmaktadır. Ana başlıklarıyla belirginleşen bu alanlar;
- Süreç ve araçlarına değil, bireyler ve aralarındaki etkileşime,
- Kapsamlı bir arşivlemeden öte fonksiyonel bir bilgi yönetimine,
- Sözleşme gibi usul oluşturucu müzakerelerden, kullanıcılarla işbirliklerine,
- Planlı ve değişmeyen doğrular yerine dönüşümlere karşılık vermeye
kadar uzanan anlayış değişikliklerini beraberinde getirmiştir.
Yönetim süreçleri, alışılmış geleneksel yöntemlerin aksine, önceden kararlaştırılan planlara koşulsuz uymaya sıcak bakmamaktadır. Koşullar her an değişebilir, hatta kullanıcılar mal ve hizmetin tamamını bile değiştirmeyi gerektirebilecek beklentileri tercih edebilir. Böyle durumlarda, kullanıcıların memnuniyetini en üst düzeyde gerçekleştirebilmek için yeni tercihlerle uyum sağlanmalıdır.
YOL GÖSTERİCİ İLKELER
Çevik yaklaşımda yol gösterici ilkelerin özü, tıpkı değer temelli sağlık bakışında olduğu gibi, kişinin merkeze alınmasını sağlayan bir ekosistemi gerektirir. Ekosistem, kullanıcı memnuniyetine dayanır.
Süreçler, değişimin kişiye yönelik rekabet avantajına çalıştırılır. Süreç sahipleri, “interoperability” kavramıyla da bilinen, birlikte çalışabilirliğin bir örneğiyle iş yapar.
Motive bireyler amacıyla bir yandan ortam oluşturulur, bir yandan da çalışanların başarılarına güvenilir. Bilgi paylaşımına yönelik olarak yüzyüze iletişim güçlendirilir.
Sürdürülebilir ve tekrarlanabilir bir tempo, ekiplerin iyi tasarım konusundaki özenini arttırarak ürünün sürekli iyileştirmesi ile değişimini sağlar.
Yazılım sektöründen başlayarak diğer alanlarda daha hızlı ve geniş kapsamlı bir değişime neden olan yönetimde çeviklik yaklaşımı, her sektörü dönüştürecek bir hızla yayılıyor. Sağlık ve paydaşı sigortacılık sektörü bu dönüşümün gerisinde kalmamalıdır.
Sağlık sektörü yöneticileri bu yaklaşımın işlerliğini, getirdiği kazanımları göstererek paylaşmalıdır. Bilgi ve deneyimlerini birbirlerine aktarmalı, ortak hedeflere işbirliği içinde birlikte yürümelidir. Böylelikle, kaynak kullanımında etkililik sağlamanın da ötesinde, dönüşüme ayak uydurmanın koşulları da yerine getirilmiş olur.