Allianz Yaşam ve Emeklilik Genel Müdürü ve Türkiye Sigorta Birliği Başkan Yardımcısı Taylan Türkölmez, BES ve otomatik katılım sistemi hakkında çarpıcı açıklamalar yaptı. Türkölmez, BES’te, işveren katkısını konuşmanın tam zamanı olduğunu vurgulayarak, “Ocak ayında asgari ücret artışı yüksek olacak; yüzde 50 ve üzeri konuşuluyor. Enflasyonist ortamı fırsat olarak görmemek gerekiyor ama bugünkü gelinen ortam da bir fırsattır; belki de bir daha önümüze gelmeyecek fırsattır. Kamu, işveren, çalışan, biz emeklilik şirketleri bir araya gelerek bunun adını koyabiliriz” dedi.
Editör: Aytaç NALLAR
Allianz Yaşam ve Emeklilik Genel Müdürü ve Türkiye Sigorta Birliği Başkan Yardımcısı Taylan Türkölmez, sağlam emeklilik sistemi için bazı ek uygulamalara ihtiyaç duyulduğunu, bireysel emeklilik sisteminde işveren katkısını konuşmanın tam zamanı olduğunu söyledi.
Taylan Türkölmez, kişilerin BES ve otomatik katılım sisteminde kalmasını, kolay çıkılmamasını sağlayacak unsurlara ihtiyaç olduğunu, bunun da işveren katkısı ile sağlanabileceğini belirterek, bunun ötesinde ortalama ömrün uzadığını, 75-80 yaşına kadar yaşayan toplum haline gelindiğini kaydetti ve “55 yaşında emekli oldunuz, diyelim ki 75 yaşına kadar yaşayacaksınız. 20 yıl boyunca sizin o hayatınızı idame ettirecek olan emeklilik maaşını alabilmek, dünyanın hiçbir yerinde olmadığı gibi bizde de artık mümkün gözükmüyor. Birinci basamak emeklilik sistemi yetmeyecek. İkinci, üçüncü basamak sistemlerinin de çok sağlam şekilde kurgulanması gerek. Sağlam emeklilik sistemini devam ettirebilmek için bazı ek uygulamalara, yeni desteklere ihtiyaç var” dedi.
3’LE BAŞLAMAK GEREKMİYOR, 1’DE OLABİLİR
Taylan Türkölmez, otomatik katılım sistemine değinerek, başka ülkelere bakıldığında otomatik katılım sisteminin bazı ülkelerde başarılı, bazılarında başarısız olduğunu ifade etti. Başarılı olanlarla olmayan arasındaki farkın ise işveren katkısından kaynaklandığını vurgulayan Türkölmez, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İşveren katkısını konuşmaya başladığınızda, işverenlerin üzerindeki yükler gündeme geliyor. İşveren katkısı olursa artı bir yük olacağı söyleniyor. Ama öyle ya da böyle istememiş de olsak ciddi bir yüksek enflasyonla yaşıyoruz. Görünen o ki, ocak ayında asgari ücret artışı yüksek olacak. Yüzde 50 ve üzeri konuşuluyor. Asgari ücretin artacağı ve bu artışın muhtemelen tüm çalışanların maaşlarına sirayet edeceği bir ortamda, işveren katkısını çıkarabiliriz. Bahsettiğimiz işveren katkısı belki yüzde 2-3. Asgari ücrette yüzde 50-60 artıştan bahsederken 3’lük işveren katkısını da konuşabiliriz. Şöyle denebilir, ‘enflasyonist ortamda giderlerimizi zor karşılıyoruz’. Kabul ediyorum ama bir yerden de başlamamız gerekiyor. Enflasyonist ortamı fırsat olarak görmemek gerekiyor ama bugünkü gelinen ortamda bir fırsattır; belki de bir daha önümüze gelmeyecek fırsattır. Bu enflasyon düşecek, bu şekilde devam edeceğini hiçbirimiz söyleyemeyiz. Kamu, işveren, çalışan, biz emeklilik şirketleri bir araya gelerek bunun adını koyabiliriz. Olması gereken işveren katkısı 3 dedim ama illa da 3’le başlamak gerekmiyor, 1’de olabilir, önemli olan yola çıkmak.”
İŞVEREN KATKISI ÇOK FARK ETTİRİYOR
Taylan Türkölmez, BES’in, 20 yıldır kendini ispat ettiğine, belli bir fon büyüklüğüne ulaşıldığına da dikkat çekerek, “Sermaye piyasalarını finanse eden sistemden bahsediyoruz. O nedenle işveren katkısının tam zamanı diyorum. Bakın, otomatik katılım sisteminin yanında, bireysel emeklilik sisteminde bazı işverenlerin, çalışanlarına sundukları işveren katkılı planlar var. İşveren katkısının olduğu planlarda çalışanların sistemde kalma oranı yüzde 60, hatta 70’lerde. Otomatik katılımda kalma oranı yüzde 30’un altında. İşveren katkısı çok fark ettiriyor” dedi.
BES’E VERİLEN DESTEKLER KARŞILIĞINI BULDU
Taylan Türkölmez, BES’te gelinen noktaya da değinerek, bu konuda şu açıklamaları yaptı:
“Sistem, 20 yıl boyunca ki, bugün de halen devlet katkısı ve benzeri uygulamalarla desteklenir halde. Baktığımızda devlet katkısı yüzde 25’ten 30 çıkmış durumda. 18 yaş altına sisteme girme hakkı tanındı. Bugün geldiğimiz noktada uzun süredir çok da fazla katılımcı sayısını arttıramayan bir sistem olarak çok ciddi artış sağladık; 600 bine yakın yeni katılımcıyı sisteme, 2022 yılı itibariyle katmış bulunmaktayız. Şu anda 8 milyona yakın katılımcıya ulaşıyoruz. O açıdan bireysel emeklilik sistemine, amacına yönelik verilmiş desteklerin bugün toplumda karşılığını bulduğunu söyleyebiliriz.”