Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Yılmaz Ertürk, 2021’de, Türkiye ve dünya ekonomisinin daha iyi bir performans göstereceğini, varlık fiyatlarında farklılaşma olacağını belirterek, sabit getirili enstrümanların 2021’de daha iyi performans göstereceğini söyledi. Yılmaz Ertürk, dünyada emeklilik fonlarının gelişimi ve 2021 yılında beklentileri hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Editör: Aytaç NALLAR
Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Yılmaz Ertürk, dünya genelinde emeklilik varlıklarının büyüdüğünü söyledi. OECD ülkelerinin yayınladığı rapora göre, 2019 yılında dünya genelinde emeklilik varlıklarının büyüklüğünün 51 trilyon doları aştığını, 2018 ile kıyaslandığında yüzde 18’lik büyüme söz konusu olduğunu belirten Ertürk, daha uzun bir döneme bakıldığı takdirde istikrarlı biçimde dünya genelinde emeklilik varlıklarının büyüdüğüne değindi.
Öte yandan, 7 ülkenin, emeklilik varlığı konusunda diğer ülkelerden ayrıştığını, 7 ülkenin toplam emeklilik varlığı büyüklüğünün 45 trilyon doların üzerinde olduğunu ifade eden Yılmaz Ertürk, “Bu ülkeler ABD, İngiltere, Kanada, Avustralya, Japonya, Hollanda ve İsviçre. Büyüklük kadar bu büyüklüğün milli gelire oranı da önemli. 2009 yılında dünya genelinde yüzde 60’lar civarında olan emeklilik varlıklarının milli gelire oranı 2019’da yüzde 91,5’a gelmiş. Dolayısıyla dünya genelinde emeklilik varlıklarının düzenli biçimde arttığını, emeklilik varlıklarının milli gelire oranının giderek yükseldiğini görüyoruz” dedi.
Hane Halkı Tasarrufları Artıyor
Yılmaz Ertürk, Türkiye’de ise Merkez Bankası verilerine göre eylül ayı itibariyle hane halkı tasarruflarının 2.4 trilyon TL olduğunu, geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 40’lık bir artış yaşandığını vurgulayarak, şunları söyledi: “BES’teki fonların hane halkı tasarrufu içerisindeki payı da eylül 2020 itibariyle yaklaşık 5.8. Bunun milli gelire oranına da bakmamız lazım. 2009 yılında emeklilik varlıklarımızın milli gelire oranı yüzde 0,9 iken bu rakam 2019 sonunda yüzde 2,9’a ulaşmış. Önemli bir gelişim olmakla beraber OECD ortalaması olan yüzde 91,5 ile karşılaştırdığımızda çok küçük bir sistemimiz olduğu anlaşılıyor. Elbette bizim BES’in ne kadar büyük büyüme potansiyeli olduğuna da işaret ediyor.”
Yılmaz Ertürk, salgın döneminde tasarruflardaki gelişime de değinerek, pandeminin hemen başında sektör olarak acil ihtiyaçlar nedeniyle BES fonlarından çıkışlar olacağını düşündüklerini vurgulayarak, “Rakamlar bunun tam tersini işaret etti. Çıkış olmadığı gibi burada büyüme söz konusu oldu. Tasarrufların ne kadar kıymetli olduğunu bu dönemde hep beraber gördük. Bu dönemde hem yeni katılımcı girdi hem sistemdekilerin devamlılığı oldu” dedi.
Getiriler Her Daim Enflasyonun Üzerinde Gerçekleşti
Yılmaz Ertürk, BES’teki getirilerden de bahsederek, bu konuda şu açıklamaları yaptı:
“BES, aslında şu anki yaşam standardımızı gelecekte de azaltmadan sürdürmek için yapılan tasarruflardır. BES getirileri artık öyle güzel noktaya geldi ki hem geleceğe yönelik ihtiyaçlar için para biriktirmek hem de birikimleri iyi değerlendirmek için kullanılır hale geldi. BES fonlarındaki yüksek getiriden istifade etmek için sisteme gelenler var. Bu yıl içerisinde fonların getirileri gerçekten oldukça yüksekti. Tabi ki, yüksekliği ölçerken kısa, orta ve uzun vadedeki getirilere bakmak lazım. Hem de yatırımcının hangi enstrümanları tercih ettiğine bakmak lazım. Son bir yıllık dönemde enflasyon yaklaşık yüzde 14’ler civarında. BES fonlarının ortalama getirisi son bir yıllık dönemde enflasyonun bir hayli üzerinde gerçekleşti. Bazı fonların getiriler açıkçası yüzde 50’nin üzerine kadar çıktı. Elbette yatırımcının hangi fonu tercih ettiği belirleyici. Hiç risk almayanların getirisi ile risk alanların getirisi doğal olarak bu dönemde ayrıştı ama her halükarda ortalama getiriye bakıldığında enflasyonun hayli fevkinde. BE S yatırımcıları yılın ilk 11 aylık döneminde reel bazda ciddi bir getiri elde etmiş oldular. Sadece son 1 yıla bakmak yeterli olmaz, daha uzun döneme de bakmak lazım. Son 3 yılda, son 5 yılda ortalama getirilerin her daim enflasyonun üzerinde gerçekleşmiş olduğunu gözlemliyoruz.”
2021 İktisadi Açısından Daha İyi Geçecek
Yılmaz Ertürk, 2021 yılı getiri beklentileri hakkında da bilgi verdi ve bir analiz yaptı. 2021 yılında Türkiye ve dünya ekonomisinin, 2020 yılına kıyasla daha iyi bir performans göstereceğini belirten Yılmaz Ertürk, “Örneğin, 2020 yılında Türkiye ekonomisinin yüzde 0,5-1 civarında büyüyeceğine dair yoğunlaşan tahminler var. 2021 yılı beklentileri yüzde 4’lü seviyede. Benzer durum dünya ekonomisi için de geçerli. 2021, öngörmediğimiz riskler olmazsa iktisadi açısından daha iyi geçecek. Dolayısıyla varlık fiyatlarında farklılaşmalar olabilecektir” dedi.
Yılmaz Ertürk, fonların getirilerinin 2020’deki kadar yüksek olmasa da devam edeceğine dikkat çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Her şeyden önce sabit getirili enstrümanların getirileri bu sıralar yükseldi. Merkez Bankası’nın son politika faizinde aldığı kararlardan sonra gerek mevduata gerek tahvil bono tarafında getiriler yükselmiş oldu. Bu açıdan bakıldığında sabit getirili enstrümanların 2021 yılında daha iyi performans göstereceğini düşünüyorum. Öte taraftan, iktisadi konjonktür büyümeden yana olacağından; şirketlerin performansına yansıyacaktır. Bu da hisse tarafına olumlu yansıyacaktır. Yabancı paraya endeksli enstrümanlarda ise örneğin, altın gibi ya da eurobondlar tarafında muhtemelen getiriler 2020 düzeyinde olmayabilir. 2020 ekstra bir yıldı benim açımdan; ons fiyatlarında 2 bin doların üzerini de gördük. Öte taraftan, döviz kurları tarafında da bu sene ciddi yükselişler kaydedildi. Bütün bunları alt alta koyduğumuzda 2021 yılı sanki dengeli fon sepetlerinin iyi performans göstereceğini düşünüyorum. 2020 yılında altının, kamu dış borçlanma senetlerinin payı çok ciddi artmıştı. Şu andaki beklentiye bakıldığında 2021 yılında bunların ağırlıklarında bir miktar azalma olacak gibi görünüyor.”