Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, hem Türkiye’nin hem de dünyanın bir makas değişiminde olduğunu, enflasyonda yüzde 15-20 bandında yüzde 60’lara çıkmanın ciddi bir değişim gösterdiğini belirterek, “Sigortacılığın hiç sevmediği ortamdan geçiyoruz. Bugün içinden geçtiğimiz muazzam dalgalı ortamda da geçen yıl yaptığımız maliyet tahminlerinin hiçbiri tutmadı. Yani geçen yıl sattığımız neredeyse bütün poliçeler için yaptığımız maliyet tahminleri bugün yüzde yüz daha yüksek bir farkla gerçekleşiyor. Bugün öngörülebilirlik artık sıfır noktasında. Bu kadar belirsizlik içinde işimizi yapmaya çalışıyoruz” dedi.
Editör: Aytaç NALLAR
Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, sigortacılığın belirsiz ve dalgalı bir ortamdan geçtiğini ve geçmişte yapılan maliyet tahminlerinin bugün hiçbirinin tutmadığını ve öngörülebilirliğin artık sıfır noktasında olduğunu söyledi.
Uğur Gülen, sigortacılığın hiç sevmediği ortamdan geçildiğini, muazzam bir belirsiz ortam olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Bütün endüstriler sattıkları malın maliyetini bilirler. Maliyetin üzerine bir kar marjı koyarlar ve onu satarlar. Yani mallarını sattıkları gün ne kadar para kazanıp ne kadar para kaybettiklerini bilirler. Bizim işimiz bunun tersi. Biz önce poliçeyi düzenleriz, poliçe düzenlerken gelecekte için maliyet varsayımı yaparız, poliçe sattığımız an gelirimizi yazarız, sonra maliyetimizin oluşmasını bekleriz. Maliyet oluşma süresi ürününe göre 12 ile 48 ay arasında değişir. Bugün içinden geçtiğimiz muazzam dalgalı ortamda da geçen yıl yaptığımız maliyet tahminlerinin hiçbiri bugün tutmadı. Yani geçen yıl sattığımız neredeyse bütün poliçeler için yaptığımız maliyet tahminleri bugün yüzde yüz daha yüksek bir farkla gerçekleşiyor. Bugün öngörülebilirlik artık sıfır noktasında. Bu kadar belirsizlik içinde işimizi yapmaya çalışıyoruz. Endüstri bu belirsizliğin içinden geçerken doğal olarak sigortalılar da aynı belirsizliğin içinden geçiyor.”
ARABAYI DEĞİL YATIRIM ARACINI SİGORTALIYORUZ
Uğun Gülen, enflasyonist ortamın malların değerlerinin güçlü bir şekilde artmasına neden olduğunu ifade ederek, herkesin malını, kıymetini yüksek değerle göstermeye çalıştığını söyledi. Geçen sene 200 bin liralık bir aracın değerinin bugün 450-550 bin lira olduğuna dikkat çeken Gülen, “Artık sigortaladığımız şey araç değil, yatırım aracını sigortalamaya başladık” dedi.
Yüksek negatif faizin olduğu bir yerde mevduat sahibinin ev, araba, arsa aldığını, bunların da fiyatlarının artmaya başladığını belirten Gülen, “O zaman hepimiz tekrar hesabını yapıp neyi koruduğumuzu iyi bilmemiz lazım. Yani artık koruduğumuz şeylerin değerleri eskisine göre çok daha farklı büyüklüklere ulaştı” şeklinde konuştu.
EKSİK SİGORTA CİDDİ PROBLEM
Uğur Gülen hem Türkiye’nin hem de dünyanın bir makas değişiminde olduğuna, enflasyonda yüzde 15-20 bandında yüzde 60’lara çıkmanın ciddi bir değişim gösterdiğine değinerek,
“Bugün bu değişimin sancılarını yaşıyoruz. Geçen sene sigortaladığım evimin değeri 1 milyon liraydı, bugün 2,5-3 milyon lira. Geçen yıl sigorta primimi 1 milyon lira üzerinden ödedim, şimdi ise 3 milyon lira üzerinden prim ödeyeceğim. Ama arada bir yerde hasar olursa eksik sigorta dediğimiz kavram ortaya çıkıyor. Aslında eksik sigortanın tanımı da son derece basit; sigorta bedeli ile sigorta değeri arasındaki farktan kaynaklanıyor. Sigorta bedeli malınıza biçtiğiniz bedel, sigorta değeri o malın rayiç piyasa değeri. Poliçede yazan sigorta bedeli, rayiç değerden daha düşükse bu eksik sigorta anlamına geliyor. Bir milyon liralık evinizin başına kötü bir şey gelirse sigorta şirketi müşteriye 1 milyon lira vermek durumunda. Çünkü sigorta bedeli poliçede 1 milyon lira yazıyor. Halbuki evin bugünkü değeri 3 milyon lira.”
Sigortalının eksik sigorta bedelini yükseltip, sigorta poliçesine zeyil yaptırmazsa sigortalının 3 milyon liraya yenisini koyacağı ev karşılığında sigortadan 1 milyon lira alacağını vurgulayan Gülen, Bu durum sigorta sektörü ile müşteriler arasında ciddi bir probleme neden olacak ve sigorta sektörünün güvenilmezliği konusunda bir algı ortaya çıkacak. Bu da hem sigorta sektörünü hem de müşteriyi vuracak” dedi.
ENFLASYON KLOZU ALINMALI
Uğur Gülen, eksik sigorta ile karşı karşıya kalınmaması için yapılması gerekenlere de dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Enflasyon klozu denen bir durum var. Gelecekteki enflasyon tahminini koymak lazım ve poliçenin içine bir enflasyon klozu maddesi eklemek ve gelecekteki tahmini artışın primini bugünden sigorta şirketine ödemek gerekir. Şöyle ki; bugün 3 milyon lira evin bedeli bir yıl sonra yüzde yüz artacak, 6 milyon olacak. Ortalamada da yüzde 50 artış olacak. Sanki o ev, 3 milyon lira değil de 4,5 milyon liradan sigortalanmış gibi düşünülüp, bunun üzerinden sigorta primi hesaplanacak. Böylece sigortalı kendini enflasyondaki artışa karşı korumuş olacak. Enflasyon koruması gibi. Enflasyonu tahmin etmek kolay değil ama hiç değilse belli bir noktaya kadar bunu koruduğunu söyleyebiliriz. Bir diğer yöntem ise dövizli poliçeler yapmak. Bu daha çok ticari işletmelerde kullandığımız bir yöntem.
FİYAT ARTIŞLARINDAN SİGORTA UZAK KALAMAZ
Uğur Gülen, “Söylediklerinizin hepsi sigortada bir fiyat artışı anlamına geliyor. Bu şartlarda önümüzdeki dönemde fiyatlar artacak mı?” sorusunu ise şöyle yanıtladı:
“Enflasyonist ortamdan geçiyoruz, tüm mal ve hizmetlerde fiyat artışı söz konusu. Sigortanın da bundan o uzak kalması mümkün değil. Çünkü sigorta bedellerimiz artıyor. Sigortacının işi de yerine yenisini koymak. Bu da fiyat artışı değil. Şöyle düşünmek lazım. 1 milyon liralık bir ev için binde 1 prim aldığımızı düşünün, prim bin lira yapar. Ama evin şimdiki değeri 3 milyon, benim de 3 bin lira istemem lazım. Binde 1 değil de binde 2 alacağım dersem, işte bu fiyat artışı olur. Bugün yaşanan fiyat artışı aslında sigorta bedellerinden kaynaklanan fiyat artışı.”
