Sompo Sigorta İcra Kurulu Başkanı Recai Dalaş, Anayasa Mahkemesi’nin, trafik sigortasının bazı maddelerini iptal eden kararı hakkında değerlendirmelerde bulunarak, sigorta şirketlerinin bedeni tazminat yükümlülüklerinin önemli seviyede artacağını, sigorta şirketlerinin rezervlerinde meydana gelebilecek artışın önemli seviyede sermaye erozyonuna neden olacağını söyledi. Recai Dalaş, sigorta sektörüne yönelik önemli açıklamalarda bulundu.
Sompo Sigorta İcra Kurulu Başkanı Recai Dalaş, son dönemde sigorta sektörünü ilgilendire en önemli konunun, Anayasa Mahkemesi’nin Karayolları Trafik Kanunu’nun Zorunlu Trafik Sigortası’nı düzenleyen bazı maddelerini iptal etmesi olduğunu söyledi. Bu karar ile sigorta şirketlerinin bedeni tazminat yükümlülüklerinin önemli seviyede artış göstermesinin ciddi bir olasılık haline geldiğini belirten Recai Dalaş, “Anayasa Mahkemesi kararının sigorta sektörü açısından hayati nitelikte olan etkisi ise mevcut rezervlerin bu karardan ne yönde etkileneceğidir. Bilindiği üzere, Anayasa Mahkemesinin 153’üncü maddesinde iptal kararlarının geriye yürümezliği özelliğinden bahsedilmektedir. Söz konusu maddenin pratikte uygulama bulmaması halinde, sigorta şirketlerinin rezervlerinde meydana gelebilecek artış önemli seviyede sermaye erozyonuna sebebiyet verecektir” dedi.
Rezervleri 5-6 Milyar Lira Artırmaları Gerekecek
Bu olasılığın gerçekleşmesi halinde sigorta sektörünün mevcut rezervlerini 5-6 milyar TL düzeyinde artırması gerekebileceğini ifade eden Recai Dalaş, “Bu muazzam rakam ise sigorta şirketlerinin bugüne kadar biriktirmiş olduğu öz sermayelerinin üçte biri seviyesine karşılık gelmektedir. Bu durum tüm sektör için katastrofik bir etkiye sahip olmakla birlikte sermaye yeterliliği halihazırda limitte olan bazı şirketlerin sermayesinin iyice yetersiz seviyeye inmesine ve poliçe yazamaz hale gelmesine sebebiyet verecektir” şeklinde konuştu. Recai Dalaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ben şahsen, yeni durumda sigorta şirketlerinin ihtiyatlı olma prensibi gereği rezervlerini artırmaları gerektiğini düşünüyorum. Konu ile ilgili olarak Sigorta Emeklilik ve Düzenleme Kurulu’nun bir düzenleme yapması gerektiği açıktır. Aksi takdirde şirketler arasında uygulama farklılığı oluşacak ve sektör rakamları mukayese edilebilirlik ve muhasebe prensipleri açısından içinden çıkılamaz hale gelecektir. Burada değinmek istediğim bir başka konu ise yaptırdığım hesaplara göre bazı şirketlerin rezerv yeterliliğinin soru işareti taşıdığıdır. Bu şirketlerde aslında gerçekte oluşamayacak kar rakamları ortaya çıkmakta, dolayısı ile sermaye yeterliliğinde sorun yokmuş gibi görünme ihtimalidir. Dolayısı ile rezerv seviyelerinin doğruluğu son derece önemlidir.”
İptal Edilen Maddeler Kanunla Düzenlenmeli
Recai Dalaş, sigortalı açısından konuya bakıldığında da olumsuz senaryonun gerçekleşmesi ile trafik sigortası fiyatlarının ivedi olarak yüzde 18-20 civarında artması gerektiğini, bunun da içinde bulunulan ortamda arzu edilmeyen bir durum olduğunu vurgulayarak, “Önümüzdeki kısa dönemde iptal edilen maddelerin bu kez kanunla düzenlenmesi sağlanabilirse, bahsettiğimiz olumsuzlukların önemli bir kısmı önlenebilecek, halkın bu sigorta türü için daha fazla para ödemek zorunda kalmasının da önüne geçilebilecektir” dedi.
Pandemi Dijital Dönüşümü Hızlandırdı
Recai Dalaş, kovid-19’un sigorta sektörü üzerindeki etkisine, İzmir depremine kadar birçok değerlendirmelerde bulundu.
Pandeminin etkileri hakkında, “Sigorta sektöründe işimiz çözüm üretmek. Bu anlamda sigortacılık sektörü elbette içinde yaşadığımız toplum ve ortak ihtiyaçlarla şekilleniyor” diyen Recai Dalaş, pandemi döneminde Türkiye’nin sağlık sistemi ve hastane yeterliliği bakımından oldukça iyi bir sınav verirken, Avrupa ülkelerinde sağlık sisteminin yetersizliğine tanık olunduğunu söyledi. Dalaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Diğer taraftan ülkemizde ücretsiz olan kovid-19 tedavisi, Avrupa’da oldukça yüksek maliyet oluşturuyor. Ülkeden ülkeye farklılık gösteren bu durum karşısında Sompo ile birlikte pek çok sigorta şirketi de çeşitli hizmet ve ürünlerine kovid-19 teminatını dahil etti. Türkiye’de diğer ülkelerle kıyasladığımızda sektörümüz açısından bizi zorlayan belki de en önemli şey ise ülkemizde insanların ekonomik daralmalarda öncelikle sigorta ürünlerinden vazgeçmesidir. Oysaki bu dönemler, sigortanın öneminin en çok anlaşılması gereken dönemlerdir. Pandemi ayrıca birçok sektörde olduğu gibi sektörümüzde de dijital dönüşümü hızlandırdı. Bu konu zaten pek çok kurumun gündemindeydi. Pandemi ile birlikte dijitalleşmenin önemini ve artık bir zorunluluk olduğunu bir kez daha anladık. Bu süreçte sektör olarak iyi bir sınav verdiğimizi düşünüyorum. Yüzde yüz evden çalışmamıza rağmen hizmetimizde en küçük bir aksama yaşanmadı. Sompo olarak bizim için dijitalleşme bir amaç olmaktan ziyade her zaman bir araç olmuştur. Son yıllarda yapay zeka ve makine öğrenmesi alanlarına ciddi yatırımlar yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz.”
Recai Dalaş, yeni bir çalışmaya göre dünyanın en büyük 10 sigorta pazarının, pandemi nedeniyle 2020’de milli ekonomilerin bir önceki yıla kıyasla yüzde 4,5 oranında küçülmesinin beklendiğini, dünya ekonomilerindeki bu duruma karşın Türk sigorta sektörünün bu yılın ilk 9 ayında geçen yıla göre yüzde 17 gibi önemli bir büyüme kaydettiğini sözlerine ekledi.
Salgın ve Geldiği Boyut Hepimiz İçin Yeni Bir Durum
Recai Dalaş, “Salgın sigortacılıkta ve tabi sigorta tüketicisinde neleri değiştirdi? Neler ön plana çıktı?” sorusunu ise şöyle yanıtladı:
“Pandemiyle birlikte ihtiyaç ve beklentiler de değişiyor. Bu durum yeni koşullara adapte olma zorunluluğu doğuruyor. Olumlu açıdan bakarsak, sektör olarak biz de sektörümüzün ve sorumluluğumuzun önemine bir anlamda bir kez daha vakıf oluyoruz. Bu da yeni bir öğrenme süreci getiriyor ve yenilikçi ürünler ve çözümler üretmek için elverişli bir ortam yaratıyor. Örneğin iş durması, yakın zamanda yaşadığımız İzmir depreminde gerçekleşen tsunami hasarları gibi durumlar, örnek olarak gösterilebilir. Ancak salgın ve geldiği boyut hepimiz için yeni bir durum. Örneğin SARS’ta salgın bu boyutta ve bu kadar küresel olmadı. Kovid-19 salgını bize riskin hep mevcut olduğunu gösterdi. Sektör bu tür yeni durumlar için çözümler üretmesi gerektiğini daha da iyi fark etti.
Belirsizlik nedeniyle pandemi sürecinde insanlar maalesef kasko ve hatta zorunlu olmasına rağmen oto sigortalarını bekletme, yaptırmama eğilimi içerisine girdiler. Ancak sağlık sigortacılığı perspektifinden bakarsak, farkındalığın arttığı bir dönem oldu. Pandemiyle birlikte sağlığımızın ne kadar değerli olduğuna dair farkındalığın artması, tamamlayıcı sağlık sigortalarına olan ilgi ve talebi de artırdı. 2019 Ağustos ayında 1 milyon 63 bin tamamlayıcı sağlık sigortalısı varken, 2020 Ağustos ayı itibari ile bu sayı 1.6 milyona ulaştı. Sompo olarak biz de hızla büyüyen bu alana yatırım yaparak tamamlayıcı sağlık sigortası hizmetlerimizi kişiselleştirilmiş bir deneyime dönüştürdük ve kovid-19 dahil olmak üzere tüm salgın hastalıkları teminat kapsamına aldık. Tamamlayıcı sağlık sigortasının sunduğu avantajlarla, yıldızının bundan sonraki dönemde daha da parlayacağını söyleyebilirim.”
Adetsel Artışı Getirecek Aksiyonlar Almalıyız
Recai Dalaş, “Sektör üretim açısından büyüyor… Bu büyüme sizce sağlıklı mı?” sorusu üzerine de döviz kurundaki dalgalanmanın, ÖTV vergileri ile birlikte araç değerlerindeki artışların oto branşında da fiyatların yükselmesine neden olduğunu belirterek, “Keza sağlık sigortalarında da yeni katılımcıların yanı sıra yine döviz kuruna paralel olarak prim artışları da primlerin büyüme endeksine neden oldu. Adetsel artış her zaman önemlidir. Sigorta sistemine giren her yeni müşteri sistemin sürdürülebilirliği açısından önem arz eder. Bu nedenle sadece primsel artıştan memnuniyet duymak mümkün değildir. Sektörü ve hacmi büyütmek için adetsel artışı da getirecek aksiyonlar almalıyız” şeklinde konuştu.
Henüz Sigorta Bilinci Tam Olarak Oluşmadı
İzmir depremine de değinen Recai Dalaş, maalesef Türkiye’de henüz sigorta bilincinin tam olarak oluşmadığını kaydetti. “Sigorta denildiğinde toplum olarak aklımıza çoğunlukla Kasko ve trafik sigortası geliyor. Halbuki oto sigortaları sektörün sunduğu hizmetlerin çok küçük bir kısmı” diyen Recai Dalaş, şu açıklamaları yaptı:
“Sağlıklarını, ekonomik faaliyetlerindeki hemen hemen tüm varlıklarını paket sigortalarla teminat altına almaları çok kolay. Ülkemizin deprem bölgesinde olduğunu unutmamamız lazım ve bunu değiştiremeyiz ancak önlemlerimizi alabiliriz. Öncelikle sağlam yapılar yapmalı ve bu değerleri sigorta ile koruma altına almalıyız. 2019 ve 2020 yıllarını ilk 9 aylık dönemleri dikkate aldığımızda DASK sigortalarında yaklaşık yüzde 4’lük adet artışı mevcut- ki olması gerekenin hala çok altında. Kaldı ki, DASK sigortası tek başına kaybedilmesi muhtemel mal varlıklarını korumak için de yeterli değil. Mutlaka konut sigortası ile de desteklenmeli ki, insanlar olası bir deprem durumunda zararlarını karşılayabilsin. İzmir’de yaşanan deprem ve deprem kaynaklı tsunamiden dolayı, sadece oto sigortalarında yaklaşık 1,5 milyon TL’lik bir ödememiz var. Önemli olan sağlık. Hiçbir vatandaşımızın bu hadiselerde hayatını kaybetmesini, sağlığının olumsuz etkilenmesini istemeyiz ancak bu tür doğal afetler yaşanırsa da kaybettikleri mal varlıklarını, sağlıklarını geri kazanmaları için elimizden gelen desteği sağlarız. Biz hasar ödemek için varız. İşimizin doğası budur.”
Sompo Olarak Pazarda Alıcı Olarak Varız
Recai Dalaş, “Salgın döneminde dünya sigorta pazarında dikkat çeken bir nokta, satın almaların arttığı… Benzer bir durumu bizim sigorta pazarı için de söyleyebilir miyiz? Bir konsolidasyon bekler misiniz?” sorusu üzerine de şu açıklamaları yaptı:
“Türkiye, sigorta sektörü açısından hala gelişmekte olan bir ülke. Bu da hem yurtiçindeki hem de yurtdışındaki yatırımcıların bugün olmasa da gelecekte ülkemize olan ilgisini artıracaktır. İlerleyen süreçlerde tabi ki satın alma süreçlerini görebiliriz. Sompo olarak biz de uygun koşulların oluşması halinde pazarda alıcı olarak varız. Tabii, satın alınacak olan şirketlerin de satın almayı düşünen şirketler tarafından iyi incelenmesi lazım. Satın alım, vizyon ve tecrübe gerektiren bir süreç. Her zaman belirttiğim gibi, karlılık büyümenin yakıtıdır. Satın alınacak olan şirketin portföy yapısı, karlılığı önemlidir ve size orta ve uzun vadede değer katması gerekir.”