Sağlık sisteminin üzerine büyük yük binecek

AXA CEO’su Yavuz Ölken ile Türk Kalp Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve Kardiyoloji ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ali Serdar Fak, salgın nedeniyle hareketsiz yaşamın hem sağlık hem de sigorta sistemi üzerindeki etkilerini tartıştı. Yavuz Ölken, Türkiye’de hareketsizliğin getirdiği sağlık harcamasının senede 7-10 milyar lirayı bulduğunu, pandemi sonrasında daha zorlu bir süreç yaşanacağını belirterek, sağlık sisteminin üzerine büyük yük geleceğini vurguladı. Prof. Dr. Ali Serdar Fak, salgın geçse de evden çalışmanın kalıcı hale geleceğini ifade ederek, bunun sağlık açısından ciddi sorunlar doğuracağını ve şimdiden bu konunun tartışılması gerektiğini kaydetti.

Editör: Aytaç NALLAR

Koronavirüs sağlıkta neleri değiştirdi? Salgın nedeniyle evden çalışma hangi sağlık sorunlarını beraberinde getirdi? Bu süreçte beyaz yakalılar hangi şikayetler için doktora müracaat etti? Koronavirüs sağlıkta hangi fırsatları yarattı? AXA CEO’su Yavuz Ölken ile Türk Kalp Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve Kardiyoloji ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ali Serdar Fak salgın nedeniyle hareketsiz yaşamın hem sağlık hem de sigorta sistemi üzerindeki etkilerini tartıştı.

Ali Serdar Fak: Salgında Çoğu Kişide Kilo Problemi Başladı

Türk Kalp Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve Kardiyoloji ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ali Serdar Fak, koronavirüsün, sadece bir akciğer hastalığına değil vücudun birçok sistemini etkileyen hastalıklara ve sosyal sorunlara sebep olduğunu belirterek, evde çalışmanın, evde çalışmak zorunda kalmanın hareketsizliğe neden olduğunu, bunun da her yaş grubunda farklı sorunlara yol açtığını söyledi. Fak, çoğu kişide kilo problemlerinin başladığını kaydetti.

Ali Serdar Fak, salgınla birlikte evden çalışmanın tüm dünyada yaygınlaştığını ifade ederek, “Büyük olasılıkla pandemi geçse de evden çalışma bazı sektörlerde kalıcı olacak gibi görünüyor. Bunu da oturup konuşmamız gerekiyor. Evden çalışma kalıcı olacaksa eğer, bunun bize sağlık açısından getirdiği çok ciddi sorunlar var. Çalışan kişiler için daha az hareket etmek, belirsiz mesai saatleri bunun getirdiği fiziksel ve ruhsal stresler var. Nitekim, hastalarımızda da görmeye başladık; özellikle beyaz yaka hastalarımızda hipertansiyon kontrolü bozuldu, kolesterol, diyabet kontrolü bozuldu” dedi.

 “Kendi Önlemlerimizi Almalıyız”

Ali Serdar Fak, hareket etmenin birçok sağlık problemini önlediğine değinerek, “Bizim bugünden itibaren bütün önemleri bu şekilde almamız lazım. Salgın döneminde evde çalışmak için bizim kendi önlemlerimizi almamız lazım. Örneğin, mesai saatlerimizi sanki işte çalışıyormuş gibi yapmamız lazım. Bu sadece bireysel olarak değil, işverenlerin de bunu disipline etmesi lazım. Bu sadece kişinin talebi ile olacak bir şey değil. Hep beraber bu meseleyi gündeme getirip tartışmalıyız. Sağlık için hareket miktarı her gün değilse de haftada en az üç defa, her defasında da en az 45 dakika olacak şekilde düzenli, tempolu hareket etmemiz gerekiyor. Birçok kişi bize şunu söylüyor; ‘ben zaten evde hareket ediyorum ya da işte hareket ediyorum’. Hayır, bu hareketin düzenli, tempolu ve kesintisiz olması gerek” dedi.

Yavuz Ölken: Herkes Kendini Kötü Hissediyor

AXA CEO’su Yavuz Ölken, AXA Global’in, sekiz ülkede yaptığı araştırmanın sonuçlarını açıklayarak, salgın öncesi ruh ve fiziksel sağlıkları ile ilgili yüzde 76 mutluyum ya da sağlıklıyım diyen kitlenin yüzde 65-70’e düştüğünü söyledi. “Herkes kendini kötü hissediyor” diyen Ölken, yüzde 10’luk kesimin ilk kez hayatında kalp damar rahatsızlığı, diyabetinin olduğunu fark ettiğinin kaydetti. Ölken, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hareketsiz toplumlarda daha fazla sağlık sorunları ile karşılaşacağız. Sağlık sisteminin üzerine büyük yük gelecek. Türkiye de hareketsizliğin getirdiği sağlık harcaması senede 7-10 milyar lira. Pandemi sonrasında daha zorlu olacak, çünkü ertelenmiş rahatsızlıklar şimdi çıkmaya başladı. Koruyucu hekimlik ve hareket farkındalığının öne çıkması gerekiyor. Ben sigortacı olarak böyle okuyorum resmi. Bir taraftan da önemli fırsatlar var. Çünkü bilinçli kitleler var. Sağlığının farkında, sağlık sigortası alıyorlar veya düzenli kontrollerine gidiyorlar. Ama şöyle bir şey var, bunlar artık yetmiyor. Sigortalılar dijital çözümler istiyor; danışmanlık istiyor, koçluk istiyor, tele tıp istiyor, egzersiz yapmak için yönlendirilmek istiyor. Bütün bunlar aslında farkındalığın başladığını gösteriyor.”

“Biz İşverenlere Büyük Görevler Düşüyor”

Yavuz Ölken, Dünya Sağlık Örgütü’nün, 2025 Fiziksel Aktivite Stratejisine de değinerek, bu stratejinin 5 ana başlık altında toplandığını söyledi. Ölken, bu konuda şu açıklamaları yaptı:

“Bunlardan biri, fiziksel aktivitenin artırılması için liderlik ve eşgüdüm sağlamak. İkicisi, çocuk ve gençlerin gelişimini desteklemek. Üçüncüsü, tüm yetişkinlerin fiziksel aktiviteyi günlük hayatlarının bir parçası olarak teşvik etmek. Burada da biz işverenlere büyük görev düşüyor. Pandemi bittikten sonra çalışanlarımızı çalışma saatleri içinde harekete sokmak gibi bir görevimiz var. Dördüncüsü, yaşlılar arasında fiziksel aktiviteyi teşvik etmek. Beşincisi ise izleme, gözetim, araç sağlama arıcılığı ile eylemi desteklemek. Bu da şu anlama geliyor; bugüne kadar yapmadığımız kadar Ar-Ge yapılması gerekiyor. Yani araştırma geliştirme, analiz olmadan bizim bir yol haritası çıkarma ihtimalimiz bence yok.”