Euler Hermes’in yayınladığı yeni rapora göre, kovid-19 sonrasında ülkelerin ekonomik olarak toparlanması için 7 önemli engeli aşması gerekiyor. Bu engellerden aşılama hızı, ülkelerin toparlanma performansını etkileyecek en önemli faktör olarak ortaya çıkıyor. Enflasyonun geçici olarak artması da toparlanmada aşılması gereken engellerden biri olarak belirtiliyor. Bu noktada, gelişmekte olan ülkelerde enflasyon beklentilerinin yükselişte olduğu, Türkiye ve Brezilya’nın ise bu eğilime liderlik ettiği görülüyor.
Alacak sigorta şirketi Euler Hermes, kovid-19 salgını ile sarsılan ülke ekonomilerinin, toparlanma sürecinde nelere dikkat etmesi gerektiğine dair yeni bir rapor yayınladı. Raporda, küresel GSYH için 2021 yılında büyüme tahminini yüzde 5,1 olarak verilirken, geçtiğimiz yıl küçülen GSYH’nin 2021 ve 2022 yıllarında artışa geçecek olmasının, küresel olarak uygulamaya konan aşırı genişleyici politika karmalarıyla açıklanabileceği söyleniyor. Ancak, bu politikaların uygulanmasına yönelik riskler ve aşılama kampanyalarının hızı, ülkeler arasında toparlanma performansındaki farkları açıklayan önemli bir etken olmaya devam ediyor. Raporda ayrıca, hızlı aşılama kampanyalarının, hızlı toparlanma sağlayarak bazı ülkelerin aradaki farkı açmasını sağlayabileceğinin altı çiziliyor. Toparlanma sürecindeki en önemli 7 engel ise şöyle sıralanıyor:
1- Engel: Aşılamada Formula 1 Yarışı
Aşılama kampanyalarının hızı, ülkelerin toparlanma performansındaki farklılıkları açıklayan önemli bir etken olmaya devam edecek. Hızlı aşılama kampanyaları, hızlı toparlanma sağlayarak bazı ülkelerin öne geçmesini sağlayabilecek. Şu anki aşılama hızıyla, ABD ve İngiltere’nin mayıs ayında sürü bağışıklığına ulaşması bekleniyor. Avrupa’nın mevcut aşılama hızıyla, sonbahardan önce sürü bağışıklığına ulaşması mümkün gözükmüyor. Genel olarak, Avrupa’da aşılamada 7 hafta geride kalınması ekonomik olarak 123 milyar euroya yakın bir zarar anlamına geliyor.
2- Engel: Tasarruf Fazlaları
İyimser bir senaryoda, hanehalkının tasarruf fazlası, 2021’de Avrupa’da GSYH büyümesine yüzde 1,5 ve ABD’de yüzde 3’ün üzerinde bir destek verecek. Euro Bölgesi’nde, yaklaşık 163 milyar euronun, yani kovid-19 tasarruf fazlasının yüzde 30’unun, özel tüketime dönüşebileceği hesaplanıyor. ABD’de, kısıtlamaların daha erken gevşemesi ve daha güçlü mali dürtülerin güven etkisini artırmasıyla, halihazırdaki tasarruf fazlasının yüzde 50’sinin 2021’de harcanması bekleniyor. ABD’de hanehalkı tasarruf oranı, 2021 sonunda brüt harcanabilir gelirin yüzde 7’sine yakın olarak normal seviyelerine geri dönecek.
3- Engel: Destek Mekanizmalarının Aşamalı Olarak Kaldırılması
2020’de ‘ne pahasına olursa olsun’ mutabakatından sonra, maliye politikaları artık ulusal çerçevede sürdürülecek. 2021’in başlarında, ‘ne gerekiyorsa’ yapma konusundaki fikir birliği, yerini daha heterojen politika beklentilerine bırakıyor. Gerekirse kredi riskini yönetmek için bir miktar esneklik sağlanacak olsa bile, resmi hedefler, 2021’de politika desteğinin net bir şekilde geri çekileceğine işaret ediyor. 1,9 trilyon dolarlık (GSYH’nin yüzde 9’u) devasa mali teşvik ve yine devasa bir altyapı planıyla, küresel talebi sürükleyen ülke artık ABD olacak. İstihdamı koruma planları, salgından en çok etkilenen sektörlere yapılan transferler ve kamu kredi garantileri gibi desteklerin, finans sektörü dışında faaliyet gösteren şirketlerin zorluk yaşamasına neden olmadan terkedilmesi zor olacak.
4- Engel: Yatırım Üzerindeki Yer Açma ve Dışlama Etkileri
Joe Biden’in ABD’deki ‘Build Back Better’ programı, 725 milyar euroluk Yeni Nesil AB fonu ve Çin’in 2025 yılına kadar toplam 1,5 trilyon doları aşacak altyapı planı dahil olmak üzere, küresel altyapı projeleri, orta vadede talebi ve küresel ekonominin büyüme potansiyelini desteklemeye katkıda bulunacak. Bu projelerin başarıları, hükümetlerin fazla tasarrufları verimli projelere kanalize etmesine ve özel sektörü canlandırabilmesine tabi olacak. ABD, Almanya, Fransa ve İngiltere için tasarruf fazlasıyla kurumsal yatırımlar arasında olumlu bir ilişki bulunuyor. Ancak bunun çoğu, gelecekteki vergi politikalarına ve finansman koşullarına bağlı olacak.
5- Engel: Küresel Tedarik Zincirindeki Darboğazlar
Küresel ticaret büyümesi hacim olarak 2021 yılında yüzde 7,9’a yükselecek ama 2020 yılından devreden pozitif etkiler hariç bu oran yüzde 5,4 olacak. Daha da önemlisi, tedarik zincirlerinde devam eden aksaklıklar nedeniyle 2021 yılının 2. çeyreğinde geçici bir yavaşlama bekleniyor. Tedarik zinciri aksaklıklarının 2021 yılı küresel mal ticaretinin hacmindeki büyümeyi yüzde 1,7 puan azaltacağı tahmin ediliyor. Ayrıca hizmet ticareti, kovid-19 kısıtlamalarından en çok etkilenen sektörlerin gecikmeli yeniden açılması ve sınır ötesi seyahatte devam eden engellerden dolayı zarar görmeye devam edecek.
6- Engel: Enflasyonun Geçici Olarak Çok Artması
Enflasyonist baskılar 2021 yılında önemli ölçüde artmaya devam edecek. ABD’de 2021 ortasına kadar enflasyon geçici olarak çok artarak yüzde 3,5’i aşması ve Euro Bölgesi’nde de birkaç ay boyunca yüzde 2’lik hedefi geçmesi öngörülüyor. Ancak merkez bankalarının bunlara tepki olarak politikalarında bir ‘U’ dönüşüne gitmeleri beklenmiyor. ABD’de olduğu gibi, gelişmekte olan ülkelerde de enflasyon beklentileri yükselişte. Türkiye ve Brezilya’nın ise bu eğilime liderlik ettiği görülüyor.
7- Engel: Piyasa Reflasyonu
Piyasalarda kovid-19 şoku sonrasında yaşanan çalkantı, sermaye piyasalarının işleyişinde köklü bir değişiklik olduğu iddialarını ateşledi. Yeni sosyal ağların, yeni çevrimiçi platformların ve yeni dijital varlıkların yoğun kullanımıyla, piyasa hareketlerinin, hızı ve büyümesi kesinlikle değişti. Son zamanlarda piyasadaki hareketler, klasik bir yükseliş trendinin son aşamalarındaki piyasa döngüsünün tüm kalıplarını sergiliyor: Kazançları hızla çoğaltmak için kaldıraçlı yatırıma güvenme, artan getiri beklentileri, piyasa manipülasyonları ile dolandırıcılık belirtileri ve ‘bir şeyleri kaçırıyor olma korkusu’ nedeniyle aşırı alım satım. Bunlar endişe verici işaretler olsa da şimdilik genişlemeci para ve maliye politikaları, riskli varlıkları olumsuz şoklardan koruyor. Bu koruma yürürlükte olduğu sürece, bu fenomen daha sık meydana gelse ve bu yüzden dönem dönem volatilite artışlarını tetiklese bile, riskli varlıklar desteklenecek.