Devlet destekli tarım sigortasında ürüne ve riske göre çiftçinin ödeyeceği primin yüzde 50’si ila yüzde 70’e yakınını devlet karşılıyor. Mesela; bitkisel ürünlerin, seraların, hayvanların sigorta priminin yüzde 50’sine devlet katkı yaparken, meyvelerde don priminin yüzde 67’ye yakınını yine devlet ödüyor.
Salgın, tarımın stratejik öneme sahip olduğunu bir kere daha gösterdi. Diğer taraftan yaşanan doğal afetler nedeniyle tarım ciddi de risk altında. Salgın devam ediyor; afetlerin de sıklığı artacak. Açıkçası, bazılarına göre öyle olmasa da tarımda devamlılığı sağlayabilmenin tek yolu tarım sigortası. Bunları neden söyledim? Dikkat ediyorum, bir süredir devlet destekli tarım sigortasında fiyat tartışması yaşanıyor. Üretici, sigorta fiyatının yüksekliğinden yakınıyor, sigortacılar ise tersini savunuyor. Fiyat konusunu sık sık gündeme getiren ise Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB ) Başkanı Şemsi Bayraktar. Bayraktar, her platformda, tarım sigortasında istenilen düzeyde artışın sağlanamamasını yüksek prim tutarlarına bağlıyor ve çiftçinin mevcut fiyatlarla sigorta yaptırmakta zorlandığını, primlerin düşürülmesi gerektiğini söylüyor.
Prim Bedeli 12 Lira
Her iki tarafı da dinledim, araştırma da yaptım; ‘devlet destekli tarım sigortasında fiyatlar söylendiği gibi yüksek mi, çiftçi primleri ödemekte zorlanıyor mu?’ diye? Tarımla uğraşanlar bilir ama ben bilmeyenler için kısa bir özet geçeyim. Devlet destekli tarım sigortasında ürüne ve riske göre çiftçinin ödeyeceği primin yüzde 50’si ila yüzde 70’e yakınını devlet karşılıyor. Mesela; bitkisel ürünlerin, seraların, hayvanların sigorta priminin yüzde 50’sine devlet katkı yaparken, meyvelerde don priminin yüzde 67’ye yakınını yine devlet ödüyor.
Konuyu birkaç örnekle anlatayım. Çiftçi, yaklaşık 480 kilo buğdayını dolu riskine karşı sigortalatmak isterse ödeyeceği prim sadece 12 lira, kalanını devlet karşılıyor. Ürünün tamamı zarar görürse çiftçinin, TARSİM’den (Tarım Sigortaları Havuzu), alacağı zarar 768 lira. Bu açıdan bakıldığında buğday üreticisinin cebinden 12 lira çıkıyor ama karşılığında 765 lira hasar alıyor. Bir örnek daha vereyim. Üretici, besi sığırını sigortalatmak isterse, bir hayvan için ödeyeceği prim tutarı 202 lira; hayvan hastalıktan ölürse üreticinin alacağı tutar 15 bin lira. Yani, 15 bin liralık sigorta bedeli için ödenecek tutar sadece 202 lira. Mesela tarım sigortasında en çok tartışma konusu seralardır. Onu da öğrendim; sigorta bedeli 90 bin lira olan bir sera için çiftçinin ödeyeceği en yüksek prim bin 84 lira. Bu da şu anlama geliyor, çiftçinin cebinden sigorta için bin 84 lira çıkıyor; serası tamamen yok olursa sigortadan 90 bin lira hasar alıyor.
Üretici Risk Altında
Örnekleri çoğaltabilirim ama gerek yok. Sanırım, işin özünü anlatabilmişimdir. Eminim birileri, ‘muafiyet var, zararın tamamı karşılanmıyor’ diyecektir. Doğrudur, her sigortada olduğu gibi tarım sigortasının da şartları var. Bu şartların bazıları devlet destekli tarım sigortasında işliyor, bazı durumlarda işlemiyor. Kayısı örneğinde olduğu gibi. Malatya’da hemen hemen tüm kayısı üreticileri sigorta yaptırır. Her yıl da Malatya’da kayısıyı don vurur. Üretici bunu bildiği için de koştura koştura sigortasını yaptırır. TARSİM de her yıl don olacağını bile bile kayısıyı sigortalar ve her yıl da üreticiye hasarını öder. Bu durum aslında sigorta değil, çiftçiye destektir.
Peki, tarım sigortasında primler bundan daha da düşük olabilir mi? Olabilir, hatta bedavada olabilir, hatta hatta primin tamamını devlet karşılayabilir ama o zaman bu sisteme sigorta denmez. Şunu da belirteyim. İklim değişikliği nedeniyle bundan sonra daha çok afet yaşanacak ve bu afetler stratejik hale gelen tarıma, dolayısıyla da üreticimize daha da fazla zarar verecek. Bugün için kayıtlı 1.8 milyon çiftçi var ve sigorta yaptıran çiftçi sayısı bunun yüzde 10’unu bile henüz bulmuyor. Yani, üreticimizin yüzde 90’a yakını başta afetler olmak üzere tüm risklere açık. Kimse alınmasın gücenmesin ama ben bu işin primle falan alakası olduğunu zannetmiyor; çünkü prim tutarları ortada. Bence, başta TZOB olmak üzere tarımla ilgili tüm kesimlerin çiftçiyi sigorta yaptırması için biran önce teşvik etmesi lazım.
Noyan DOĞAN/Hürriyet Gazetesi