Aksigorta Genel Müdürü ve Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkan Yardımcısı Uğur Gülen, enflasyonun sigorta sektörü ve sigortalılar üzerindeki etkilerine değindi. Gülen, bu dönemde ya dövize endeksli poliçe yapılması ya da enflasyondan korunma klozu alınması gerektiğini belirterek, “Benzer uygulama 90’larda da yapılmış. O zamanlar sigortacı değildim. Ortam bu hale gelince eski sigortacı arkadaşlara sorduk, ne yapardınız diye. Onlar da 90’lı yıllarda, enflasyondan korunma klozu kullandık dediler” şeklinde konuştu.
Aksigorta Genel Müdürü ve Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkan Yardımcısı Uğur Gülen, enflasyondan korunma klozunun sektörde yaygınlaşmaya başladığını söyledi. Uğur Gülen, enflasyonun sigorta sektörü ve sigortalılar üzerindeki etkilerine değindi.
Geçen senenin kasım ayında ekonomideki politika değişikliği ile TL faizlerinin aşağıda tutulması, kurun yukarı gitmesi ve bol para basılarak TL’yi bollaştıran politika ile ciddi bir enflasyon oluştuğunu belirten Gülen, “Yılsonunda enflasyonun nerede olacağı belli değil. Enflasyon çok ciddi arttı, kurlar çok ciddi şekilde yükseldi ve bu da tüm kıymetlerin değerlenmesine neden oldu. Enflasyon ve kurdan kaynaklı bir değer artışı oluştu. Geçen yıl konutun fiyatı neydi, bugün ne? Geçen sene aracın değeri neydi, bugün ne? Karşılaştırdığımız zaman buralarda muazzam bir değer artışları oluştu” dedi.
MALİYETLERİN GİDECEĞİ YERİ BİLMİYORUZ
Uğur Gülen, vatandaşın, varlığını, enflasyona karşı ezdirmemek için değer artışı yapmak durumunda kaldığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sigorta, burada nerede devreye giriyor? Biz sigortacıların diğer mesleklere göre farklı bir özelliği var. Biz bugün bir poliçeyi fiyatladığımız ve sattığımız zaman gelecek 12 aydaki oluşan maliyetini tahmin ediyoruz. Bugün Türkiye’nin en bilinmez noktası da maliyetlerin nereye gideceğinin bilinmemesi. Çünkü gelecek yıl enflasyonun nereye gideceği, gelecek yıl kur seviyelerinin ne olacağını bilmiyoruz. Bugün 10 bin lira sigorta bedeliyle sigortalanan evin önümüzdeki yıl sigorta bedelinin ne olacağını bilmiyoruz. Bu da eksik sigortayı doğuruyor. Bizler ne yapıyoruz? Müşterilerimizi uyarıyoruz; ‘varlıklarınızın sigorta değerlerine tekrar bir bakın, yeni değerlerinizi tespit edin, yeni değerler üzerinden poliçelerinizi tekrar düzenletin ki hasar anında eksik sigorta uygulaması ile karşı karşıya kalmayın’ diyoruz.”
ENFLASYONDAN KORUNMA KLOZU YAYGINLAŞIYOR
Uğur Gülen, bu dönemde ya dövize endeksli poliçe yapılması ya da enflasyondan korunma klozu alınması gerektiğini vurgulayarak, “Özellikle ticarethaneler ve üretim tesislerindeki makine, ekipmanlar daha çok yurtdışından ithalat yoluyla alındığı için; poliçelerin dövize endeksli olarak düzenlenmesi, korunma yöntemi olabiliyor. Normal vatandaş açısından düşünürsek dövize endeksli poliçe yapmak çok uygun değil. Burada da sigorta sektörü enflasyondan korunma klozu denen sistem işliyor. Belli bir enflasyon oranı baştan anlaşılıyor, böylelikle sigortalı da mağdur olmuyor. Şu anda sektör buna başladı. Özellikle yeni düzenlenen poliçelerde enflasyon korunma klozu, eksik sigorta uygulamasını ortadan kaldırıyor. Bu, bireylerde de konut sigortalarında da yapılıyor. Enflasyondan korunma klozu yavaş yavaş sektörde yaygınlaştı” dedi.
FİYAT REFERANSIMIZ KAYBOLDU
Uğur Gülen, benzer uygulamanın 1990’larda da yapıldığını hatırlatarak, “O zamanlar sigortacı değildim. Ortam bu hale gelince eski sigortacı arkadaşlara sorduk, ne yapardınız diye. Onlar da 90’lı yıllarda, enflasyondan korunma klozu kullandık dediler. Bugünkü ortamda ya dövize endeksi poliçe yapılacak veya enflasyon korunma klozu uygulanacak” şeklinde konuştu.
Uğur Gülen, “Sigortalıların ilgisi var mı?” sorusunu ise şöyle yanıtladı: “Yaptırıyorlar. Sigortacılık kolay değil; karmaşık bir ürün, mutlaka tavsiye gerektiren bir ürün. O nedenle dağıtım kanallarımıza, özellikle acentelerimize, brokerlerimize çok büyük görev düşüyor; bunu en şeffaf şekilde müşteriyi anlatılması konusunda. Biz sigortacılar doğruyu yapmaya çalışıyoruz. Sigortalımızın doğru bedelden sigortalanmasını sağlamaya çalışıyoruz ve gelecek enflasyonun ne olduğu belirsizliğinde bu çok daha önemli. Çünkü bugün en zor şey malın fiyatını belirlemek. Çünkü fiyat referansımız kayboldu.”