Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkan Yardımcısı ve Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, Baden Baden görüşmelerinden kapanış notlarını paylaştı. Yaşar: “Küresel reasürans piyasasında sermaye bol ama bedava değil. 2026 yenilemeleri, fiyattan önce veri, disiplin ve aklın öne çıktığı bir denge yılına işaret ediyor.”
Baden-Baden 2025’te bu yıl sahne yine aynıydı: Birçok salonda yüzlerce masa, koridorlarda sonsuz görüşme, yemekler, kokteyller… Geçtiğimiz yılla karşılaştırdığımızda salonlara hakim olan gerginlik yok, tıpkı Baden Baden’ın beklenenden az yağışlı ve yumuşak havası ve sokakların dinginliği gibi salonlarda keyifli ve rahat yüzler var. Toplantıların bu yılki ana teması da net biçimde şekillendi: Küresel ölçekte sermaye bol, ama bedava değil.
İlk gün ortaya çıkan kapasite rahatlığının ve fiyatlarda düşme beklentisinin ardından piyasa artık “fiyat” değil, denge ve disiplin konuşuyor. Yatırımcı iştahı artmış olsa da reasürörler, fiyatın ötesinde veri kalitesi, model tutarlılığı ve risk yönetim kültürü istiyor.
Fiyatlama ve Kapasite Dengesi
2026 yenilemeleri öncesinde piyasa belirgin biçimde yumuşamış durumda. Doğal afet hasarlarının sınırlı geçmesi, sigorta yatırım fonlarının yeniden piyasaya dönmesi ve yatırımcıların risk iştahındaki artış, fiyatlar üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturuyor.
Ancak büyük reasürörlerin ortak mesajı değişmiyor: “Disiplinden taviz yok. Kapasite var ama yalnızca riskin hakkını veren fiyatlarla.”
Munich Re, “yeterli fiyat yoksa sermayeyi çekmeye hazırız” diyerek mesajı net olarak verdi.
Brokerler bu yıl sigortacıların reasürans alırken daha fazla söz hakkına sahip olduğunu belirterek “isteme yılı” dese de, sözleşme yapısı ve şartların fazla bozulmadan korunması gerektiği vurgulanıyor.
Doğal Afetler ve Türkiye Sinyalleri
Büyük çaplı “birincil afetler” (deprem, kasırga vb.) bu yıl sınırlı kaldı; buna karşılık ikincil riskler (sel, dolu, orman yangını, fırtına gibi) ana gündeme yükseldi. Reasürörler “2025’te reasürans talebi yeniden arttı, bu da prim büyümesini destekliyor” derken Türkiye özelinde daha güçlü veri altyapısı ve model doğruluğu beklentilerini yinelediler. Ayrıca, şeffaflık, veri ve modelleme en az fiyat kadar değerli görülüyor.
İş Durması (BI) ve Kâr Kaybı: Ölçülü Güvence Dönemi
Türkiye özelinde en dikkat çekici tartışma, iş durması (Business Interruption – BI) ve kâr kaybı teminatları üzerineydi. 24 ay olarak uygulanan teminatlar geçtiğimiz yıllarda 18 aya hatta 12 ay sınırına çekilmişti.
Türk piyasasında bu konuda uzun süredir disiplinini koruyan ve global reasürörleri de aynı çizgiye çekmiş bulunan lider reasürörün, bu yıl genişleme eğiliminde olması tarafları ikiye böldü.
Bir kesim bunu iç piyasanın dinamizmine uyum olarak değerlendirirken, diğerleri gevşemenin ve sigortalılardan gelen “36 ay koruma” taleplerinin global sermaye disiplinini zorlayabileceği görüşünde.
Reasürörlerin bir diğer ortak mesajı da limit disiplini. İş durması ve kâr kaybı teminatlarının maksimum sigorta bedelini geçmemesi gerektiğini sıkça vurguladılar.
Bu yaklaşımın ardında net bir gerekçe var: Türkiye gibi yüksek deprem riski taşıyan ülkelerde, geniş süreli ve limitsiz iş durması (BI) teminatları reasürans kapasitesini hızla tüketiyor.
Dolayısıyla sürdürülebilir bir piyasa için hem süre hem tutar disiplini kaçınılmaz hale geliyor.
İkincil Afetler ve Modelleme Disiplini
Toplantılarda öne çıkan bir diğer başlık, “secondary perils” yani sel, dolu ve orman yangını gibi ikincil afetlerin artık sistemin ana gündemi haline gelmesi oldu. Reasürörler, bu risklerin fiyatlamasında model güvenilirliğini en kritik unsur olarak görüyor.
Türkiye’nin deprem modellemesi takdir toplarken, sel, dolu ve enerji kesintisi gibi alanlarda hâlâ gelişme beklentisi var.
Modelleme kapasitesinin güçlendirilmesi, önümüzdeki dönemde reasürans fiyatlamasında belirleyici olurken Türkiye lehine fark yaratabilir.
2026 Yenilemeleri: Denge ve Akıl Yılı
Brokerler genel olarak “2026 yenilemeleri sert geçmeyecek ama kolay da olmayacak” mesajını verirken Reasürörler bu yıl görüşmelerin daha dengeli olduğunu belirtip, “Yumuşak piyasa sinyali var ama teknik analiz geri döndü” diyor.
Büyük brokerler, hasarsız ve verisi güçlü portföylerde %5–15 arası fiyat düşüşü bekliyor. Ancak hasar geçmişi zayıf, raporlama şeffaflığı düşük veya teminat fazlası olan portföylerde oranların sabit kalması ya da daralması da muhtemel.
Yani artık “ucuz reasürans” değil, “akıllı reasürans” dönemi başlıyor. Verisini doğru anlatan, riskini iyi modelleyen ve şeffaf iletişim kuran şirketler avantaj sağlayacak.
Sonuç: Denge, Veri, İş Birliği
Baden-Baden 2025’in genel çerçevesi, Munich Re ve Swiss Re yöneticilerinin, “fiyat tartışılır ama disiplin tartışılmaz” diyerek sezonun tonunu belirlemeleri ile çizildi.
Reasürans yazılarımda kullandığım pehlivan metaforuna dönersem; iyi bir pehlivan güreşi yalnızca kasla kazanmaz; zamanlama ve sezgi de lazım. Baden-Baden’deki tablo da böyle: Herkes hazır, ama el ense çekmek için vakit kolluyor. Kısaca, piyasa gevşiyor ama disiplin gevşemiyor. Sermaye hazır, ama sabırsız değil.
Türkiye açısından bu tablo, bir tehlike değil; ölçülü büyümenin, disiplinli sigortacılığın ve veriyle yönetilen bir piyasanın önünü açacak yapıcı bir fırsat.
Haftanın özeti: “Kapasite bol, ama akıl her zamankinden kıymetli.”