AvivaSA CEO’su Fırat Kuruca, yılın ilk çeyrek sonuçlarını değerlendirdi. Kuraca, “Devlet öyle bir kurumdur ki, hizmetlerini yürütebilmek için vergi alır. Benjamin Franklin’in, meşhur sözü vardır, ‘ölüm ve vergiler dışında hiçbir şey mutlak değil’ diye. Bizde vergi alan bir kurum ne yapıyor, devlet katkı veriyor” dedi.
Editör: Aytaç NALLAR
AvivaSA CEO’su Fırat Kuruca, BES’in, bu yıl 14. yılında, otomatik katılım sisteminin de 4. yılında olduğunu belirterek, 2020’de BES’te yüzde 30’un üzerinde bir büyüme gerçekleştiğini, 2021’in nisan ayı itibariyle de geçen senenin aynı ayına göre de yüzde 27’lerde büyüdüğünü kaydetti. Katılımcı sayısında ise biraz durağanlık olduğunu, 7 milyon gönüllü BES katılımcısı bulunduğunu, otomatik katılım tarafında ise bir miktar büyüme yaşandığını ifade eden Kuruca, “Son zamanlardaki büyüme oldukça güçlü oranlarda. Fakat daha çok mevcut katılımcıların yaptıkları yeni katkılarla bir büyüme söz konusu. Geçen senenin aynı dönemine göre çok ciddi, yüzde 20’nin üzerinde getiri de söz konusu” dedi.
“Yüzde 10’ları Görmek Başarı Olacaktır”
Fırat Kuruca, BES’te toplam fon büyüklüğünün 160 milyar lirayı geçtiğini ve her sene fonların yüzde 25-30’lar mertebesinde büyüdüğünü, 2021’de de benzer büyümenin yaşanacağını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu tür fonların büyüklüğü mutlak bir rakam olarak konuşuluyor. Bir de GSMH’nın belli bir yüzdesi olarak değerlendiriliyor. Şu anda Türkiye, GSMH’sının yüzde 2-2.5’lar bandında bireysel emeklilik tasarruflarına sahip. Öte yandan, Türkiye’nin ciddi olarak tasarruf ihtiyacı söz konusu ki, o tasarruflarla ihtiyacımız olan yatırımları finanse edebilelim. Bu fonların da ülkenin büyümesine katkıda bulunmasını bekliyoruz. OECD ortalamasına bakarsanız, yüzde 70’in üzerinde bir gayrisafi milli hasıla oranı söz konusu. Bazı ülkelerde; örneğin, Hollanda, İngiltere gibi ülkelerde yüzde 100’ün üzerinde. Gönül ister ki bizde de BES, önümüzdeki dönemde hızla büyüyerek, bu rakamlara ulaşsın. Ama ilk etapta, yüzde 10’ları görmek bizim için bir başarı ifadesi olacaktır.”
“Nüfus Yaşlandıkça Risk Artıyor”
Fırat Kuruca, Türkiye’de, tasarruf oranının yüzde 12-14 bandında olduğuna, bunun içine birtakım farklı tasarruf kalemlerinin de girdiğine değinerek, şu açıklamaları yaptı:
“Ancak, sermaye piyasalarına katkısı olarak baktığımızda yeterli seviyelerde değiliz. Bunun da iki türlü etkisi oluyor. Birincisi, emeklilik dönemleri ihtiyaçları için yeterli birikime sahip olunmaması, emeklilik döneminin finansmanı açısından ciddi risk yaratıyor. Bütün ülkelerde olduğu gibi bizim ülkemizde de emeklilik döneminde, sosyal sigorta sisteminin sağladığı finansal faydanın, insanların yaşam kalitesi açısından beklentilerinin altında kalma riski var. Özellikle nüfus yaşlandıkça bu risk daha da artıyor. Mesela, pek çok ülkede, Türkiye’de de öyle; sosyal sistemler, bütçeden kaynak aktarımı olarak desteklenir. Orada gerek sağlık harcamaları gerek emeklilik maaşları yetersiz kalıyor. Özellikle insan hayatının uzaması çok güzel bir olgu olmakla birlikte finansal açıdan bazı riskleri getiriyor. Ben, her zaman söylerim; devlet öyle bir kurumdur ki, hizmetlerini yürütebilmek için vergi alır. Bütün dünyada da bu böyledir. Hatta, Benjamin Franklin’in, meşhur sözü vardır; ‘ölüm ve vergiler dışında hiçbir şey mutlak değil’ diye. Bizde vergi alan bir kurum ne yapıyor; vergi teşviki veriyor. Türkiye’de her 100 liralık tasarruf yaptığınızda devlet de yüzde 25 vergi teşviki veriyor, daha doğrusu devlet katkısı veriyor. Bu toplum açısından, ekonomik büyüme açısından çok önemli.”
“Çok Dalgalı Bir 4 Ay Geçirdik”
Fırat Kuruca, BES’te, yılın ilk çeyreğindeki getiriler hakkında da değerlendirmeler yaparak, bu konuda şunları söyledi:
“Bu senenin ilk dört ayına baktığımızda, çok iyi getiri sağlayan araçlarımız da oldu ama paçal olarak baktığımızda ilk 4 ay biraz zorlayıcı bir dönemdi. Çünkü çok ciddi çalkantılardan geçiyoruz. Ekonomik kırılganlıklar, jeopolitik riskler değerlendirildiğinde bütün bunlara baktığımda çok dalgalı bir ilk 4 ay geçirdik ama bireysel emeklilikte her zaman söylüyoruz; dalgalı bir dönemin arkasından, yukarı dalga geliyor ve onlar her şekilde birbirini kompanse edebiliyor. Son 10-15 yıllık perspektife baktığımızda bireysel emeklilik sistemi düzenli olarak enflasyonun ciddi olarak üzerinde getiri sağlamıştır. Bunun üzerine devlet katkısı gibi ilave bir katkı da sağlanıyor. Yani şu an tedirginlik olmasın. Biraz dalgalı bir dönemden geçiyor olabiliriz ama doğru yatırım yönlendirmeleri ile bunun da telafisi mümkün.”