Kişiler tasarruf etmek için BES’e giriyor, devlet de yüzde 30 katkı yapıyor, hem katkılar hem de birikimler emeklilik fonlarında değerleniyor. İşte o emeklilik fonlarının toplamı 1 trilyon TL’yi aştı. Şöyle de diyebiliriz, vatandaşların tasarrufları 1 trilyon TL’yi geçti.
Türkiye’de bir ilk gerçekleşti ve bireysel emeklilik sisteminde 1 trilyon TL sınırı aşıldı. Ne demek 1 trilyon TL? Malum; kişiler tasarruf etmek için BES’e giriyor, devlet de yüzde 30 katkı yapıyor, hem katkılar hem de birikimler emeklilik fonlarında değerleniyor. İşte o emeklilik fonlarının toplamı 1 trilyon TL’yi aştı. Şöyle de diyebiliriz, vatandaşların tasarrufları 1 trilyon TL’yi geçti. Neden bir ilk? Çünkü tasarrufların büyüklüğü tarihte ilk defa bu boyuta ulaştı.
Bu 1 trilyonun, 938 milyar TL’si kişilerin tasarruflarından, 70 milyar TL’si de işverenlerin çalışanlarını otomatik BES’e dahil ettiği Otomatik Katılım Sistemi’ndeki (OKS) çalışanların tasarruflarından oluştu. 1 trilyonun 120 milyar TL’ye yakını da devletin sistemdeki kişiler için yaptığı yüzde 30’luk katkıların değerlendiği fonlardan kaynaklandı. BES sayesinde bugün 16.3 milyon kişi tasarruf ediyor ki; bu da nüfusun yüzde 20’si, çalışanların ise yüzde 32’si anlamına geliyor.
TASARRUFLAR BORSAYA KAYIYOR
Peki, bu 1 trilyonluk TL’lik tasarruf ne anlama geliyor? Anlatalım, çünkü bazı kesimler bu rakamı küçümseyebilir. Yurtiçi tasarrufların GSYH’ya oranı yüzde 30’a yakın ve bunun yüzde 3.1’i BES fonlarından kaynaklanıyor. Mesela, vatandaşın tasarruf olarak tek bildiği ve vazgeçilmezi olan TL mevduat toplamı, 9 trilyon TL’ye yakınken, artık BES teki tasarruflar 1 trilyon TL. Bundan beş-on sene öncesine kadar BES’in esamesi bile okunmazdı. En büyük fark ise emeklilik fonlarının ekonomiye uzun vadeli kaynak yaratması. Çünkü sistemdeki 16.3 milyon kişinin birikimleri; tahvil-bonolara, hisse senetlerine, altın gibi kıymetli madenlere endeksli devlet senetlerine, özel sektör borçlanma araçlarına yatırılıyor. Böylece sermaye piyasalarına derinlik kazanıyor.
Mesela, bu 1 trilyonun yüzde 30’a yakını hisse senedi piyasasında. Hani, borsa rekor üstüne rekor kırıyor ya; işte orada BES’in katkısı çok büyük. Hatırlayın, 6 Şubat depremleri sırasında kapalı olan borsa açılmadan önce alınan tedbirlerin başında BES fonlarının borsaya yatırılacak kısmının artırılmasıydı ve bu sayede borsaya ciddi giriş oldu. Hatta bir adım daha ileri gideyim, bugün finans piyasalarındaki volatilitenin az olmasının nedenlerinden biri de emeklilik fonlarının bu rakamlara ulaşmasıdır. Finansal istikrar açısından emeklilik fonları önemlidir. O nedenle BES’teki 16.3 milyon kişi, yaptıkları tasarruflarla, farkında olmadan ülke ekonomisine ciddi katkı sağlamaktadır.
PİYASALARA ETKİSİ NASIL OLDU?
Buraya kadar anlattıklarım işin piyasalar ve ekonomi boyutu. Bir de, 1 trilyon TL’nin tasarruf sahipleri üzerindeki etkisi var. Fon birikimi büyüdükçe sistemdeki kişilerin getirileri de artıyor. Şöyle anlatayım. Belki senede 10-15 bin lira tasarruf edip, BES’e yatırabiliyorsunuz. O tutarla bankaya gitseniz laf aramızda suratınıza bakmazlar. Kuyumcuya gitseniz taş çatlasın 3 tane çeyrek altın ya alırsınız ya alamazsınız. Ama BES’teki 10-15 bin liralık tasarrufunuz ile 1 trilyonluk BES havuzu içindesiniz. Emeklilik şirketleri bu büyüklükle piyasaları domine ettiğinden; küçük tasarrufları bir havuz içinde altın, hisse, mevduat, döviz gibi ve dönemine göre yüksek getiri sağlayacak yatırım araçlarına yönlendirdiklerinden siz de bu imkandan yararlanıyorsunuz.
Bu nedenle de son beş-altı yıldır BES getirileri enflasyonun çok üzerinde oluyor. Nitekim sadece 2024’ün dört ayında BES’in getirisi enflasyonun 10 puan üzerinde oldu. Mesela dört ayda BES’teki hisse fonlarının getirisi enflasyonun 40 puan üzerinde yüzde 59 oldu. Nasıl oldu? İşte bu 1 trilyonluk hacim ile oldu. Demek ki, emeklilik fonları 3-5 trilyon TL boyutuna gelse; ekonomide ve tasarruflarda neler olacağını düşünün artık.
Noyan Doğan/Hürriyet Gazetesi