Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Genel Sekreteri Özgür Obalı, derem bölgesinde ödenen hasarlar ve sigorta sektörünün depremden çıkardığı dersler konusunda açıklamalar yaptı. Obalı, “Kahramanmaraş depreminde, sigorta sektörünün iki kavram üzerinde sıkıştığını görüyoruz. Bir tanesi maliyetler, daha doğrusu sigortalıya yansıtılan prim yükü; diğeri de teminat tutarı” dedi.
Editör: Aytaç NALLAR
Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Genel Sekreteri Özgür Obalı, sigorta sektörünün prim ile teminat arasında sıkıştığını, bunun da Kahramanmaraş depreminde ortaya net şekilde çıktığını söyledi. Obalı, derem bölgesinde ödenen hasarlar ve sigorta sektörünün depremden çıkardığı dersler konusunda açıklamalar yaptı.
Obalı, sigorta sektörünün, DASK’ın dışında deprem bölgesinde 21 milyar TL’yi aşan hasar ödemesi gerçekleştirdiğini kaydetti.
BİR TAKIM MUAFİYETLER UYGULANMIŞ
Depremden çıkarılması gereken dersler olduğunu belirten Obalı, bunların başında da eksik sigortanın geldiğini ifade etti. Obalı, “Burada da sigorta sektörünün iki kavram üzerinde sıkıştığını görüyoruz. Bir tanesi maliyetler, daha doğrusu sigortalıya yansıtılan prim yükü; diğeri de teminat tutarı. Teminat tutarını doğru vermeye çalıştığınız noktada -ki, bugün yenilemelerde de bunu görüyoruz- prim artıyor. Buradaki kritik konu, primleri makul seviyede tutabilmek için sektör bir takım muafiyetler uygulamış” dedi.
SÜRECİ ŞEFFAF VE AÇIK YÖNETMEMİŞİZ
Muafiyet konusuna da değinen Obalı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Örneğin, 1 milyon liraya sigortalıyorsunuz, 100 bin liraya kadar olan hasarlar sigortalının üzerinde, 100 bini aşan tutar ise sigorta şirketinin üzerinde kalacak şekilde poliçe yapılıyor. Bu durumda sigortanın primi de düşüyor. Yani, muafiyet sigortalı ile sigortacı arasında bir pazarlık konusu. Burada yanlış bir şey yok ama bunu şeffaf ve açık yönetmemişiz, hepsi söylenmemiş. Bölge ziyaretlerimizde sanayicilerle konuştuk; bilinçliler. Biz bu kadar muafiyet aldık ama bu kadar etkisi olacağını tahmin etmiyorduk diyenler de var. Muafiyetten haberi olmayan sanayiciler de var. Sigortacılar olarak kendimize ayna tuttuğumuzda bu konuları çok açık ve şeffaf anlatamamışız gibi gözüküyor.”
SİGORTALIYLA EL SIKIŞAMIYORUZ
Bu sorunlar nedeniyle Kahramanmaraş depreminde sigortalılarla el sıkışamadıklarına da dikkat çekerek, “Aslında sigortalanmış tutar belli. Ödenecek rakam net, ama sigortalı diyor ki, ben bu kadar az tutarı kabullenemiyorum” şeklinde konuştu.
Özgür Obalı, bundan sonraki süreçte bilgilendirme süreçlerinin şeffaf ve yalın yapılması gerektiği konusunda görüş birliğine varıldığına da dikkat çekerek, şu açıklamaları yaptı: “Daha şeffaf, daha açık, daha yalın şartları, sigorta poliçesinin ya da sözleşmesinin şartlarını daha sürecin başında bizim tüketiciye anlatıp, net olarak el sıkışmamız lazım. Burada da en önemli rol, hem bizim sigorta profesyonellerine hem de sahadaki satış kanalımız olan acentelerimize düşüyor. Dolayısıyla bizim bu konuda gerçekten sigortalıyı daha iyi bilgilendirecek sistemleri kurmamız lazım.”