Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) Başkanı Türker Gürsoy, sigortacılık ve BES’te düzenlemeler içeren kanun tasarısı Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülürken komisyon üyelerini bilgilendirdi. Gürsoy, trafik sigortasından, 18 yaş altının BES’e girmesine ve vakıf ve sandıkların BES’e aktarımına kadar birçok konuda açıklamalar yaptı.
Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanı Türker Gürsoy, trafik sigortalarındaki yeni düzenleme ile ilgili açıklamalarda bulunarak, yasa tasarısında, tazminatın hesabına temel teşkil edecek parametrelerin kanun metnine alınmasının sağlandığını söyledi. Değer kaybı tazminatı ile ilgili de Gürsoy, konuşmasında, “Temel parametreler sayılıyor ve aracın piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı dikkate alınarak hesaplanacak. Zaten böyle yapılıyordu ve bu hesaplama tarzı Danıştay’ın denetiminde de geçmişti. Destekten yoksun kalma tazminatı ile sürekli sakatlık tazminatının hesaplanmasına ilişkin temel parametreler sayılıyor. Örneğin, ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosunun kullanılacağını öngörülüyor. Burada, çok eski, 1930’lu yıllardan kalma, Fransa’ya ait bir hayat tablosu kullanılıyordu; oysa bunun yerine Türkiye’nin gerçek verilerinden hareketle düzenlenmiş olan TRH-2010 tablosu kullanılıyor olacak. Yine, bu da Yargıtay’ca benimsenmiş olan tablodur” dedi.
“Standart Uygulamayı Getirmeye Çalışıyoruz”
Türker Gürsoy, Plan ve Bütçe Komisyonununda, trafik sigortası ile ilgili yapılan itirazlara da cevap vererek, şunları söyledi:
“Uygulamada ticari araçlara ilişkin en ufak bir değişiklik yok. Mevcut uygulama ne ise kapsam bakımından yine öyle devam edecek, çünkü gelir kaybı gibi, kâr kaybı gibi dolaylı zararlar hiçbir zaman zorunlu sigorta kapsamında zaten olmadı, zaten yoktu, dolayısıyla bugün çıkarılıyor değil. Zorunlu sigortaların mantığında hiçbir zaman dolaylı zararlar olmaz. Bu, herkesin maruz kaldığı ortak temel riski korumayı amaçlayan bir teminat türüdür, dolayısıyla prim düzeyi de buna göre belirlenir. Dolayısıyla ticari araç işletenler ihtiyaç duydukları bu tip teminatları ihtiyari mali mesuliyet, yani tercihe bağlı bir teminat olarak satın alabilirler, bu mümkündür, zaten böyle oluyor. Yaptığımız bu düzenlemelerin amacı vatandaşın mahkemelerde uzun sürelerde mağdur olmasını engellemek için standart, tekdüze, yeknesak bir uygulama ortaya koymaya çalışıyoruz ve bu uygulamanın da yargı kararlarıyla bire bir uyumlu olmasına azami ölçüde dikkat ediyoruz.”
Yaşanmış Bir Olaydan Örnek
Türker Gürsoy, Komisyonda, yaşanmış bir olaydan da örnek vererek, “Ben uzun yıllar sigorta şirketlerinde kamu adına denetim yaptım. Hazine Müsteşarlığında denetim görevlisi olarak bulundum, sigorta şirketlerini denetledim. Bu konuyla ilgili orada önemli bir anım var. 2 çocuk sahibi bir baba trafik kazasında vefat etmiş, eşi çalışmıyor. Bilirkişiye gönderilmiş, bir hesap yapılmış; bundan 10 sene önce 200 bin liralık bir tazminat hesaplanmış. Hasar dosyasının üzerinde bir not var, sigorta şirketinin yöneticisi not düşmüş; ‘Bu çok yüksek görünüyor, bir de başka bilirkişiye gönderelim’ diye. Başka bir bilirkişiye gönderilmiş, gelen sonuç sıfır, tazminat hakkı yok. Şimdi, bu çok içler acısı bir durum. Vatandaş mahkemeye gitmek zorunda, o tazminatını bilirkişiler ile mahkemede en az 2 yıl süren süreçler sonunda o dul kalan kadın 2 çocuğuyla birlikte bu tazminatı beklemek zorunda. Bu düzenlemeyi bunun için yapıyoruz” şeklinde konuştu.
“Sigorta Şirketlerimiz Bir Yerden Kâr, Bir Yerden Zarar Ediyorlar”
Türker Gürsoy, konuşmasında sigorta şirketlerinin karları konusuna da değinerek, şu açıklamaları yaptı: “Sigorta şirketlerimiz bir yerden kâr ediyorlar, bir yerden zarar ediyorlar. Trafikten zarar ediyorlar ama trafikteki zararı diğer kârlarını götürüyor. Sigorta şirketleri, mali kârlarla telafi edebiliyorlar ancak bu kayıplarını, mali kârlar olmadığı takdirde teknik sonuçlar dediğimiz sigortacılık faaliyet sonuçlarından zarar ediyorlar. Türkiye’deki durum böyle, bu zararın en büyük kaynağı da trafik sigortalarında yaşanan zararlar.”
“Her Yıl Ortalama 1 Milyar Lira Zarar Ettiler”
Gürsoy, Komisyonda, trafik sigortasında yapılacak olan düzenlemenin, sigorta şirketlerinin lehine bir düzenleme olacağı yönündeki eleştirilere de cevap vererek, “Bu düzenleme genel şartlarda 2015 yılında yapıldı. Karayolları Trafik Kanunu’nda ise 2016 yılında yapıldı. O tarihten beri yürürlükteydi, iptale kadar. Bu süre zarfında sigorta şirketleri trafik branşında kâr etmediler. Her yıl ortalama yaklaşık 1 milyar lira tutarında zarar ettiler. Dolayısıyla bu düzenleme sigorta şirketleri lehine bir düzenleme olsaydı ondan öncesi ve sonrası arasında mali tablolarında lehlerinde bir gelişme görmemiz gerekirdi” dedi.
“10 Senede 2,4 Milyon Vatandaş Sisteme Katılacak”
Türker Gürsoy, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, BES’teki düzenlemeler hakkında da açıklamalar yaptı. 10 sene içinde yaklaşık 2,4 milyon 18 yaş altı vatandaşın sisteme katılacağını belirten Gürsoy, “Bu ihtiyatlı senaryoya göre yaptığımız bir hesaplama. Sisteme dâhil olan katılımcılar nezdinde yapılan anket çalışmalarında katılımcıların yüzde 54,1’inin çocukları için ödeme yapmayı tercih edeceklerini yani çocuklarını sisteme katmayı düşüneceklerine dair anket sonuçlarını kullandık” dedi.
“Devlet Katkısının 8 Milyar Lirası Hazineye Geri Döndü”
Gürsoy, BES’te, devlet katkısı hakkında da sorulan soruya, şu cevabı verdi: “Bugüne kadar sisteme 25,6 milyar liralık devlet katkısı ödenmiş olmasına karşın 3 milyar lirası, daha doğrusu 2,8 milyar lirası vatandaşlar tarafından sistemden hak edilerek çekilmiştir. Dolayısıyla 25,6 milyar liralık ödemeye karşılık 2,8 milyar liralık efektif reel bir ödeme söz konusu. Bunun dışındaki rakamlar ise 8 milyar lirası Hazineye geri dönmüş durumda hak edilmediği için; 14 milyar lirası da henüz yine hak edilmemiş, vatandaşımızın hesaplarında hak edilirse hesaplarına aktarılmayı bekleyen tutar söz konusu. Dolayısıyla 25,6’ya karşılık 3 milyar liralık, 2,8 milyar liralık bir reel, efektif bir ödeme söz konusu. Bu oran yüzde 25’ten oldukça düşük bir orana tekabül ediyor.”
“Aktarımdan Kamuya Yük Gelmeyecek”
Türker Gürsoy, Komisyonda, vakıf ve sandıkların BES’e aktarımının, sisteme katkısı hakkında da şu açıklamaları yaptı:
“Vakıf sandıklardaki birikimler hâlihazırda, çoğunlukla mevduat ya da gayrimenkul gibi yatırımlarla değerlendiriliyorlar, çok sınırlı alanlara yöneliyorlar, verimlilikleri oldukça sınırlı kalıyor. BES’te ise sermaye piyasalarımıza derinlik sağlayarak ekonomimizin ihtiyacı olan uzun vadeli finansman olanaklarını sunan hisse senedi, girişim sermayesi fonları, kamu ve özel sektör borçlanma araçları gibi fonlara yatırım imkânı getirilmektedir. Bu çerçevede bir yandan üyeler BES’e katıldıktan sonra ödeyeceği ödemeler için yurt içi tasarruflarımız artarken bir yandan da aktarılan birikimlerin ekonomimize uzun vadeli finansman olanakları sağlaması beklenmektedir. Bu aktarım daha önce de uygulandı, 2007-2017 arasında uygulandı, 2017’ye kadar geçerli olan bir uygulamaydı. Bu aktarımdan kamuya herhangi bir yük getirilmesi söz konusu değildir, sandık üyeleri sandık içinde kendi birikimlerini nakde çevirip alarak sisteme nakdî olarak taşımak suretiyle aktarım yapacaklardır. Dolayısıyla herhangi bir açığın sisteme taşınması söz konusu olmayacaktır.”